"Nerdesin sen? Sabahtan beri Bayan Weasley'i oyalamaktan yoruldum!"
Hermione'nin endişeli sesine yanıt vermekte biraz geciktim...Kusura bakmasın ama aklım hala malikanenin çalışma odasındaydı....Ne geceydi ama!!! Draco'nun sözleri hala kulaklarımda...Beni seviyorsun, çünkü....
Çok romantikti! Uzun bir aradan sonra geçirdiğim en güzel gündü doğrusu..Ha ha ha hele Kate'in içeri dalışı... Valla hiç üzülmedim, acımadım da...Neden üzüleyim ki; o sarışın yellozun bana söylediklerini hatırlıyorum!! Melek yüzlü pis şeytan.. Ama o kiminle uğraştığının farkında değil, beni tanımıyor... Ben ona pabucunu ters giydiririm...Söz konusu Draco'ysa hele.... Of aslında bu konu hala canımı sıkıyor..Birazcık çok çok azcık bir sıkıntı olarak zihnimde yer edindi... Sorun Kate'in söyledikleri veya yapmak üzere oldukları değil.. Sorun Draco'nun ona olan zaafı... Kıza masum gözüyle bakıyor ve onun her dediğine inanıyor... Ki o kız masum falan değil, Voldemort bile daha masum kalır o kızın yanında! O sarışın yelloz öyle bir etki bırakmış ki, kimse onun yalan söyleyebileceğini düşünmüyor.. Ya da kötülük yapabileceğini.... Herkes ona körü körüne bağlanmış vaziyette....Malikaneden buraya gelirken, yolda Draco'yla bu konuyu konuşmaya çalıştım... Kate'e fazla güvenmemesi gerektiğini anlatmak istedim... Ama Draco gözlerini devirdi.. Ve kıskançlık yaptığım için, böyle konuştuğumu söyledi.. Ki evet biraz kıskançlık yapıyorum.. Yani ona Kate'in pisliklerini anlatırken, küfretmiş veya o şeytanı aşağılamış olabilirim... Ama gene de anlatmaya çalıştıklarım kesinlikle objektifti!!!
Of kimin umurunda! Draco alaycı bir tebessümle beni öptü ve kıskanacak bir şey olmadığını.. Bu paranoyadan kurtulmam gerektiğini söyledi....
Neymiş efendim Kate sadece çok iyi bir arkadaşmış.... Onun sevdiği başka bir çocuk varmış.. O Draco'ya o gözle bakmazmış... Bla bla bla...
Odun, hakikaten de Draco bir odun! Odunlukta Ron'u bile alt eder bence.. Ama benim için sorun yok, Draco o kıza körkütük inanıyor olsa da ben onun maskesini düşüreceğim!
Bir şekilde o kızdaki tersliği ortaya sereceğim...Nasıl yapacağımı daha bulamadım ama onun duygu sömürüsü yapıp, masum ayağına yatarak Draco'yu sömürmesine izin vermeyeceğim!
"April !!! Dünya'ya dön !!!!"
Hermione'nin sabırsızca sesini duyunca, hala kapıda dikildiğimizi fark ettim... Hızlıca bahçeye son bir bakış attım.. Belki hala oradadır ve içeri girmemi bekliyordur diye.. Ama daha Kovuk'u görür görmez iğrenmiş bir ifade takınan beyefendi, çoktan cisimlenmiştir.... Hafifçe iç çektim. "Off bağırma Herm, giriyorum içeri işte..."
April içeri girer girmez, Hermione fısıldadı. "Weasley'lere, Ron'lar da dahil, Diagon Yolu'na gittiğini söyledik...Okul alışverişi için dedik...Aman çaktırma! Eşyaların nerede diye sorarlarsa, baykuşla eve yolladım dersin..."
April hafifçe gülümsedi. "Hiç merak etme sen..Çaktırmam..." Kaşlarını çatıp, devam etti. "Sen biraz gergin görünüyorsun Herm?"
Genç kız iç geçirdi. "Dean ve Laura eşyalarını topluyor.. Birazdan çıkacaklar.."
April omuz silkti. "Bir haftalığına gelmemişler miydi zaten? Bir haftayı geçeli kaç gün oluyor..."
Hermione fısıldadı. "Gitme sebepleri, misafirlik sona erdi diye değil...Dean ve Ginny ayrılmışlar!"
April şaşkınlıkla:"Aa neden?"
Hermione kabarık saçlarını çekiştirirken, cevap verdi. "Ginny anlaşamıyorduk falan diye bir şeyler geveledi; ama nedeni Harry bence..."
April hızlıca başını salladı. "İsviçre'den dönerken, arabadaki konuşmalarını hatırlıyor musun? Bence o zamandan beri aralarında bir şeyler oluyor...Dean de anladı herhalde..."
Hermione sıkıntıyla:"Dean kesin anladı..Harry'ye nasıl davrandığını bir görsen..."
April hafifçe gülümsedi. "Ben gene de sevindim...Dean de aradan çekildiğine göre aralarında bir engel kalmadı!"
Hermione hafifçe sırıttı. "Harry bir adım atsa, her şey kendiliğinden olacak da..."
İki genç kız salona doğru ilerlerken, April hızlıca cevap verdi. "Atacaktır, atacaktır...."
Salona girdiklerinde, Bay Weasley'nin Gelecek Postası'nı okumakla meşgul olduğunu, Bayan Weasley'nin Fleur'la sofra kurduğunu gördüler.
April neşeyle:"Herkese iyi akşamlar..."
Bay Weasley gazeteden başını kaldırdı ve gülümsedi. "Ooo hoş geldin April, bugün epey gezdin..."
Genç kız sırıttı. "Ha ha, evet.. Okul alışverişi işte..."
Bayan Weasley merakla: "Kitapların nerede?"
April istifini bozmadan;
"Baykuşla evime yolladım.. Evinizi zaten istila ediyorum, bir de döküntülerimle yer kaplamak istemedim...."
Hermione kahkahasını bastırmaya çalışırken, vicdanı mırıldandı. "Vaaay laflara bak..."
Molly sevecen bir sesle: "Tatlım o nasıl bir söz...Hadi yukarı çıkıp, üstünü değiş...Yemek birazdan hazır olacak, ayrıca Hermione gidecek olan arkadaşlarınıza söyleyin, yemekten sonra yola çıksınlar..."
Hermione hızlıca başını salladı. "Söylerim Bayan Weasley..."
Merdivenlere doğru ilerlediler.Hermione alaycı bir sesle:"Demek döküntülerimle yer kaplamak istemedim ha, ağzın da iyi laf yapıyor..." April sırıtarak:"Tabi kızım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Draco'nun Meleği
FanficDraco Malfoy. On dokuz yıl sonra, eşi ve oğluyla Hogwarts Tren Garı'nda; Harry'lerin yanından geçip gittiğinde çoğu kişinin aklında şu soru belirir: Draco Malfoy kiminle evlenmiştir? Severek, isteyerek mi evlenmiştir; yoksa safkan ailesinin uygun g...