Enişte&Baldız

598 44 7
                                    


"D.O Hyung!"

Bir hışımla girdiğim EXO odasında D.O hariç herkes buradaydı.

"D.O Hyung nerede?"

Sinirle sorduğum soruyu Chen cevaplamıştı.

"Koltuğun arkasında değil."

Xiumin kendi alnına vururken konustu.

"Salak!"

Koltuğun arkasına baktığımda dizlerini kırmış ufak adımlarla kapıya yaklaşmaya çalışan bir D.O buldum.

Parmağımla kafasını dürttüğümde kafasını kaldırıp şirince bana gülümsedi.

Parmağımla kafasını dürttüğümde kafasını kaldırıp şirince bana gülümsedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve ne olduğunu anlamadan D.O odanın kapısından fırladı.Bende peşine koşarken aynı zamanda bağırıyordum.

"D.O Hyung kaçma gel buraya,kaçma dedim sana!"

Ben koşmaktan nefes nefese kalmışken D.O hala koşuyordu.
Bu çocuk yorulmak bilmezmiydi yahu.Ama mesele can korkusu olunca insan böyle oluyor demek.Vay be yılların satansoo'sunuda korkutabilmiştim ya bana ödül vermeleri gerekiyordu.

"Yon gerçekten iyi çocuk onlar numaran güvende yani."

"Ya güvende olabilir ama bana sormadan nasıl verirsin?"

Artık nefes alamaz hale geldiğimde binanın katlarını üçüncü kez turluyor olduğumuzu fark ettim.Neyseki kafetarya bölümüne gelmiştikte ben bir sandelye çekip oturmuştum.
D.O ise karşımda elleri dizine dayalı ayakta soluklanıyordu.

"Biliyorum yaptığım hataydı ama fena mı oldu,Kris'lede bol bol sohbet edersiniz."

D.O yaramaz bakışlar atarken sinirle kafamı kaldırdım.

"Tamam canım şaka yapıyordum."

D.O'nun ani dönüşü beni gülümsetirken görmesin diye kafamı eydim.

"Tamam,tamam bu seferlik bir şey demiyorum ama D.O Hyung birdaha numaramı birine verirsen saçlarını yolarım sonra kel kaldım diye ağlarsın."

"Hah ben kelken bile yakışıklıyım"

Elini saçlarından geçirirken konuştum.

"İstersen gel deneyelim yakışıklı olup olmadığını."

D.O'nun üstüne doğru yürürken D.O tekrar koşmaya başlamıştı aynı zamanda bağırmaya da.

"İstemiyorum,saçlarııım!"

Ben bu haline gülerken arkadan gelen gürültülü seslerle arkama baktım.Bu hyungların yerde ne işi var!

"Yah niye bu kadar koşuyorsunuz?Güzel,güzel oturup anlaşsanıza."

Suho'nun bağırmasıyla yerimden sıçramıştım.

"Asıl siz niye bizim peşimizden koşuyorsunuz?"

~AH BU HYUNGLAR~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin