Elimizdeki ufak çantaları bagaja yerleştirip Suho Hyungun kiraladığı minibüs tarzı arabaya bindik.Yol boyu şarkı dinlemiş,Baekhyun'un esprilerini çekmiş ve onur konuklarından biri olan Kris ile yeni çıkardığı Juice şarkısında hareket eden arabada ikimiz ayakta dans etmeye çalışmıştık.
Sonunda ormanlık araziye ulaştığımızda tek tek arabadan inip karşımızdaki devasa eve koşturduk.
Eve girmemizle beraber yeni yakıldığı belli olan şöminenin önündeki koltuklara yayıldık.
"Burası bir harika hyung."
Suho gülümseyerek konuştu.
"Ah beğenmene çok sevindim çünkü burası artık sizin."
Beklenmeyen bir öksürük krizine girerken Chanyeol'unde benden farkı yoktu.
"Hey hey hey!İyi misiniz?"
Suho sırtımızı pat patlarken yavaşça nefes aldık.
"Hyung sen ciddi misin?"
Kafasını sallayarak devam etti.
"Aslında biraz daha geç söyleyecektim bunu ama sen çok beğenince şimdi söylemek istedim."
Kaşlarımı çatarak itiraz ettim.
"Bunu kabul edemeyiz hyung."
"Aslında edebiliriz."
Chanyeol sırıtırken koluna vurdum.
"Bu çok büyük bir şey.Gerçekten hiç gereği yok.Hem ben senden hediye mi bekliyorum?Aşkolsun hyung."
"Yon'cum bu hediyeye itiraz etme hakkın yok.Eğer ben veriyorsam bunu kabul etmek zorundasın.Ne kadar inatçı olduğumu biliyorsun."
Peki dercesine kafamı salladım.
"Hadi o zaman evi gezdireyim sana."
Merakla yerimden kalkıp Suho'nun peşine takıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~AH BU HYUNGLAR~
HumorYeni bir ülke,yeni bir üniversite,yeni insanlar ve yeni bir iş yeri. Birde bunların üstesinden tek başına geliyorsan bunlara çılgın hyunglarda eklenince daha da zorlaşmaz mı? Bizlere de bu serüveni okumak düşer.^-^