"Babam bu gün marketten çıkarken Büşra ile çarpıştım. *Ay pardon şekerim,* dedi üstelik. Bu böyle olmayacak.
Tamam, bazı şeyleri seninle paylaşmamış olabilirim, ama zamanı geldiğinde inan anlatacağım."
"Ne diyeceğimi bilemiyorum. Ben daha senin bir ay ortadan kayıp olmanı çözemedim. Bir tek *merak etme babacığım iyiyim.*
Bu kadar, bende merak etmeyeceğim! Ömrümden ömür gitti be kınalı kuzum."
"Özür dilerim. Çok özür dilerim, bir daha katiyen seni merakta bırakmam.
O zaman öyle gerekmişti. Beni, sorgulamadığın, yargılamadığın için, sana sonsuz teşekkürler babacığım."
"Hadi bakalım, beni de sulu göz yaptın yahu. Sen şimdi git güzelce dinlen. Ben buraları hallederim. Yarın geliyor musun?"
"Eveeettt , evde ne yapayım. İki fırça sallarım neşemi bulurum."
"Tabi ya, gelene gidene fırça sallama da! Yarın tamirat var zaten.
Parkeciler, tesisatçılar gelecek. Yukarıdaki odaların, bazılarının parkelerinin değişmesi gerekli.
Tavanlar sende yine. Boyaya daha sonra başlayacağım. Şükrü usta, iki adam gönderecek çabucak bitiririz."
"Of baba, saçlarım buluta sığmıyor. Kenarlardan içine sok sana. Yıkayıp yatınca, böyle oluyor işte bonus kafa."
"Bu günde takma şu kasketi. Saçların böyle çok güzel".
"Tamaaam."
Bu gününde dünden bir farkı yok. Aaaa var, kimse bana dokunmadı vee salonun tavanını neredeyse bitirdim.
Hay dilimi eşek arısı soksaydı!
"Hey ufaklık, bir bardak su alabilir miyim?"
Ya sabır, Arkamı döndüğümde, kulüpteki kevaşeyi görmeyeyim mi! Demek yanındaki de sırıkmış.
Bak sen şu işe! Eğlence ayağıma geldi.
"Siz ev sahibi değil misiniz? Mutfak orada, muslukta eviyenin üzerinde, eh bardakların yerini de biliyorsunuzdur artık."
"Ayyy, ne diyorsun sen bee. Geri zekalı, su istedik değil mi? Getiri versen ne olur!"
"Senin emir erin yok burada, git suyunu al, zıkkımlan işim var benim."
"Naz, sana arabada beklemeni söylemiştim. Hem ne oluyor bura da?"
"Ne olacak şekerim, su istedik diye ufaklıktan, bir dayak yemediğimiz kaldı."
"Çalışanları rahat bırak .Ben vereyim, hem ufaklık değil o , 22 yaşında kocaman bir Gelincik. "
"Eşinize söyleyin, nezaket dersleri alsın. Yüzündeki boyalara verdiği paradan daha az tutar."
"Ay ne terbiyesiz şey bu. At bunu, işten şekerim, boyacı parçası. "
"Boyacı parçası sana derler. Aynaya bak istersen. Gerçi boyadığın yerler bi boka benzemese de."
"Hadi gidiyoruz. Sizlere iyi günler."
"Baba, şu şıl...gördün mü? Hap kadar beyniyle bana laf söylüyor ya.
Bulmuş zengin kocayı, kendinin hiç bir meziyeti yok, çalışana laf söyle. Topunuzu S.....?"
"Tamam bitti gittiler. Ha Rıza bey, üst katlarla ilgili değişiklikleri senin yapmanı rica etti."