Eve vardığımızda, Rızanın da ,bizimle geleceğini sanmıştım.
Evin sapağına geldiğimizde, kornayla bizi selamlayıp, dümdüz devam etmesi bende hayal kırıklığı yarattı.
Daha, şunun şurasında, bir, iki gündür tanıdığım, adama alışmışlığım, beni hem şaşırtıyor, hem de kendime kızmama sebep oluyor, korkutuyor!
Babam, sanırım hayal kırıklığımı hissetti ki,
"İşlerini halledip, annesini de alıp gelecek. Ev için onunda fikrini almak istiyormuş."
"Aman bana ne, ben nasıl olsa öğlene kalmadan gideceğim," dediğimde babamın yüzüne bakma gafletinde bulundum.
Benim yüzüm içimin aynası mı ki, düşüncelerim hemen anlaşılıyor!
"Offf, baba, şu bıyık altından gülmene gıcık oluyorum, bana ne elin adamından, annesinden."
Son sürat işe giriştim. Ha, önce tabi ki, kulaklığımı takıp ,daha önce indirdiğim, Brayn Adams albümünü dinlemeye başladım.
Bu ses beni, çok karışık duygulara sürüklüyor. Hele Rod Stewart, ile All for One, All for love parçasına yaptığı düet bana, şarkının da verilen sözlerin de ne kadar yalan ,ne kadar kandırmaca olduğunu bir kez daha hatırlatıyor!
İnsanlar, elde etmek istediğini aldıktan sonra, çok çabuk bıkıp bir kenara atıyor. Atılana ne olduğu ise hiç önemli değil.
Babam hep, "karşılıksız sevgi yoktur." der. Ben buna çok katılmasam da, gerçeklik payı büyük.
Telefonum çaldığında, boş bulunup zıplayınca az daha merdivenden düşüyordum. Kendime gülerek" Aalooo" dedim.
"Komik bir durum varsa birlikte gülsek.."
"Siz kimsiniz ve neden bu kadar laubali konuşuyorsunuz."
Tepemin tası iyice attı. Hemen telefonu kapatıp, saate bakınca öğleni etmişiz.
Şu, Rıza sırığı ve annesi gelmeden gitmeliyim. Aklım, yine telefona gitti, arayan numaraya baktım, hem bende kayıtlı değildi, hem de sesi hiç tanıdık gelmedi.
*Sapığın tekidir aman boş ver. *
Ruloyu bırakıp ellerimi yıkamak için, banyoya girdim. Bulutu çıkarıp kenara koyarken, "Kusura bakma bulutcuğum, saçlarım biraz havalansın dışarı çıkarken yine başımın üzerinde yerin var," dedim.
Lafımı bitirir bitirmez, kapı hışımla açılıp, "Sen kiminle k o n u ş.....pardon. Ben içeride başkası da, var sandım, özür dilerim,"
"Hödüksünüz bay sırık, başkalarıyla tuvalete, banyoya, girecek bir tipim mi var? Yoksa ,sizde böyle bir izlenim mi bıraktım?
Hem size ne ya istediğimle girerim çıkarım. Ben sadece babama hesap veririm. "
Artık, nasıl cırladıysam, babam yukarı koşup nefes nefese, "Kuzum ne oldu?" dediğinde bir yandan da Rızaya bakıyordu.
"Yok bir şey, Salih amca, bir yanlış anlama vardı, onu da düzelttik değil mi Mercan?
Az önce aradım da, telefonu yüzüme kapattı. Meğer meşgulmüş!"
"Tamam, babam, önemli değil, ben, çıkıyorum, anca giderim.
Hafizeyi alıyorum, yolum uzak akşam seni almaya gelirim, telefonlaşırız."
Babama sıkıca, sarılıp şapırdatarak öptükten sonra, aşağı inip sokak kapısını açtığımda, karşımda şahane bir kadın duruyordu.
