"Babaaaa, babacığımmmm, bu gürültü ne allasen?"
Mercan, yarı beline kadar camdan sarkmış ,sokak kapısın önünde, duran babasına can hıraş bağırıyordu.
"Günaydın kınalı kuzum, bakıyorum dinlenmişsin. Sesin, en tiz perdeden çıktığına göre."
"Birisi, bizden hırsını alamayıp, evin kapısını dövmüş, baksana, isim plakamızla, kapı numaramız, sallanıyor.
Bende işe gitmeden çakayım dedim. Uyanmışsın nasıl olsa, hadi aşağı gel de kahvaltı yapalım. Çay hazır."
"Taaaamaaam... duş alıp geliyorum."
Duşunu alıp, saçlarını kuruttuktan sonra, tam aşağıya inecekti ki, aklına, telefonu geldi.
Odasındaki, masasının üzerinden telefonunu alıp, gelen aramaları kontrol ettiğinde önceliği Giray abisine verdi.
"Alo abi, uyandırmadım değil mi?"
"Hayır, bende az önce kalktım bazı banka işlerim var da."
"Dün mesaj atmışsın, ama daha yeni kendime geldim. Dün akşam için kusura bakma ne olur."
"Önemli bir şeyin yok değil mi?"
"Yok, aslında fazla vukuat ta yok, adamın birine giriştim, sonra sinir krizi geçirdim, klinikte iğne yaptılar, eve nasıl geldiğimi hatırlamıyorum, şimdi kalktım ve bomba gibiyim."
"Çocuklara, not bırakmışlar, bende baban aramayınca bayağı meraklandım.
Mert'i aradım, ama o da, ne olduğunu bilmiyormuş .Babanı aramış iyi haberini ondan aldım."
"Sen yok muydun? Bir arkadaşım aramış. İsim vermemiş mi? Tekrar özür dilerim akşama görüşürüz."
Omuzuna sıkıştırdığı telefonu ile mutfakta ekmekleri kızartma makinesine yerleştirirken, arkasında onu dinleyeni fark etmemişti.
"Yok abi ya, ne erkek arkadaşı, erkek sinek bile istemiyorum hayatımda biliyorsun.
Ha, o aslında arkadaşta değil. Babamın en son aldığı işin sahibi. Adamın evini boyuyoruz, aslında babam yapıyor da, bende, yardım ediyorum.
Abi , ev dediysem inanma, hani dizilerde gördüğümüz malikaneler var ya öyle .Evin kendi otoparkı bile, bizim bahçeden büyük ve gerçekten zevkli döşenmiş.
Bitince şahane olacak. Adam artık ,sevgililerinin birini getirir, birini götürür."
"Yani, o kadar zampara diyorsun."
Mercan kıkırdayarak ,
"Eh, para onda, ha, birde aramızda kalsın, adam baya da yakışıklı, ama inan, on gönlüm olsa biri düşmez, fazla ukala.
Öyle adamlardan sadakat falan bekleme. Ay, abi çenem açıldı kusura bakma, akşama görüşürüz. Abi, birde, akşam sıkışıklık azalınca, seninle konuşacaklarım var.
Sen uygun gördüğünde mesaj at gelirim. Gelince seni göremem de."
Telefonu kapatıp hemen Mert'i aradı. Daha iki kere çalmadan açıldı.
"Kızım sen adamı delirtirsin ya, bu saate kadar neden aramadın? Bende size geliyordum. *Okula gitmeden bir uğra bak bakalım iyi miymiş,* diye talimat verdi Rezzoş.
Neyse, ben çıkıyorum geç kaldım zaten. İyi olduğuna sevimdim. Al Rezzoşa veriyorum."
"Canım...