YİNE DELİRDİM 14

94 8 0
                                    


Rengin abla içeri girdiğinde, kibarca, Rızaya " Yalnız kalabilir miyiz," dedi.

Rıza dışarı çıktığında gelip yanıma oturdu.

"Nasılsın bakalım, Mercancığım? Görüşmeye, gelmemek için böyle bahaneler yaratman hiç hoş değil bilesin.

Her seferinde, bu yakışıklının kollarında bayılmanı da, ayrıca değerlendireceğim."

"Seni neden bu kadar çok seviyorum biliyor musun? Rengin abla, bana hep ablammışsın gibi yaklaştın.

Hiç sorgulamadın, lüzumsuz şeyler söylemedin dinledin ve beni sevdin. Bunu yürekten hissettim.

Bu da benim için her şey. Sayende atlatacağım inanıyorum."

"Zaten çok yol kat ettik  Mercancığım, sende farkındasın. Arada böyle tatsız şeyler olabilir, gelip geçici olduğuna inanıyorum".

"İçeride daha kalacaklar mı?"

"Bilmiyorum, Salih amca. Ama Mercan iyi meraklanma. Böyle bir şeye sebep olduğum için özür dilerim."

"Olacağı varmış oğlum, zaten tam toparlanamadı, dün bir, bu gün iki.

Laf dinlemez ki ,inatçı keçi. Evde otur dedim, dinlen dedim, yok küçük hanım çalışacakmış. Fazla üstüne de gidemiyorum ki. Daha çok üzülür bu sefer."

"Evet, eve gide bilirsiniz, Mercan iyi. İsterse işe de gide bilir.

Biz onunla anlaştık. İstediği zaman beni görmeye gelecek. Randevu yok. Bir alo deyip gelecek o kadar."

"Babam, özür dilerim beni bağışla bir daha seni üzmeyeceğim. Lütfen babam, özür dilerim. Sen üzülme, başka bir şeycik istemem."

"Kınalı kuzum, bende sadece senin gülmeni mutlu olmanı istiyorum. Özür dilenecek bir şey de yok ortada.

Özür dilemen gereken kişi Rıza bey oğlum. Biraz hırpaladın çocuğu. Sol kaşının üzerindeki morluk belirginleşmiş bile. 

Dizleri ne alemde bilemiyorum, kum çuvalı gibi tekmeledin çocuğu."

"Gerçekten, bunları ben mi yaptım!  Of, çok utanıyorum özür dilerim, çok özür dilerim ne olur beni bağışla, lütfen."

"Bir şartla bağışlarım."

" Eğer yapabileceğim bir şeyse, seve seve yaparım. Şu anda öyle çok utanıyorum ki.."

"Pazar günü beni de mantı yemeye davet edersen af ederim. Zira Pazar  akşam Fransa'ya uçuyorum, iki hafta yokum."

"Tabi, gelirseniz seviniriz değil mi babacığım? Hem de çok seviniriz!"

Oh bey efendi, benim mantıları mideye indir, sonra sevgilinle Fransalarda fink at. Oh ne ala, bende senin mantına  müshil koymazsam.

Tuvaletten çıkama da gör gününü.

"Hayrola oğlum, Fransa'da ne var ki? Tatil herhalde. Ay, pardon çocuğum, bana ne değil mi. Samimiyetten birden ağzımda çıkmış bulundu.

Neyse, iyi yolculuklar. Evi bitirince anahtarı, kahyanıza bırakırım. Sizde gelince, eksik var mı diye kontrol eder, varsa beni ararsınız."

"Salih amca, ne kusuru, bizim şirketin Avrupa sorumlusuyum. Fransızlarla ortak projemiz var. Onun son durumunu yerinde inceleyerek sonuca bağlamak için gidiyorum."

*Neyse müshil'den kurtuldun sırık.*

"İşe geç kalıyorum size iyi geceler. Rıza, rica etsem babamı bırakırsın değil mi? Ben Hafizeyi almak durumundayım , sonra dönüşüm sorun oluyor."

ASKIDA KALAN RUHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin