*benim güzel bebeğim "Baby Sitter" düzenleniyor*
Zayn.
"Nerde kaldı bu kız ? "Tuttuğum nefesimi bıraktım. Sorduğum sorularla Louis'i bunalttığımı biliyordum. Son yarım saattir yaptığım tek şey ona defalarca aynı soruyu sormaktı. Bende sıkılmıştım.
"On dakikaya burada olacağını söyledi, birazdan gelir." Gözlerini devirmiş, artık bu sorulardan fazlasıyla sıkılmış bir şekilde cevaplamıştı beni.
"Ben bu kıza kızımı emanet edeceğim Louis. Farkında mısın bilmiyorum fakat buluşma saatini çoktan geçti."
Evet. Evliydim ve üstelik yaklaşık bir buçuk yaşlarında bir de kızım vardı. Çok sevgili eşim ortada yoktu fakat resmiyette hala evliydim.
Evelyn.
Evelyn ile üç sene önce evlenmiştik. Evlendikten kısa bir süre sonra hamile kalmıştı ve nedenini bilmediğim bir şekilde bebeği istememişti. Benden gizli bir kaç kere bebeği aldırmaya çalışsa da her seferimde onu yakalamış, engel olmuştum...Bazen düşündüğümde keşke engel olmasaydım diye aklımdan geçirsemde Marlena bu düşüncemin yok olmasına neden olacak güzellikteydi. Evelyn bizi terk etmişti, fakat kızım benimleydi.
Marlena'ya elimden geldiğince bakmaya çalışsam da daha yirmi beş yaşında genç bir babayım ve ilk çocuğun verdiği acemilik vardı. Bebek bezini bağlamayı bile internetten bakarak öğrenmiştim.
Annemin ya da kardeşlerim her ne kadar yanımda olsa da daha fazla kabul edemezdim. Herkesin bir düzeni vardı ve ben artık kimseye yük olmak istemiyordum.
"İşte geldi. Burdayız, Faith." Louis ayağı kalkmış söylediği kıza bizi fark ettirmek için el sallıyordu. Bense geç kalmasının verdiği sinir bozukluğuyla hiç bir şey yapmadan sigaramı içiyordum.
Yan tarafımdaki sandalye çekildiğinde sigaramı küllüğe basıp kıza döndüm. Kucağında bir bebek vardı. Bu demek oluyordu ki başka bebeklere de bakıyordu. İyi de nasıl yetişecekti ki? Hem bu ne kadar doğruydu?
"Şey özür dilerim, sizi beklettim. Brooke'u bırakacak bir yer bulamadım."
"Sorun değil,Faith. Brooke sessiz bir bebek. Bir zararı olacağını sanmıyorum." Louis gülümseyerek konuşmuş, elleriyle kucağındaki bebeğin, adı Brooke, dikkatini çekmeye çalışıyordu. Brooke'u nerden tanıyordu? Bakışlarımı Louis'ten çekmiş, kızı incelemeye başlamıştım.
Tahminen yirmili yaşlarındaydı. Genç görünüyordu. Kahverengi saçları dalgalıydı ve omuzlarına dökülüyordu. Yüz hatları sert değildi hatta dolgun yanakları yaşını küçülten bir özelliğiydi. Gözlerine bakmak istediğimde bakışları beni bulmuştu.
"Sanırım, Zayn sizsiniz. Ben Faith. " Bir eliyle bebeği tutmaya çalışırken diğer elinide sıkmam için bana uzatmıştı. İstemeyerek de olsa elini sıktım ve geri çektim. Tek eliyle bebeği nasıl tutabiliyordu ? Bebeği düşürebilirdi.
"Merhaba. Bu işi neden istiyorsun, Faith ?"
Söylediğim ilk cümle bu olmuştu. Direk konuya girmek istemiştim. Bekletilmekten hoşlanmazdım ve işlerim vardı. Sorduğum soruyu beklemiyormuş gibiydi. En azından bu kadar erken. Kucağındaki bebeği iki eliyle kavrayıp oturduğu yerde dik bir konuma gelmişti.
"Bebekleri seviyorum ve bu işe ihtiyacım var."
Okul okuyor olmalıydı. Hatta bebek bakıcılığı yaparak okul masraflarını çıkartıyor da olabilirdi.
"Kucağında ki bebeğe de bakıcılık yapıyorsun ve bu işe de ihtiyacın var. Hem kucağındaki bebeğe hemde kızıma aynı anda nasıl bakacaksın ?"
Yüzündeki ifade değişmişti. Bunu farkedebilmiştim. Fakat belli etmek istemeyen bir hali vardı. Bu yüzden yalancı bir gülümseme takınmıştı.
"Şey, aslında Brooke benim bebeğim. " Şaka yapıyor olmalıydı. Daha çok genç duruyordu. Tanrım. "Sen ciddi misin ?" İstem dışı ağzımdan çıkan bu soruya karşılık kafasını sallayarak gülümsemişti.
"Faith kısa bir zaman önce eşini kaybetti, Zayn." Louis ilk kez sessizliğini bozmuştu. Beni daha önceden uyarması gerekiyordu.
Bu kız evliydi, bebeği vardı ve kısa bir süre önce de eşini kaybetmişti.
"Ben üzgünüm... Çok genç görünüyorsun. Ben, bebeğin olacağını düşünmemiştim." Yüzündeki yapmacık gülümseme yerini gerçek bir gülüşe bırakmıştı.
"Yirmi iki yaşındayım ve emin ol bunu söyleyen ilk kişi değilsin. Brooke'u kardeşim sandıkları bile oluyor."
"Daha önce kaç çocuğa baktın ? Hem kendi bebeğin hemde başka insanların bebeği seni zorlamadı mı?"
"Daha önce sadece bir ailenin çocuklarına baktım. İkizlerdi. Tabi o zaman hamileydim, Brooke yoktu. Her neyse. Babalarının işleri nedeniyle Kanada'ya yerleştiler. Çok uzun sürmedi ve bende işsiz kaldım."
"Başka?" diye sorumu yeniledim. Bunun üzerine kafasını hayır anlamında sallamıştı. Fazla deneyimi yoktu, fakat içimdeki ses ona bir şans vermem gerektiğini söylüyordu. Belki içinde bulunduğu duruma üzülüyor ya da acıyor olabilirdim. Bilmiyorum. Sadece ona bir şans vermek istiyordum.
"Louis bahsetti mi bilmiyorum. Eşimle birlikte değiliz ve Marlena ,yani kızım, sahip olduğum tek şey. Onu doğru ve emin olduğum bir kişiye emanet etmek istiyorum. Beni anlıyorsun değil mi ?" Kafasını salladığında konuşmaya devam ettim.
"Seni, Louis sayesinde öğrendim. Louis'e güveniyorum ve kesinlikle bildiği bir şey vardır."
Bebeği hareketlenmişti. Bakışları bendeyken bebeğini sakinleştirmek için kafasını üstüne minik öpücükler konduruyordu.
Bebeği olan birinin kızıma bakması iyi bir fikir gibi gelmeye başlamıştı. Anne şefkatine sahipti ve bebeğim için yararlı olabilirdi. Bir aileye sahip olmak ve sonrasında kendinden bir parçaya bakmak mucizevi bir şeydi. Bu mucizevi şeyi korumam gerekiyordu. Marlena'ya bakması için ona biraz zaman verebilirdim.
"Bebekleri sevdiğimi daha önce belirttim. Ben bir anneyim ve bebeğime yapılmasını istemediğim bir şeyi senin bebeğine de yapmayacağım. Bundan emin olabilirsin."
Kafamı sallayarak onu onayladım. Louis'e güveniyordum.
"O zaman hemen yarın başlayabilirsin. Numaranı verirsen evin adresini sana mesaj olarak atarım, sende akşam eşyalarını hazırlarsın." Cebimdeki telefonu çıkardım ve telefonunu yazması için ona uzattım. Bakışları telefona kaydığında tereddütle eline aldı.
"Ne için eşyalarımı hazırlayacağım?"
Numarasını yazarken sormuştu. Sanırım haberi yoktu. Marlena'ya bakması için evimizde yatılı kalacak birini arıyordum.
"Eve işten geç saatlerde dönüyorum. Çoğu zaman bu gece yarılarını buluyor. Louis sana söyledi mi bilmiyorum fakat ben, kızım için yatılı bir bakıcı arıyorum." Kafasını sallayıp bakışlarını bir kaç dakika yere sabitledi. Telefonum hala onun elindeydi.
"Yalnız yaşayan biri olsaydım, emin ol hiç düşünmeden kabul ederim fakat benim bir bebeğim var. Bunun farkındasın değil mi?"
Farkındaydım. Bakışlarımı ondan çekip Louis'e baktığımda sessiz bir şekilde bizi dinliyordu. Düşünceliydi.
"Sen ne düşünüyorsun, Louis?" Dikkatini çekmek için konuştuğumda bakışlarını masadan ayırmış bana çevirmişti.
Beni gerçekten de uyarması gereken konular vardı fakat bu konuyu şu an konuşmayacaktım.
"Son karar sizin, dostum. Sadece ben yanlış bir şey görmüyorum."
"Bende öyle düşünüyorum. Bebeğinle birlikte olman benim için sorun değil. İş zamanlarında onu senden ayırmam, ayıramam. Benim tek şartım, ancak evimde kalıp kızıma bakabilirsin."
Kafasını sallayıp bir kaç dakika sessiz kaldı. Telefonumu sonunda bana uzattığında ekrana, numarasına baktım.
"Pekala. Hem kendi bebeğime, hemde senin bebeğine bakacağım...Senin evinde."
Çooook önceden yazdığım bu hikaye bazı mantık hatalarıyla doluydu. Bende tekrar gözden geçirmek istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Sitter.
Fanfiction"Artık sadece kendi bebeğime değil, onun da bebeğine bakıyordum." @besameoldlover 29.08.16