13

6.3K 418 134
                                    


Zayn Malik.

Boşanma belgesi elimde, boş boş arabadan dışarıya bakıyordum. Ben böyle bir şeye cesaret edemezken, bir umutla onu beklemiş yapamamışken, sonumun yine aynı kapıya çıkması beni üzüyordu. Biz bu değildik. Birbirimize verdiğimiz sözlerimiz vardı. Birbirimizi bırakmamaya yemin etmiş iki insan olarak, birimiz terk etmiş diğerimiz de unutmak için çabalıyordu.

Her zaman ikimiz için en iyisini istedim. Marlena bizim için en iyi şeydi. İpler o zaman kopmuştu zaten. Marlena her şeyi mahvetmişti. Aşkımı benden almıştı. Küçücük bedeni beni sevdiğim kadından ayırmaya yetmişti.
"Aghh!!" bağırarak kendimi kaybetmişçesine ellerimi direksiyona vurdum.

Nasıl olurda canımdan bir parçayı bu olayın nedeni yapardım. Hayır hayır hayır. Marlena ayrılma sebebimiz değildi. Ben nasıl bu kadar alçalabilirdim ? Ben iğrenç bir adamdım.

Biraz daha aynı yerde durduktan sonra arabamı çalıştırdım. Kendini toparlamam lazımdı. Fakat aklımda çok fazla olumsuz düşünceler dolaşıyordu.

Gittiği ilk zamanlarda değilde şimdi neden boşanma davası açıyordu ? Kendine yeni bir eş mi bulmuştu ? Benden ayrılıp onunla mı evlenecekti?

Peki ya.
Marlena.
En önemlisi kızımdı. Belki de gittiği zamanlarda yalnız kalınca kızına olan iyi hisleri kabarmıştı. Üstelik Marlena daha bir buçuk yaşındaydı. Dava da söylediği an da Marlena'yı alabilirdi. Marlena anne sevgisine muhtaçtı.

Aklım yemek yapmayı bilmeyen bir kişinin tüm yiyecekleri karıştırarak yaptığı yemek kadar karışıktı.

Unutmak için çabaladığım eşim boşabma davası açmıştı. Sevinmelimiydim ? Üzülmelimiydim ? Davayla benim için Louis ilgilenecekti. Avukatın olacaktı ve benim ve kızım için en iyisini yapacaktı. Yani böyle söylemişti.

Saat sabahın erken saatleriydi hala. Eve gitmek istemiyordum. Bu yüzden yönümü kafe olarak belirledim ve anlamsızca gezindiğim sokakları geri de bıraktım.

***

Arabamı her zaman ki yerin park edip dükkana ilerledim. İçeri girip etrafa baktığımda etrafın toplu olduğunu gördüm. Harry yeni gelmiş olmalıydı.

"Hey." gelen sesle arkamı döndüm. Müşteri olmalıydı. "Hoşgeldiniz." dertlerimi bir kenara bırakıp yoluma bakmalıydım.

"Ben buralarda geziyordum ve bu dükkanı gördüm." Farklı bir havası vardı. Kahverengi saçları ve kahverengi gözleri olsa da havası değişik gelmişti.

"Henüz yeni açtık. Makinalarımız bile hazır değil. Daha sonra gelebilirsiniz, ya da bekleyebilirsiniz." dedim ciddiyetimi ve kibarlığımı koruyarak.

"Aslında kahve güzel olabilirdi. Fakat ben dükkanı gördüğüm ilk anda aklıma kahve ya da bir kaç dilim kek gelmedi." cebinden bir kağıt çıkartıp konuşmaya devam etti. "Dükkanın yeri çok güzel. İşlek bir yerde. Üstelik manzarası bile var. " Bu konuşmanın sonunu çok merak ediyordum.

"Teşekkür ederiz." Elinde ki kağıdı bana uzattı.

David Monroe.

"Ben buraya ortak olmak istiyorum." Bakışlarımı isim ve numaranın bulundugu kağıttan çekip David'e baktım. "Biz yeni bir ortak düşünmüyoruz."

"Tabii. Bu sizin tercihiniz. Fakat yine de bir düşünün derim ben." işaret parmağıyla kağıdı gösterip devam etti. "Numaram kağıtta bulunuyor. Her zaman açık olur numaram. Fikir de değişiklik yaptığınız an burdayım."

"Sanmıyorum. İyi Günler." Adam sadece gülümseyerek arkasını dönüp kapıya ilerledi. Çok garipti.

***

"Adam bir de numara bıraktı yanlış anlamadım değil mi ?" sigaramı küllüğe basıp Harry'e baktım.

"Daha önce de bunu zilyon kere söyledim. Evet Harry. Numara bıraktı." Masadan kahvesini alıp ayaklarını sandalye de topladı.

"Vay be. Ne bileyim abi ? Sabah sabah ortaklık için biri geliyor. İsim ve numara bırakıp ortak olmak istediğini söylüyor. Ne yalan söyliyim şaşırdım."
Haklıydı.

"Cidden. Haklısın. Ben de şaşırdım. Müşteri falan sandım ama adam direk dükkanı sipariş etti gibi bir şey oldu. " Harry'nin kahkahasıyla bende biraz gülümsedim.

Daha sonra bir sessizlik oldu.

"Sabah Louis'in yanındaydım. Evelyn. Boşanma davası açmış bana." yerinde dikleşip şaşkın bakışlarını bana sabitledi.

"Ciddi misin ?" kafamı olumlu anlamda salladım.

"Zayn. Bu olması gereken bir şey. Siz uzun zamandır ayrısınız zaten."

"Haklısın."

***

Hafif tempolu geçen bir günün ardından sonra sonunda eve gidiyordum. Saat yedi sularıydı. Bir an önce eve gidip kızımla oynamak istiyordum.

Arabamı park edip yol kenarındaki mağazadan aldığım oyuncak poşetlerini elime geçirdim. Zile basma gereği duymadan anahtarımla kapıyı açtım.

"Ben geldim." evin içine seslenip kapıyı kapattım. Ses gelmemişti.

Salona girdiğimde Faith ve Marlena'nın oyun bahçesinin içinde olduğunu gördüm. Kendilerinden geçmiş bir şekilde oyun oynuyorlardı. Biraz kapının girişinde durup onları izlemeye başladım.

Faith elindeki oyuncağı Marlena'nın yüzüne tutuyordu. Marlena ise bundan huylanıp gülüyordu.

"Bebek nerdeymiş Lena ? - Aaa burdaymış." Faith bu oyuna devam ederken izlemeyi bırakıp yanlarına ilerledim. Beni ilk fark eden Faith olmuştu.

"Hoşgeldin Zayn." Gülümseyip oyun parkının çitlerinden atlayıp içeri girdim.

"Napıyorsunuz?" Marlena oturmamla beraber kucağıma atlamıştı.

"Brooke uyurken oyun oynayalım dedik babası."

"Gel bakalım bebeğim." Marlena'yı kucağıma alıp yüzüne öpücükler kondurmaya başladım. Bir şeyler mırıldanıyordu.

Marlena'yı yere bırakıp poşette ki oyuncakları çıkartmak için arkamı döndüm.

Oyuncakları çıkartacağım sıra da beni durduran şey Marlena'nın ağzından çıkan kelimeydi.

"An-ne."

***

Kısa bir sürenin ardından geri döndüm. Ama çok kalmayacağım.
Malesf okullar açılıyor. Bu yüzden hafta da bir iki kere bölum atacağım.

Hikaye 10K olmuş ya shsbhs

Hayrankurgu #57

Sizi seviyorum. By

Baby Sitter.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin