33

2.1K 150 48
                                    


Profilimde çoğu zaman hikayenin bölümleri hakkında paylaşım yapıyorum. Takip ederseniz daha rahat görebilirsiniz

Faith. (Sövmeyin sjsj)

Yatakta uyuyan bebeğime baktım ve uyanmayacağını umarak saçlarını okşamaya başladım.

Hayatım başlı başına bir dramaydı benim için. Beyaz perdede film olsa drama kategorisinde 9.9 puan alırdım kesinlikle. Fakat ne yazık ki duygular bile beyaz perdeye olduğu gibi yansıyamazken ben bu hayatın içinde ölüp gidecektim belkide. Kimi zaman korkarak kimi zaman kaçarak.

Koca koca yangınlara kafa tutarsın, göğsünde ki mumu söndürmeye gücün yetmez ya ben tam anlamıyla bunu yaşamıştım. Zayn'i bırakıp giderken tam olarak böyle hissetmiştim.

Düğün günü aklımdan bir an olsun çıkmıyordu kaçtığımdan beri.Beyazlar içersinde bir kuğuyken bir anda ölüm günü üzerime geçirilen bir elbise olmuştu gelinlik. Korkudan öldüğüm beyaz bir gelinlik...Zayn ise beni mezardan çıkartabilecek tek kişiyken şimdi sadece benden nefret eden bir yabancı olabilirdi daha doğrusu ben onun için bir yabancıydım belkide. Bana kızmakta,gücenmekte hatta nefret etmekte sonuna kadar haklıydı da. Ben ona verdiğim sözleri tutamayan,düğün günü onu yalnız bırakan bir kadındım ne de olsa ve en çok terk edilmekten,yalnız kalmaktan korkardı. Fakat ben de korkmuştum.

Rahip birbirimize söz vermemiz istediğinde ellerimizi birleştirmiştik. Evliliğimize,mutluluğumuzun devamına bir adım daha atacaktık. Kendime her ne kadar eski anılarla acı çektirsemde,yaşadıklarımı zihnimde hatırlasamda Zayn'in doğru kişi olması,iyi bir eş olacağını biliyordum. Bu yüzden yemin etmeye başlamıştım onunla birlikte. Yeminimizin sonlarına doğru bir anlığına bakışların Zayn'den ayrılmıştı ve Zayn'in arka tarafında duran anne ve babama kaymıştı. O an, tam da o an anlattıkları aklıma gelmişti. Verdiğim yeminler sadece bir robot gibi ağzından çıkıyordu ve aklım tamamen Dylan'a gitmişti. Kalbim ise annemin ve babamın düğünde olmasından dolayı heyecandan tutulmuştu. Bu heyecan onlar düğünde çok mutluyum tarzında bir şey değildi. Kesinlikle korkudandı. Bundan üç sene önce -haklı olarak- benim Dylan ile hayatımı birleştirmemi istemeyen ailem düğünümdeydi ve ben yine engel olacaklarını düşünerek korkmuştum. Sonrasında ise Zayn'i tek başına bırakarak oğlumu almış,gitmiştim.

Garip bir şekilde Zayn'in peşimden geleceğini düşünürken annem ve babam yanıma gelmişti. Fakat asıl garip olan şey;onların düğüne engel olacağını düşünürken onların sadece bana destek olmak için gelmiş olmasıydı.Hatta şu an bile eski evimizde kalıyorduk. Daha doğrusu benim için eski olan,lise yıllarımın geçtiği kovulduğum evde kalıyordum.

Hayatım çok karışıktı.

Duygularım karışıktı.

Tek emin olduğum;Zayn'e olan hislerim ve ona yaşattığım acıydı.

Düğün günü korkup kaçtığım gibi şimdi karşısına çıkmaya da korkuyordum. O günden sonra Harry,Louis,Lottie ve hatta Zayn'in ailesi bile beni aramıştı fakat benim yaptığım tek şey aramaları cevapsız bırakıp zamanla telefonumu kapatmak olmuştu.

Beni arayamayacak kadar yıkılmış ve benden nefret ediyor olmalıydı.

"Faith." Sesle birlikte bakışlarımı Brooke'tan çekerek açık olan kapının daha da açılmasına şahit olmuştum. Gelen babamdı. "Annen masayı hazırladı yemek için,en azından bu gün yemek ye. Eğer bizimle yemek istemiyorsan odanda yiyebilirsin."

Brooke'un yanağında öperek yavaşça yataktan kalktım ve yan tarafta duran yastıkla düşmemesi için bariyer oluşturdum. Babama döndüm. Geldiğinden beri onlarla ne yemek yemiş ne de doğru düzgün konuşmuştum. "Sorun yok. Gelirim."

Baby Sitter.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin