Zayn."Bakıcı işini ne yaptın, Zayn ?" Harry kahve tepsisiyle yanıma geldi ve iki fincanı masaya bırakıp boş sandalyeye oturdu.
"Louis'ın bahsettiği kadınla görüştük ve anlaştık." dedim kahvemden bir yudum alarak. Harry bu işi iyi biliyordu.
"Ne zaman başlayacak peki ?"
"Aslında bakarsan şu an evde, Marlena ile." Cebimdeki sigara paketini ararken,Harry'e cevap vermiştim.
"Bu akşam sizdeyim, dostum. Umarım kız güzeldir. Adı ne ?"
"Faith." dedim umursamazca. Sigaram nerde benim?
"Nasıl biri? Anlatsana biraz Zayn." Yüzünde oluşan gülümsemeyi tanırdım.
Harry buydu. Geveze ve biraz da yavşak.
"Umudunu kes dostum. Bebeği var." kahve fincanını masaya koyup bana döndü.
"Siktir ya. Evli mi ?"
"Evli değil. Yani evliymiş fakat eşini kısa bir süre önce kaybetmiş." sigaramı bulduğumda paketten bir dal çıkartıp yaktım.
"Oh. Yardıma muhtaç bir kız. Daha iyi. Gelmesi daha kolay. Ağlanacak bir omuz ve biraz da güzel sözlerle bu kız bendedir."
"Kes sesini, Harry. Unut bunu. Benim bakıcımı ayartma." gülerek bana baktığında kaşlarım çatık bir şekilde ona bakıyordum.
"Demek senin bakıcın ha ? Bir kaç günlüğüne de benim bakıcım olsa olmaz mı ? "
Arsız yavşak.
"İstersen ben senin bir kaç günlük bakıcın olabilirim,bebeğim. Ne dersin ?" Bitirmediğim kahvemin fincanını tepsiye koyup masadan kalktı.
"Şu masa sanki bana seslendi. Başka zaman içersin."
Harry her ne kadar olaylara alaylı bir şekilde yaklaşsa da o çok duygusal ve çok iyi biriydi.
Onunla dört sene önce tanışmıştık. İş aradığım zamanlardı. O da işlettiği kafenin masrafını karşılayamamış kendine ortak arıyordu. Bir nevi birbirimizin ilacı olmuştuk. Kafesine ortak olmuştum. Birlikte çalışıp borçları ödemiştik. Daha sonra da kafeyi büyülterek daha saygın bir hale getirmiştik. Adeta bir restorant gibiydi. Fakat bize yetmiyordu. Şu an bile aklımızda biraz daha büyütmek vardı.
Saate baktığımda neredeyse öğlen bire geliyordu. Marlena'nın uyuma saati yaklaşmıştı. Kağıtta bu bilgiler yazıyordu fakat emin olmak için Faith'i arayacaktım.
Cebimden telefonumu çıkarttım ve Faith'in numarasını buldum. Aramaya bastıktan sonra açması için beklemeye başladım. Bir iki çalmadan sonra Faith'in sesini duydum.
"Evet, Bay Malik ?"
Hala mı?
"Nasılsın ? Marlena seni yordu mu?"
"Kesinlikle hayır. Biraz oyun oynadık. Daha sonra kahvaltısını yedirdim. Daha sonra biraz çizgifilm izledi. İzlerken de uyuyakaldı. Şu an uyuyor."
"Oh, sevindim."
"Ben uyandıktan sonra içmesi için çorba yapıyordum siz aramadan önce. Eğer başka bir şey demeyecekseniz, mutfağa gitmem lazım."
"Ah hayır. Sen işine bak. Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefon kapandıktan sonra tekrar cebime koydum. Masadan kalktım ve mutfağa girdim. Sanarım biraz çalışmam lazımdı.
***
"Parmaklarını böyle koy ki, bıçak parmaklarına gelmesin. Tamam mıdır, Ken?" elimdeki bıçağı Ken'e verip mutfaktan çıktım.
Çok yoğunduk, bu yoğunluk diğer yoğunluklar gibi değildi. Bahçe tarafına ayrıyetten sayısızca masa açmamıza rağmen bir sürü müşteriyi de geri çevirmiştik.
Kolumdaki saate baktığımda ona geliyordu. Mutfaktayken zamanın nasıl geçtiğini anlayamıyordum.
Mutfaktaki işlerimi tamamlayıp Harry'e yardım için ön tarafa geçtim. Elindeki tepsiyle bir oraya, bir buraya gidip duruyordu.
Tezgahta duran diğer siparişleri alıp bende ona katıldım.
***
Bu günde o günlerden olmuştu. Anlamsızca kalabalık olan günlerdendi. Sonunda işlerimizi bitirmiştik. Kapatmak için hazırlık yapıyorduk. Elemanları göndermiştik. Sadece Harry ve ben vardık.
Yoğun olan günlerde hep böyle yapıyorduk. Günün kazancını kasadan çıkartıp ikiye bölüyorduk. Bunu Harry istemişti.
"Oha amınakoyayım. Geçen kış bir haftada çıkartamadık biz bu parayı." elindeki paraları sayarken aynı zamanda da mutluluktan değişik değişik tepkiler veriyordu, Harry.
"Hadi Harry biraz çabuk ol. Eve gitmem lazım. Saat bire geliyor."
Parayı saymayı bırakıp bana döndü. Yine bir hınzırlık düşünüyordu.
"Tamam, kardeşim. Al paranı da eve git. Bakıcını bekletme." uzattığı parayı alıp cüzdanıma koydum. Cevap verme ihtiyacı bile duymadan elimle selam vererek çıktım.
Bu gün ki kazancı Faith ve Brooke'un odalarına mobilya almak için kullanacaktım. Daha ilk günden kızın gözünü korkutmuştum. Ara sıra gece yarılarını buluyor dediğim işim, onun ilk iş gününe denk gelmişti.
Arabama binip kemerimi taktıktan sonra eve doğru sürmeye başladım. Evin halini gerçekten merak ediyordum.
Kısa bir zaman içinde evime vardığımda ışıkların kapalı olduğunu fark etmemle tedirginliğim artmıştı. Ne yani geç olduğu için gitmiş miydi ?
Arabadan inip bahçeye girdim. Kapıya ilerlerken bir yandan da cebimdeki anahtarı çıkartıyordum.
Kapıyı açıp içeri girdim. Sağ tarafta bulunan prizi bulup düğmeye bastım. Etraf aydınlandığında salonun boş olduğunu gördüm. Kapıyı kapatıp mutfağa ilerledim. Mutfağın ışığına bastığımda üzerinde yemek bulunan masaya gördüğümde şaşırmıştım. Faith benim içinde yemek hazırlamıştı. Yemeği görmezden gelip mutfaktan çıktım ve Marlena'nın odasına ilerledim. Kapıyı açtığımda odasında bulunan gece lambalarının açık olduğunu fark ettim. Odaya girdiğimde gözlerim Marlena'yı aramıştı. Beşiğinde uyuyordu.
Faith neredeydi ? Marlena'yı bırakıp nasıl gidebilmişti?
Bebek sesiyle Marlena'ya daha dikkatli baktım. Uyuyordu. Mırıltılar biraz yükseldiğinde sesin geldiği yöne arkama döndüm. Brooke.
Faith koltukta oturmuş uyurken, Brooke da Faith'in kucağında duruyordu. Faith onu kollarıyla sarmıştı. Brooke bundan sıkılmış olsa gerek yerinde oynayıp duruyordu.
Yanlarına ilerleyip Brooke'u Faith'in kucağından çektim. Biraz kıpırdandıktan sonra Faith uykusuna devam etmişti.
Marlena'nın dolabında bulunan ince örtüyü alıp Faith'in üzerini örttüm.
Brooke kucağımda odadan çıktım.
***
Harry de ne arsız ayolll djdjjd
Nasıl gidiyor ? Umarım iyidir ve hikaye hoşunuza gidiyordur.
Selinarat aşkım bak HarrehhhUmarım beğenirsiniz.
Sizi seviyorumm...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Sitter.
Fanfiction"Artık sadece kendi bebeğime değil, onun da bebeğine bakıyordum." @besameoldlover 29.08.16