15

3.5K 214 31
                                    


Bu bölüm size bir harita görevinde. Yani bu bölümden bazı şeyleri çıkartabilirsiniz.

Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar.

Zayn.

"Zayn erkencisin bu gün." Üzerimdeki ceketi çıkartıp kasa arkasına geçtim. "Bu gün Louis gelecek Harry. Dava hakkında konuşmak için. Bu yüzden erken geldim." Tepsideki kekleri vitrine koyarken cevap verdi. "Anladım. Bu gün çok fazla iş olacağını sanmıyorum zaten." Bu hafta genel olarak çok yoğun geçmişti. Verdiği cevap beni şaşırtmıştı. "Hiç belli olmaz dostum. Bu haftaki işler çok iyiydi." Kekleri dizmeyi bitirdiğinde elindeki tepsiyi bırakarak tezgaha yaslandı.

"Bu gün için iyi olmayacağını biliyorum. Hatırlıyor musun buraya bir adam gelmişti. Ortak olmak istediğini falan söylemişti." Hatırlamaya çalış. "Ha evet. David. Evet hatırladım adı buydu." Kafasını sallayarak beni onayladı. "Bizden ortaklık için bir şey çıkmayınca az ileriye bizim mekan gibi bir şey açmış. Bu gün de açılış var." O adamı zaten sevememiştim. "Ne diyelim rekabet olmazsa işte olmaz."
"Evet ama mekanı görmen lazım. Bizim öyle bir mekan açmamız için tüm servetimizi yatırmamız lazım." Hiç dikkatimi çekmemişti. Yeni açılan bir yer olduğundan beri haberim yoktu.

"Bilmiyorum dikkat etmedim. Müsait olduğum zaman bakarım."

5 saat sonra.

Harry haklıydı. Saat öğleni geçiyordu fakat mekanda iki saattir bir kahve içerek tüm wifiyi sömüren gençten başka kimse yoktu. Ve bu çocuğun interneti sömürmesi çok sinirimi bozuyordu.

"Bu çocuk iki saattir o kahveyle ne yapıyor?" Harry yanımda belirince ona kısa bir bakış atıp önüme döndüm. "Bilmiyorum fakat sinirimi bozuyor."

"Hey." Louis'in sesiyle birlikte oturduğum yerden kalktım. "Hoşgeldin dostum." Elindeki bond tipi çantayı masaya bırakarak önce Harry ile daha sonra benimle selamlaştı. "Nasılsınız?"
"İdare eder, sen." Çantasından evrakları çıkartırken oldukça ciddi gözüküyordu. "Bende öyle. Bu gün çok yoğunum. Müvekkillerimle görüşmem gerekiyor ve bir çok davaya katılacağım." Gerçekten işi zordu. "Kahve ister misin?" Harry ayağı kalkarken konuştu. "Çok iyi olur dostum." Harry yanımızdan ayrıldığında Louis tüm belgeleri çıkartmıştı sanki. "Bir şey mi arıyorsun?" Kafasıyla beni onayladı. Daha sonra yüzünde bir gülümseme gördüğümde bulduğunu anladım. Elindeki belgeyi sallayarak bana gösteriyordu.

"Bu belge seninle ilgili Zayn. Sen, Evelyn ve Marlena ile ilgili." Marlena ve Evelyn ismini aynı cümlede duyunca istemsizce gerilmiştim. Harry tepsideki kahveleri bize verdikten sonra yerine oturdu. Louis bunun üzerine devam etti.

"Boşanma davasında hiç bir sıkıntı yok. Tek celsede bile boşayabildiririm." Tuttuğu nefesi bırakarak devam etti. "Bu gün Evelyn'in avukatından bir belge geldi. Velayet davası. Evelyn senle boşanıp bir de Marlena'yı almak istiyor Zayn." Şaka yapıyordu. İnanmıyorum. Alayla gülerek konuştum. "Bu konuda şaka yapmamalısın Louis. Böyle bir şey olmayacak." Kahvesinden bir yudum alarak devam etti. "Zayn. Bu dosyada velayet davasıyla ilgili belgeler var."

Bebeğimi benden alamazdı. Annelik yapmadığı bir çocuğu şimdi hangi haklarla istiyordu ki?

"Bu mümkün mü Louis? Yani Evelyn bu davayla Marlena'yı alabilir mi?"

Kaşları çatıktı. "Aslında alamayacağına yüzde yüz emindim. Fakat Evelyn hakkında bir araştırma yaptım. Sonuçta kimse kaçan bir anneye bebeği vermez." Vermemeliydi de zaten. Devam etti. "Evelyn nişanlanmış. Ve öğrendiğim kadarıyla nişanlandığı herifin sağlık sorunlarından dolayı çocuğu olamıyormuş. Ben bu davayı o yüzden açtığını düşünüyorum. Ya da Marlena'yı almak içinde nişanlanmış olabilir. Bilmiyorum. Fakat bu biraz risk doğuruyor. Evet Evelyn bebeğini bırakarak gitti. Fakat geldiğinde ise sığındığı bir aile kavramı var."

Nefes almadan Louis'i dinliyordum. Söylediği sözler beynimi, kalbimi, ruhumu sömüren şeylerdi.

"Bu konuda artısı var. Çünkü sen yalnız bir erkeksin ve çalıştığın için bebeğine başka biri bakıyor."

Gözlerimi kapatıp düşünmeye başladım. Marlena olmadan nasıl yaşardım? Üstelik anneliğin ne olduğunu hissetmeyen bilmeyen birinin bebeğimi almasına nasıl göz yumardım. "Louis." Sesim titriyordu. "Bak durum gerçekten ciddi. Marlena'yı alırsa ben ölürüm. Bir şeyler yap. Lütfen."

Elini omzuma koydu. "Yapacağım dostum. Marlena ve senin için her şeyi yapacağım. Boşanma davanız artık işlemde. İki hafta sonra ilk duruşma var. O güne kadar bir çok araştırma yapacağım." Ümit verici konuşuyordu. "Marlena'yı vermeyeceğiz."

Başımla onu onaylayıp dolan gözlerimi kapattım. Bir damla göz yaşı sağ yanağımdan akıp gitmişti.
"Kızımı vermeyeceğim."

***

Akşam olmuştu. Harry beni eve göndermek istesede gitmemiştim. Gerçi bir şey değişmemişti. Bomboş dükkanda düşüncelerim beynimi kemirirken bir köşeye sinmiştim. Ne bir faydam ne de zararım vardı.

Harry yanıma oturunca ona döndüm. "Kapatalım diyorum ben. Gelen giden yok zaten." Hala ayakta vereceğim tepkiyi bekliyordu. "Pekala." diyerek ayağı kalktım. Birlikte eşyaları düzenlerken sessiz kalmayı tercih etmiştik.

İşimiz kısa sürede bitmişti. Arabama ilerlerken Harry beni durdurdu ve sarıldı. "Sen güçlü bir adamsın. Ve bu adamın ona ihtiyacı olan bir kızı var."

Faith.

Elimdeki renk kartlarından mavi olanı kaldırdım ve Marlena'ya gösterdim. "Lena bu ne renk?"

Lena boş gözlerle bana bakıyordu. Sanırım bir buçuk yaşındaki bebeğe renkleri öğretmek için erkendi. Elimdeki kartı atarak söylendim.

"Boş ver zaten çok sıkıcı." gülerek bana eşlik ettiğinde gülümsedim. "Kartları atmam hoşuna mı gitti bebeğim." Yanağından öpüp ayağı kalktım. Koltuğun üzerinde pusetinde uyuyan Brooke'a baktım ve tekrar oturdum. "Brooke çok uykucu değil mi Marlena. Kız kıza eğlenebiliriz." Gülümseyerek diğer oyuncaklarıda dağıttığımda Marlena bebeğin kafasını ısırıyordu.

Bir kaç tıkırtı duyduğumda korkmuştum. Bu seslerin kapıdan geldiğini anlamak beni daha da korkutmuştu. Saat daha çok erkendi ve Zayn'in gelmesine çok vardı. Oyuncukların arasından en sert olan Hulk'u alarak ayağı kalktım. Yavaş adımlarla kapıya ilerleyip arka tarafa geçtim.
Kapı açıldığında ışık yanmadığı için gelen kişiyi görememiştim ve elimdeki oyuncak kafasına inmişti. "Siktir bu da nesi?" Tanıdık sesle oyuncağı yere atıp koridorun ışığını açtım. "Zayn." Kafasını tutuyordu. "Özür dilerim ben senin erken geleceğini düşünemedim."

Anahtarı kenara atıp kapıyı kapatırken bir eli hala kafasındaydı. Yere eğilip Hulk oyuncağını aldı ve kısa bir süre sonra kahkaha atmaya başladı. Çok mu sert vurmuştum.

"Zayn?"

Ne yaptığını anlamak için soru karşısında Zayn'in kesintisiz gülüyor olması beni korkutuyordu. Başını kaldırıp bana baktığında dolmuş gözlerle karşılaştım. "Zayn iyi misin?" Hiç bir şey söylemeden kollarıyla beni sardığında başka bir şeyler olduğunu anladım. "Kötüyüm. Çok kötüyüm Faith. Bana yardım et."

***

Baby Sitter.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin