Baby Sitter.

35

İkinci sezon Zayn üzerinden gidiyor böyle olmak zorunda sjsj. Sizden rican oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmemeniz. 400 kişi okuyorsa sadece 70 kişi oy veriyor...

Zayn.

"Her şey benim suçum. Sana kızdığım için arabanı almaya gitmedim ve Tanrım. Arabanı zamanında gidip alsaydım bu tür haberler çıkmayacaktı." Harry geldiğimden beri kendine kızıyordu.

Louis'in anlattığına göre;Harry arabamı tepeden almamıştı. Muhtemelen arabamı açık bir şekilde tepede gören birileri polise haber vermişti ve polis araştırma için arabamın yanına gitmişti.

"Harry kendine kızma artık. Sonuçta arabamı almamanın nedenlerinden biri benim. Yeri gelmişken şey- özür dilerim. O gün sana vurmamalıydım. Bana yardım etmeye çalışıyordun ve ben her şey boka sardırdım."

Sigara izmaritimi pencereden aşağı atıp Louis ve Harry'e döndüğümde Louis'in delici bakışlarını üstümde hissetmiştim. "Hemen şurda kül tabağı vardı,Zayn. Yangın mı çıkarmak istiyorsun?" Gözlerimi devirmekle yetindim. Zaten annem ve Waliyha salonda uyuduğu için bahçeye çıkamıyorduk. Üstüne bir de Louis'in çalışma odasında sigara izmariti hakkında konuşmalarını çekemeyecektim.

"Her neyse. Şimdi ne olacak,Louis? Sonuçta hala yaşıyorum ve polisler boş yere benim cesetimi arıyorlar. Haber vermemiz gerekmiyor mu?" Yeterince sorunum yokmuş gibi bir de polis işleriyle uğraşmak istemiyordum. Benim bulmam gereken Faith varken polisler benim cesetimi arıyorlardı. Ah. Saçmalık.

"Polise gideceğim gideceğimde bir telefon bekliyorum. Daha önce almam gereken bir aramaydı bu ama bekliyorum işte." Louis yine kendi dilinde konuşuyordu; karmaşık, anlaşılmayan ve şaşırtıcı.

"Kim arayacak? Polis ya da başka bir avukat arkadaşı mı?" Harry benim sessiz kalmamın aksine Louis'e sormuştu. Louis'in karmaşık konuşacağını bildiğimden sormamıştım ben. Harry belasını arıyordu ya da Louis'in zekice planları vardı.

"Aslında bunu size aramadan sonra söylecektim. Yani umut vermek istemiyorum ama bu haber tüm kanallarda yayınladı. Ben düşündüm ki şey." Louis bakışlarını bana çevirdiğinde kesinlikle bir planı olduğunu anlamıştım. "Faith. Faith Zayn'in ölüm haberine sessiz kalacak bir kadın değil. Düğün günü ne oldu,Neler hissetti bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey varsa o da Faith'in Zayn'e olan hisleri. Bu yüzden bana ulaşacaktır."

Louis'in kafasının içinde bir iblis yatıyordu adeta. Böyle bir şey eminim ki Harry'nin aklına bile gelmemişti ve tabi benimde.

"Peki bu işe yarar mı? Yani Faith seni gerçekten arayacak mı?"

"Harry. Az önce ne söyledim ben. Faith kötü biri değil. İnsanlara değer veriyor. Özellikle adı Zayn olana daha çok değer verdiğine şahit olduk. Yaptığı bir hata yüzünden ona kötü,sinsi ya da yılan etiketi yapıştıramayız. Bana ulaşacaktır." Louis'in sözleriyle birlikte kalp ritmim her geçen saniye artıyordu. Bu benim için çok önemliydi. Sessizliğimi bozarak konuşmaya başladım.

"Bir yüzde versen? Mesela on üzerinden Faith'in seni aramasına bir rakam ver." Her ne kadar umut vermek istemese de Louis düşündükleri şeyler konusunda yanılmazdı. "Dokuz." Sesi tereddütsüz net bir şekilde çıkmıştı.

"Tanrım bu çok iyi. Zayn! Faith Louis'i ararsa onu buraya çekebiliriz. Sonra siz onu oyalarken ben kafasına bir bardakla vurur onu bayıltırım ve nikah için işlemleri başlatırız. Ve sonunda evlenirsiniz."

Harry yaslandığı duvardan ayrıldığında hayret içinde ona bakmaya devam ettim. Yüzündeki büyük gülümsemeyle oldukça iyi görünüyordu ve bu beni bür nebze mutlu etmişti. Oysa geçen gün Faith hakkında kötü konuşurken şimdi onunla evlenmemi istiyordu.

"Saçmalama,Harry. Böyle bir şey olmayacak. Yani evet beni ararsa onu tabiki de yönlendireceğim ama kafasına vurmakta nerden çıktı?"

"Bence Harry doğru söylüyor. Faith buraya gelirse onu bırakmayacağım. Gerekirse zorla evleneceğim onunla."

Louis oturduğu sandalyeden kalkıp şaşkınlıkla bize bakmaya devam etti. Şu an kesinlikle psikolojisi bozuk iki insan gibiydik,Harry ile.

"Her ne kadar arkadaşınız,kardeşiniz olsam da aynı zamanda hala avukatım ve bir kadını evliliğe zorlamanıza izin vermeyeceğim." Harry'e dönerek devam etti. "Özellikle kafasından vurulup bayıltılan kadınları koruyacağım."

Harry onu umursamadan bana döndü ve gamzelerini göstererek gülümsedi. Aynı şekilde bende ona gülümsedim.

Faith buraya geldiğinde bir daha gidemeyecekti.

***

"Zayn!"

"Zayn uyan hadi!"

Kulaklarımı taciz eden sesten dolayı rahatsız bir şekilde gözlerimi açtım ve etrafıma bakmaya başladım. Louis'in evindeydim ve kafamın üstünde bağıran bir Harry vardı.

"Ne oldu,seni salak? Neden bağırıyorsun?!"

"Uyanman lazım çünkü. Louis; Lottie, anneni ve Waliyha'yı kahvaltı için dışarıya gönderdi." Ne saçmalıyordu bu çocuk? Gidebilirlerdi sonuçta. Arkamı dönerek yastığa daha sıkı sarıldım.

"Dün gece Faith,Louis'i aramış olabilir. Belki de Faith Louis ile tek konuşmak istemiştir ve o da evden göndermiştir onları."

Uzandığım yerden hızla kalktım ve Harry'e döndüm.

"Sen ciddi misin?"

"Olabilir diyorum sadece. Emin değilim. Uyanmazsan öğrenemezsin."

Üzerimdeki pikeyi kenara fırlatarak ayağı kalktım ve odadaki banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya geri döndüğümde Harry odada yoktu. Bende odadan çıkarak aşağı kata indim.

Louis takım elbisesiyle birlikte yemek masasında oturuyordu ve kahvesini yudumluyordu. Faith'i bu şekilde beklemezdi değil mi?

"Hey,günaydın." Louis'in dikkatini çektiğimde gülümseyerek konuştu. "Günaydın."

"Nereye böyle? Oldukça şık görünüyorsun." Bu sırada Harry elindeki kahveyle mutfak tezgahına yaslanmış bizi izliyordu.

"Bir kaç duruşmam var. Şık olmak zorundayım." Kafamı belli belirsiz sallamakla yetindim. Louis Faith'in onu aradığını bizden saklamazdı herhalde. Zaten saklamak isteseydi dün gece bundan bize bahsetmezdi. Öyle olurdu herhalde değil mi?

"Annem ve Waliyha neredeler?"

"Annen dün çok fazla üzüldü ve bende düşündüm ki Lottie onları gezdirebilir. Kahvaltıya gittiler." Kahvesinden bir yudum alarak ayağı kalktı. Boş fincanı tezgaha bırakarak yerdeki çantasını eline aldı. "Şimdi gitmem gerek. Bir şey olursa bana haber verin."

"Görüşürüz."

Kapının kapanma sesiyle birlikte Harry'e döndüm.

Şimdi ne yapacaktık?