Zayn.Sağıma döndüm.
Boş duvarla karşılaşmak beni mutlu etmemişti. Üstelik Harry, beni bu odaya uyumam için tıktığından beri boş boş uzanıyordum.
Sonra soluma döndüm ve yatağın boş kısmına bakmaya başladım. Boş duvara bakmak bu kadar acıtmamıştı canımı. Tekrardan sordum kendime,cevabını bilmediğim soruyu. Neden gittin,Faith?
Daha fazla bu odada kalamayacağımı anlayarak yataktan kalktım ve odadan çıktım. Kapısı açık olan odaya adımladım ve hala eşyalarının burada olduğundan emin olduktan sonra Brooke'un odasından da çıktım. Puseti bile buradaydı oğlumun. Tekrardan sordum kendime;Eşyalarını bile almadan nereye gitmişti? ve en önemlisi ben bunları hak etmiş miydim?
O çok mutluydu. Benimle birlikteyken gülümserdi,sohbet ederdi benimle. En önemlisi bana beni sevdiğini söylerdi. Brooke'un garip bir şekilde bana ne kadar çok benzediğinden bahseder dururdu. En çok sevdiği kahveyi ben sevmediğim halde zorla içirirdi. Ona Marlena'nın büyüyünce erkek arkadaşı olamayacağını her söylediğimde kızımla birlikte oturduğumuz yeri terk ederdi ve odamıza çıktığında onun Marlena'yla konuştuğunu duyardım. Ne değişmişti? Sevgimizden ne eksilmişti? Daha doğrusu onun sevgisi,bana olan aşkına ne olmuştu?
Merdivenlerden indikten sonra Harry'nin mutfaktan gelen sesiyle yavaş adımlarla oraya ilerledim. Telefonla konuşuyordu.
"Bir kaç saattir odasında. Sanırım uyuyor emin değilim?"
"Marlena hala sizin evde Lottie'yle birlikte."
"Sen ulaşabildin mi?"
Mutfak kapısının önünde Harry'in konuşmasını dinlerken Faith'ten konuştuklarını anladığımda kendimi belli ederek mutfağa girdim. Beni görmesiyle birlikte Harry arkasını dönmüştü.
"Ben kapatıyorum,sonra görüşürüz."
Benim yanımda bu konuları konuşmamak için aceleyle telefonu kapatmış,bana dönmüştü.
"Hey,dostum. Neden kalktın?"paniklemişti. Ses tonu kendini ele veriyordu.
"Canım sıkıldı."Onu başımdan savmam gerekiyordu. Sanki iki yaşındaki bir çocukmuşum gibi bana bebek bakıcılığı yapıyordu ve bu bana kesinlikle iyi gelmiyordu. Daha çok anıların aklıma gelmesine sebebiyet veriyordu.
''Sana,yeşil çay yapmamı ister misin ya da papatya çayı? Rahatlatır.''
Hah. Ben sadece Faith'i bulabilirsem rahatlardım. O da bir ihtimaldi işte artık.
''İstemiyorum. Hem sen gitsene artık. İyiyim. İçkilerimi de attın zaten eve gelirken. Üstelik kafeye gitsene sen. Ne diye evimdesin zaten anlamıyorum,sikeyim.'' Gitmeyeceğini biliyordum.
Onu mutfakta yalnız bırakarak oturma odasına geçtim. Karşılaştığım ilk şeyin oyun çitleri olması,bardaktaki son damla olmuştu. O giderek bir çok şeyi arkasında bırakmıştı. Tüm bıraktığı şeyler benimleydi ve ben aklımdan bir an olsun onu çıkartamıyordum.
Büyük adımlarla oyun bahçesine ilerledim ve çitin bir tanesini kaldırmamla birlikte birleşik olan çitler havalanmıştı. Birleştikleri yerden onları ayırarak-daha çok kopartma-parçaları fırlatmaya başladım. Ben fırlatmaya devam ederken çıkan sesten dolayı Harry yanıma gelmişti ve parçaları elimden almaya çalışıyordu. ''Zayn bırak şunları!'' fırlatmaya devam ederken konuştum. ''Sikeyim,Harry bırak!'' Fakat o beni bırakma yerine boy avantajını kullanarak elimdeki çitleri almış kenara fırlatmıştı.
''Kendine gel,Zayn! Siktiğimin çitlerini fırlatarak bir boka yaradığını mı sanıyorsun? Kendine gel seni bok çuvalı ve gidip kızını Lottie'nin elinden al önce. Sonra hangi siktiğiminin bakıcıs-''
Cümlesinin tamamlayamamasının nedeni yüzüne indirdiğim yumruktu.
''Kes sesini,orospu çocuğu!Siktir git evimden anladın mı?! Faith hakkında düzgün konuşmayı öğreneceksin,sonra yanımda kalacaksın! Anladın mı?!'' Avazım çıktığı kadar bağırarak konuşmuştum ve Harry'nin yaptığı tek şey yumruk attığım yanağını tutarak bana bakmak, beni dinlemek olmuştu. Kelimelerim,cümlelerim o kadar karışıktı ki uzun süre sadece yüzüme bakmakla yetinmişti.
''Benim ne Faith ne de seninle bir sorunum var. Benim tek sorunum Faith'in seni bırakıp gitmesi.Baba olduğunu hatırlayınca kızını Louis'lerin evinden alırsın. İstediğin gibi olsun,gidiyorum.''
Koltuğa oturarak yüzümü ellerimin arasına aldım ve çarpan kapıyla birlikte olduğum yerde derin bir nefes aldım.
Her şey mümkünmüş gibi daha da boka sarıyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum.***
Gözlerimi açtığımda kendimi koltukta bulmuştum. Yaklaşık üç gündür doğru düzgün uyuyamadığımı göz önünde bulundurursak bu çok normaldi. Ayık kafayla uyumak zor olduğu için iki gündür içmiştim çünkü ancak öyle uyamaya çalışınca sadece sızıyordum. Şimdi ise tamamen yorgun düştüğüm için uyumuştum.
Uzandığım yerden kalkarak oturur pozisyona geçtim ve duvardaki saate baktım. Gece ikiye geliyordu. Ne kadar yorgun olsamda geri uyuyamazdım,uyumamalıydım. Faith'i bulmalıydım. Bu yüzden oturduğum yerden kalktım ve vestiyerdeki ceketi üstüme geçirdim. Onu sokak sokak aramadan önce evine gidecektim ve sonrasında gerekirse onu sokak sokak arayacaktım.
Evin anahtarını cebime koyduktan sonra vestiyerdeki kabın içinde arabamın anahtarını aramaya başladım. Sonra ceketimin cebinde olduğunu hatırlayarak evden çıktım.
Siktir.
Anahtar cebimdeydi fakat arabam dağda kalmıştı. Harry yanıma geldiğinde, arabasına binmemi istemişti,daha sonra da arabanı gelip alacağım demişti. Şimdi ortada ne Harry vardı ne de arabam.
Bozuntuya vermeden sokakta yürümeye başladım. Faith'in evi buraya çok uzak sayılmazdı fakat yinede yorgun bedenimi yıpratırdı. Gerçi bu işten en çok kalbim zararlı çıkmıştı.
Kısa bir süre sonra tanıdık apartmanın önünde durdum ve bakmaya devam ettim.
"Umarım burdasındır,Faith."
Apartmana ilerlediğimde şanslıydım ki kapı açıktı. Gece saat iki ya da üç olduğu için başka bir zile de basamazdım ve kapının açık olması kesinlikle ama kesinlikle büyük şanstı.
Daha fazla zaman kaybetmemek adına yavaşça kapıyı açtım ve merdivenlerden çıkmaya başladım.
3 numara.
Faith & Dylan.
Üç onun uğurlu rakamıydı.
Dylan ise sadece ölen eski eşiydi ve onun hatrına kapıdaki ismi değiştirmesine izin vermemiştim.
Kapıdaki tokmağı yavaşça hareket ettirdim. Açmayacağını bile bile zile bastım.
"Faith,eğer içerideysen lütfen kapıyı aç. Sana kızgın değilim. Sadece bazı cevaplara ihtiyacım var ve tüm bu cevaplar sende saklı. Lütfen kapıyı aç."
Kapı açılmamıştı.
"Faith. Lütfen. Seni suçlamıyorum,sana kızmıyorum. Sadece seninle konuşmak istiyorum. Yalvarırım kapıyı aç."
Olduğum yerde çökerek sırtımı kapıya verdim. Faith bir kez daha ona ulaşmamı engelleyerek kapıyı açmamıştı.Önce kalbinin kapısı ve şimdi evinin kapısıydı.
🌸🌸🌸
Faith ölmedi arkdşlr. Merak etmeyin sjsjsj. Zayn de garibim çok üzülüyor...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baby Sitter.
Fanfiction"Artık sadece kendi bebeğime değil, onun da bebeğine bakıyordum." @besameoldlover 29.08.16