Bölüm 14: DOĞUM GÜNÜ

27 5 3
                                    

Hayal yumuşacık yastığına sıkıca sarılırken aldığı güzel kokuyu içine çekiyordu. Yatağı daha önceden de bu kadar yumuşak mıydı? Başı hafif ağrıyordu ama o kadar rahatsız edici değildi. Migren gibi sadece sağ tarafına bir baskı yapıyordu. Hafifçe gözlerini açınca sıkıca sarıldığı yastığın siyah rengiyle karşı karşıya geldi. Hayır, bu onun yastığı değildi.

Ani bir şekilde doğruldu. Kendi odasında değildi. Baş ağrısını iyice unuturken dün geceyi hatırlamaya çalıştı. Hatırladıkları yavaşça gözlerinin önüne düşerken en son Paige'in istavroz çıkarıp "İsa aşkına!" diye bağırışı kalmıştı sadece zihninde.

Şimdi neredeydi peki? Ne olmuştu? Sarhoş olup kendini kaybetmiş miydi? Peki sarhoşken ne yapmıştı?
Üzerindeki siyah erkek tişörtünü görünce gözleri doldu. Gerçekten bunu yapmış olabilir miydi? Nasıl bu kadar düşmüştü?
Belki de yapmamıştı.

Hızla çarşafları yere attı. Eğer olduysa mutlaka çarşafta kan olmalıydı. Ama olmaya da bilirdi. Sonuçta bazı kadınların kızlık zarı gevşek oluyordu ve ilk birleşme esnasında yırtılmayabiliyordu.

İçindeki büyük korkuyla çarşafı ararken kapı açılmıştı. İrkilerek kapıya baktı. Yatakta dizleri üzerinde dururken kapıda Seth'i görmek onu iyice şaşırtmıştı. Yine de biraz da olsa rahatladığını inkar edemezdi. Seth'le o tarz bir şey yaşamış olduğuna asla inanmazdı. Seth ona o gözle bakacak bu dünya üzerindeki son erkekti. Etrafında o kadar güzel kız varken ona dönüp bakması imkansızdı.

"Ne yapıyorsun orada?"
Bu sefer onu esmer teni bile kurtaramamıştı. Kıpkırmızı bir şekilde ona baktı.

"Benim burada ne işim var?"
Dönüp odaya baktı. Pencereden az da olsa dışarıyı görüyordu ve kendi evini az da olsa görebilmişti.

"Dün geceyi hatırlamıyor musun?"
Sorusuyla kız gözlerini korkuyla kocaman açmıştı.

"Öyle değil. Bir şey olmadı. Sadece eve gitmek istemiyorum dedin. Ben de seni bizim eve getirdim."
Bir de bir ara neredeyse seni öpecektim.

Kız biraz olsun sakinleşmişti en azından. Kıza giydirdiği tişörtün en sevdiği tişört olduğunu fark etmişti. Şu an ne kadar davetkar göründüğünün farkında bile değildi.

"Bir şey yapmadım, değil mi? Ya da söylemedim?"
Alt dudağını sertçe ısırdı kız ve bu gülkurusu rengindeki dudakları bir ton daha koyulaştı.

"Yok, hayır."
Biraz olsun rahatlamıştı kız. O sırada üstüne baktı. Tişörtü çekiştirip bacağının açıkta kalan kısmını kapatmaya çalıştı ama bu tişörtün yakasının açılmasına sebep oluyordu.
En sonunda olduğu gibi bırakmaya karar vermişti.

"Şey, peki ben..."
Ona nasıl bu tişörtü kendim mi giydim diye soracaktı?

"Sen?"
Seth kızın cümlesine devam etmesini bekliyordu. Onun bu çekingen ve utangaç halinden hoşlanmıştı ve eğleniyordu.

"Kıyafetlerim?"
Yere baktı Seth. Pantolonu ters bir şekilde yerdeydi ve kazağı da yatağın diğer tarafındaydı.

"Yerdeler."

"Akşam ben mi şey yaptım?"
Seth kızın ne sormak istediğini anlamıştı ama anlamazlıktan gelip kızın bunu açıkça sormasını bekliyordu.
Onun için eğlenceli bir durumdu ama kız için utanç dolu bir andı. Seth'in gözleri üzerindeyken konuşmakta zorlanıyordu. Özellikle üzerinde onun tişörtü varken.

İyice sıcak basmıştı ona. Zaten akşam yeterince rezil olmuşumdur diye düşünüp "Ben mi çıkardım kıyafetlerimi?" diye açıkça sordu.

Dipte KalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin