Noah birasından bir yudum alırken aklında az önce konuştuğu kız vardı. Onun yanına gidebilir ve güzel bir gece geçirebilirdi ama bu kızı da bırakamazdı. Burada başına bin bir türlü şey gelebilirdi.
"Conner'la burada mı tanıştınız?"
Noah tatlı, hoş birine benziyordu. Yakışıklı değildi ama genç kızın beğendiği tüm özellikleri barındırıyordu. Hiçbir sertlik barındırmayan yüz hatları, sarışın mavi gözlü oluşu ve centilmen davranışları onu genç kızın gözünde mükemmel erkek yapıyordu.
"Liseden tanışıyoruz. Bir alt dönemiydim. Siz nasıl tanıştınız?" diye sordu Noah.
"Üniversitesinden. Babalarımız da arkadaş aynı zamanda."
Hayal'in aklındaki soru başkaydı aslında ama üçüncü kez cevapsız bırakılmayı da göze alamıyordu.
Bir süre boş şeylerden konuştuktan sonra her an Conner ve Seth gelebilir diye dayanamayıp sordu.
"Bu borç neyin borcu?"Soru karşında Noah kararsız kaldı. Söylememe taraftarıydı.
"Lütfen, yani Conner eninde sonunda söyler ama... Ona belli etmem. Hem iyi bile olabilir."
Kız o kadar tatlı ve ikna ediciydi ki ona hayır demek istemiyordu. Conner'ı ikna edebilmişti. Bu büyük başarıydı ve bu Conner'ın ona cidden güvendiği ve değer verdiği anlamına gelirdi."Söz ver." dedi anlık bir dürtüyle.
Kız hemen atladı.
"Söz."Noah ona biraz daha yaklaşmıştı, gürültüye rağmen duyulabileceklerini düşünüyordu. Bu sayede parfümünün kokusu genç kıza ulaşmıştı.
"Geçen hafta çok içmişti. Onu eve bırakacaktım ama taksiye bindi."
Kuruyan boğazını yatıştırmak için birasından bir yudum aldı.
"Bir klübe gitmiş. Aslında içmek için gitmiş ama kumar oynamış."Genç kız şaşkınlıkla kalakaldı.
"Ne demek kumar oynamış?""Normalde oynamıyor tabi ki. Ray, borçlandığı adam da oradaymış. Conner'ın onun için dövüşmesini istiyordu. Tuzağa düşürmüş diyebiliriz. Senet imzaltmış işte. Olay bu yani."
Genç kız hiçbir şey dememeyi tercih etti. Zaten bu durumda ne denilmesi gerektiği bilmiyordu. Noah içkisini içerken o sadece sustu. Bir ara ona içki isteyip istemediğini sormuştu ve Hayal de ona kibar bir dille teşekkür edip istemediğini söylemişti. Çok geçmeden Conner ve Seth de yanlarına geldi.
Conner'ın yüzünde hiçbir mimik yoktu. Ne düşündüğünü ya da hissettiğini tahmin edemiyordu. Birlikte çıktıklarında Seth ve Noah orada kalmıştı.
Conner arabasıyla gelmediği için birlikte taksiye binmişlerdi. Çok fazla konuşmadılar. Sadece Hayal taksiden inerken "Başını derde sokmamaya çalış." demişti. Conner içten ama yorgun bir şekilde gülümsemişti. Bu bir tür onaylamaydı. Zaten Conner bir daha o geceki kadar düşeceğini sanmıyordu. Acı, çaresizlik ve öfke o kadar yoğundu ki Conner düşünememişti. O an her yeri ve her şeyi yok etmek istediğini biliyordu sadece.
Kız aksinin kapısını kapatınca zihni zaten pek net olmayan o günden kurtulmuştu. Çok içtiği için ne olduğunu bilemese de ne hissettiğini bilebiliyordu. Çünkü Seth'in söylediklerinden sonra içinde zaten var olan acı daha da güçlenmiş ve onu hiç rahat bırakmamıştı. Aklında ve kalbinde sadece Alaska vardı. Bundan önce olduğu gibi ve bundan sonra da olacağı gibi.
Elindeki içkiyi masaya bırakırken biraz da olsa çakırkeyif olduğunu biliyordu. Daha fazla içmeyecekti kesinlikle.
"Dans edelim mi?" Soru arkadaşı Will'den gelmişti. Onu kibarca reddetti. Dans etmeyi severdi aslında ama tüm gece ona bir yıl yetecek kadar çok dans etmişti. Daha fazla dans edebileceğini sanmıyordu. Masanın üzerindeki telefonun ışığının yandığını görmüştü bu sırada. Ona kim mesaj atardı ki bu saatte? Seth belki kontrol amaçlı atmış olabilir diye telefonun tuş kilidini açtı. Numara kayıtlı değildi ama Alaska numaranın tanıdık olduğunu düşünmüştü nedense. Mesajı okuyunca yanılmadığını anladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dipte Kalanlar
Genç Kız EdebiyatıÖlümüyle ardında bir yığın enkaz bırakan bir kız: Alaska Levinson. Birinin yıktığı her şeyi çıplak elleriyle, kendine sakladığı tüm umutlarıyla tekrar hayata döndürmeye çalışan bir kız: Hayal Kaplan. Birbirinden ne kadar farklı yollar izleseler de a...