"The sun might rise, as sometimes does it fall."
Katie Costello- StrangerBazı sabahlar Conner için tam bir işkenceydi. Büyük bir baş ağrısıyla uyanır ve çekmecesindeki ağrı kesicilerden iki tane alırdı. Sabah kahvaltı yapmaktan nefret ettiği için duşunu aldığı kendini direkt dışarı atıyordu. Hayattan zevk almayı bırakalı çok olmuştu.
Alaska öldüğünden beri kendini ne zaman mutlu hissetse aklına kız düşerdi. Ona kocaman yeşil gözleri yaşlarla dolu bir biçimde bakardı. O olsaydı diye düşünüp duruyordu. Alaska olsaydı Conner onun yine yarım bir mutluluğa sahip gülüşüyle kendinden önce başkaları için nasıl çabaladığına şahit olacaktı. Alaska o gün ona izlediği bir filmi anlatacaktı belki de. Ya da gördüğü bir şeyi. Gülümseyecek ve ona "Benim için fark etmez." diyecekti. Belki de o gün omzuna gömecekti başını ve ağlamaya devam edecekti. Alaska olsaydı her ne yapacak olursa olsun Conner hayatın bu kadar boktan olduğunu ya da her an lanet olası hayatı ne zaman son bulacak diye düşünmeyecekti.
Aklına kızın ilk günlerdeki hali geldi.
***
"Sakatlık geçirdiğini söylediler."
Alaska Conner'ın revirde olduğunu öğrenir öğrenmez dersi falan umursamayıp revire gelmişti. Conner hayatına bir anda girmişti ve Alaska onun çekimine daha ilk anda kapılmıştı."Koşup geldin demek."
Genç kız onun yanına otururken pileli lacivert eteğinin açılmamasına dikkat etti."Ukala olduğunu kabul etmen gerek." demişti kızar gibi görünmeye çalışıp.
"Senin de beni sevdiğini kabul etmen gerek."
Alaska dudak kaslarını hakim olamadı. Yüzünde yine o aptal sırıtış vardı, biliyordu ama bir türlü engelleyemiyordu."İşin aslı sana söylemem gereken bir şey var. Geçen gün Will bana senin Seth'le dalaştığını söyledi."
Conner uzandığı yerde doğrulup kıza bakmıştı. Onun bir şeyleri öğrenmiş olabileceğini düşündü ama bilmiyor gibiydi. Belki de kendisini deniyordu ama buna ihtimal vermedi. Alaska kartları açık oynayan bir kızdı."Seth?"
Alaska önüne düşen saçının Conner tarafından itilmesi ile aklındaki tüm cümleleri unutmuştu bile. Onu böyle aptallaştırdığı için Conner'a kızması gerekirdi.
"Ağabeyim. Yarı kardeşim yani."
Conner kızın sıklaşan nefes alışverişlerini hissediyordu. Onun üzerindeki bu etkisini seviyordu. Kızın gözbebekleri irileşiyordu ve yanakları allaşıyordu."Onu tanımıyorum Al. Kavga etmiştim geçenlerde ama genel bir şeydi. Herkes birbirine girmişti bilirsin."
Conner ellerini kızın omzuna koyup usulca ona dokundu. Saçlarının ucu parmaklarına değiyordu. Yeni kestirdiği kahkülleri de gözlerinin üstünde bir perde gibiydi. Her şekilde bu kadar güzel olması diğer kızlara haksızlık olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dipte Kalanlar
أدب نسائيÖlümüyle ardında bir yığın enkaz bırakan bir kız: Alaska Levinson. Birinin yıktığı her şeyi çıplak elleriyle, kendine sakladığı tüm umutlarıyla tekrar hayata döndürmeye çalışan bir kız: Hayal Kaplan. Birbirinden ne kadar farklı yollar izleseler de a...