Elinde çantasıyla daha önceleri sık sık geldiği evin önündeydi. İçi kıpır kıpırdı. Yılbaşı gecesi verdiği kararı bugün uygulamaya karar vermişti. Artık bekleyemiyordu. Seth gözlerinin önünde yok olup gidiyordu sanki. Eğer şimdi bir adım atmazsa hayatı boyunca pişman olacaktı. Yapsaydım ne olurdu diye düşünüp bir bilinmezlik yüzünden hayatını keşkelerle geçiremezdi. İleride olmazsa bile en azından denedim diyecekti.
Zile basıp bekledi Cathleen. Stresli olduğu için yanağının içini ısırıp duruyordu. Birazdan tırnaklarını da yemeye başlarsa şaşırmazdı.
Kapıyı Agnes açmıştı. Yaşlı, zayıf, kabarık kısa saçları olan bir kadındı. Yıllardır onlarla çalışıyordu. Bu kadını pek sevmezdi Cathleen. Onu korkutuyordu nedensizce."Seth evde mi?" diye sordu olmadığını bildiği halde.
Kadından olumsuz cevabı alınca içeri girdi."David nerede peki?" diye sordu ceketini çıkarıp portmantoya asarken.
"Evde değil."
İş için Milano'ya gitmişti ama kadın bu kadar detayı kıza vermek istemiyordu pek."Güzel. Ben yukarıda olacağım. Seth'e süpriz yapacağım."
Kadın hemen arkasında gidip kızı durdurmaya çalıştı."Kendisi evde yokken odasına girilmesinden hiç hoşlanmaz. Buna izin veremem."
Cathleen kadına dönüp üstten bir bakış attı.
"Ben onun sevgilisiyim. Senden izin alacak değilim."Yukarı çıkarken mutluluk içindeydi. Seth'in sevgilisiyim diye göğsünü gere gere gezmek istiyordu. Bunu söylemek onun için çok anlamlı ve mutluluk vericiydi. Düşüncesi bile o kadar güzeldi ki...
En güzel rüyaları gördüğü bir gecenin sabahına uyanmak gibiydi.
Sonsuz bir heyecan ve mutlulukla hep gülme isteği duyduğu bir hayatın başlangıcıydı.Seth'in odasına çıkıp hızlıca pantolonunu ve kazağını çıkardı. Kırmızı dantelli iç çamaşırı üzerinde gerçekten çok güzel duruyordu. Sarı saçları dümdüz bir şekilde sütyeninin kopçasına kadar uzanıyordu. Seth ona bir kez hayır diyememişti. Yine diyemeyecekti. O günü hatırlamak özgüvenini arttırdı.
Seth'in dolabını açıp düzenli bir şekilde asılmış kıyafetlere baktı. Hepsi ütülü olan takım elbiseler, tişörtler, pantolonlar...
Siyah bir gömlek alıp üzerine geçirdi. Aynanın karşısına geçip kendini uzunca bir süre izledi.Güzeldi. Bunu biliyordu. Etrafındaki herkes ona bunu söylerdi. Bir keresinde oturduğu bir kafede bir kadın gelip ona çok güzel olduğunu söyleyip kartını vermişti. Ajansına gelmesini istemişti ama Cathleen'ın kariyer planlarında modellik ya da oyunculuk yoktu. Aslında onun gelecekle ilgili tek planı Seth'le evlenmekti. Gerisi önemli değildi.
Seth'in yatağına doğru ilerleyip uzandı. Ait olduğu yer burasıydı. Onun yastığına sıkıca sarılırken gözü komodinin üzerindeki parfüme kaydı. Bu Seth'in yıllardır kullandığı parfümü. Alaska ona hediye etmişti ve Seth artık hep bu parfümü kullanıyordu. Alaska alırken dikkat etmemişti ama çok pahalı diye düşündüğünü hatırlıyordu.
Kızı hatırlamak canını sıktı. Onu seviyordu, iyi bir arkadaştı ama Seth'le birlikte olmamasının suçu biraz olsun ondaydı. Eğer bir gün sonra falan ölseydi Seth onu suçlamazdı ve birlikte olurlardı. Hem Alaska'nın intihar edecek kadar zayıf karakterli oluşu onun suçu değildi.
Alaska'yı aklından çıkarıp eline parfüme uzandı. Kapağını açıp gözlerini kapatarak kokladı parfümü. Gerçekten de çok güzel kokuyordu. Keskin ve kışkırtıcı.
Hava doğru biraz sıkıp Seth'in kokusunun tadını çıkardı. Sandal ağacı, tütün ve biraz da baharatlı bir kokuydu.
Seth ne zaman gelecekti acaba?
Parfümü yerine bırakıp odada biraz dolaşmak istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dipte Kalanlar
Romanzi rosa / ChickLitÖlümüyle ardında bir yığın enkaz bırakan bir kız: Alaska Levinson. Birinin yıktığı her şeyi çıplak elleriyle, kendine sakladığı tüm umutlarıyla tekrar hayata döndürmeye çalışan bir kız: Hayal Kaplan. Birbirinden ne kadar farklı yollar izleseler de a...