M.P.♥8

7.6K 482 41
                                    


♛ ♛ ♛ ♛ ♛

''Asla!'' dedim ve ayağımla kızın tuttuğu silaha vurdum. Silah hızla yere düşünce vampir hızıyla alıp kıza doğrulttum silahı. Ayık ol olum. Karşında prenses var.

Kız bana küçümser bakışlar attı. ''Kullanmayı biliyor musun? Nasıl ateş edeceğini biliyor musun? Nasıl doğrultacağını biliyor musun?'' Göz devirdim. ''Biliyorum.'' Çarpılacağım.

Oğlan elini beline yavaşça götürünce silahını alacağını anladım. Hemen koluna ateş ettim. İnledi. En azından tutturmuştum.

''Elini bir yerine sokmamı istemiyorsan akıllı ol.'' dedim tıslayarak. Kız ve oğlan ellerini havaya kaldırdı. ''Bu sadece şanstı. Daha kullanmayı bilmediğine eminim!'' diye bağırdı kız. Evet, bilmiyordum ve bu tamamen şanstı. Umarım daha çok şansım vardır.

''Kaç tane kurşun olduğunu biliyor musun içinde? Ya hiç kalmadıysa?'' dedi oğlan. Omuz silktim. ''Döverim.'' Sırıttı. ''Eminim yaparsın.'' Ona muzipçe baktım. ''Burada prenses olan sen misin?'' Bana kısık gözlerle baktı.

Uray'a kaydı gözlerim. Kafasını eğmiş yer ile bakışıyordu. Acaba yerden mi hoşlanıyor?

''Çığlık!'' diye bağıran babamın sesini duydum. Buraya koşuyordu. Ah, sonunda! Bu silah seslerini duyduğunu biliyordum.

Korumalarla birlikte babam geldi. Bana sıkıca sarıldı. ''Bir şeyin yok değil mi kızım?'' Başımı hayır anlamında salladım.

Görevliler kız ve oğlanı tuttular. Sanırım idam edilecekler.

Babamdan ayrılıp etrafa baktım. Uray yoktu.

''Çığlık!'' diye seslendi biri. Uray olması umuduyla arkama döndüm. Onunla konuşmak ve bunu bana açıklamasını istiyordum. Bu kız ve oğlanı soracaktım ona.

Ama hüsran... Gelen Sarp idi.

Tam yanıma geldi. ''İyi misin prenses?'' İki kaşımı kaldırdım. ''Bana bir daha prenses dersen ağzını koparıp bir yerine sokarım.'' Sırıttı. ''Gayet iyi görünüyorsun.'' Bende sırıttım ama göz devirdim. ''Uray nerede?'' Omuz silkti. ''Gözümü 1 saniye ondan ayırdım ve kayboldu.'' Ofladım. Nereye gitmişti şimdi bu?

♛ ♛ ♛ ♛ ♛

▪URAY▪

Uçurumun dibine ayaklarımı serbest bırakarak oturdum.

Hala sarhoştum. Düşmem an meselesiydi. Sarhoş olmama rağmen Çığlık ile konuşacak cesaretim artık yoktu.

İris, Çığlık'ı öldürecekti. Bundan eminim.

İris ile eskiden çok iyi arkadaştık. 1 buçuk yıl önce ben prensesi bulmak için dünyaya gittiğimde o da geldi benimle. Bir gün bana prensesi öldürmek istediğini ve benimle beraber tahta geçmek istediğini söyledi. Ben kabul etmedim. Tartıştık. En sonunda düşman olduk. Prensesi bulup öldüreceğini söyledi. Ne kadar engellemeye çalışsam da beni dinlemedi. Sonra evden gitti. Nereye gittiğini bilmiyordum. Onu bir daha görmedim. Şimdiye kadar...

''Neden burada oturuyorsun böyle?'' dedi bir kız sesi. Oraya döndüm. Güzel bir kızdı. Yanıma oturdum.

''Ne oldu? Aşk acısı mı?'' dedi ve kıkırdadı. Gülümsedim. Çığlık'tan hoşlanma ihtimalim ne kadardı? Bilmiyorum. Onu seviyor olabilir miyim? Hiç bir fikrim yok.

''Aşk ile işim olmaz.'' dedim. Daha önce bir kaç sevgilim olmuştu ama hiç birine öyle büyük bir şey beslemedim.

''Neden buradasın peki?'' dedi masumca. Prensesi tanıyorum desem tabii ki inanmazdı. Kim doğa üstü varlıkların prensesiyle tanıştığıma inanırdı ki?

MELEZ PRENSESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin