-CEM-Arkadaşlarla her zamanki mekanda takılıyorduk. Bizimkiler yine haytalık yapıyordu.
Aslında artık sıkılmıştım. Tabi bunu kendime bile itiraf etmek zor geliyordu.
Her gün bir yerlerde toplanıyor, aylak aylak oturuyor yada Mendereste geziyorduk.
(Bilmeyenler için adnan menderes bulvarı-adananın baraj manzaralı yerlerinden biridir. Adanalılar için önemli bir yerdir) .Eğlenceden başka amacımız yoktu. Arkadaşlara söylersem kırılırlardı ama doğrusu buydu. Çocukça şeylerdi yaptığımız.
Bana seslendiklerini hissettiğimde, gözlerimi daldığım uzaklardan çekip, onlara döndüm.
"Oğlum Cem, bak şu kızı sana ayarlasak diyoruz. Aramızdaki tek sap sensin de " diye sırıtarak konuştu Alp.
Gözlerimi devirip alayla baktım ona. Askerden geldiğimden beri kimse ilgimi çekmiyordu.
Ailemse uygun bir kız bulup evlenmem gerektiğini söylüyordu. Kendilerinin önerdiği bir kız vardı ama, hayatıma müdahale etmelerine kızdığımdan, ablamı aracı edip bakmamı istedikleri kıza asla bakmamıştım.
Şimdi de Alp'in uzattığı telefonun ekranına yüzümü bile çevirmemiştim.
Hiç bir kız çabaya değmezdi. Benim dünyamda bu böyleydi.
Çok değil, bir kaç ay önce askerliğe yeni başladığımda, özlemle yolunu gözlediğim kız, yokluğumu fırsat bilip aldatmıştı beni.
Ondan ayrıldığım için değil, beni nasıl aldatılan erkek konumunda bırakır, buna kızmıştım. Her insanın bir saflık, aptal aşıklık, ya da kandırılmaya müsait olduğu bir dönem mutlaka vardı. Benim de payıma aldatılmak düşmüştü.
Alp ise oturduğu yerden kalkıp tam karşıma geçmiş,
"Hadi abi bu kız ilgini çeken tiplerden" diyince bıkkınlıkla gösterdiği ekrana baktım.
Sosyal medya hesabından attığı fotoğrafları gösteriyordu. Bir kaç fotoğrafından sonra yüzümü istemsizce buluşturdum.
-Kıza bak, yediği içtiği her haltı paylaşan tiplerden, görüntüsü güzel gibi ama yıkanmış halini görmeden karar veremeyeceğim kızlardandı.
Daha fazla profili incelemeden Alp'e sinirli bir bakış attım.
"Sence bu kız mı benim ilgimi çekecek? Oğlum baksana, 'kezban pariste' filmi gibi, gittiği her yeri paylaşmış. Saklısı gizlisi olmayan kızı ne yapayım ben?" diyerek kaşlarımı çattım.
Bunun üzerine Alp omzunu silkip, yanımdan uzaklaştı ve Erdem'in yanına geçti, ikisi fısıldaşıp bana bakıyorlardı.
"Ne fısıldaşıyorsunuz lan kız gibi?!" diye terslendiğimde, yanımda oturan Ahmet, koluma dokunup beni sakinleştirdi.
"Uyma şunlara Cem. Zevzeklik ediyorlar işte.. "
Ona başımı sallayıp, önümdeki viskiden yudumladım.
Ahmet grubun babası gibiydi. Her zaman her konuda olgun davranır, bize akıl verirdi.
Babasını küçük yaşta kaybetmiş, ailesine kol kanat germişti. Belki de bu yüzden en olgun olanımızdı. Biz de her zaman ona saygı duyar, sınırlarını ihlal etmezdik.*
Eve geldikten sonra, akşam yemeğine kadar kimseyle iletişime geçmesem de, sofrada kaçışım yoktu.
Yemeğimizi yerken babam yine anneme kaş göz işareti yapıyordu.
Anlamıştım yine aynı konuya geleceklerdi. En iyisi onlar başlamadan sofradan kalkmak olacaktı. Ağzımı peçeteyle sildikten sonra, yavaşça sandalyemden doğrulup,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNLÜMÜN SULTANI
RomanceMuhafazakar bir ailede büyüyen Hande... Ve ailenin tek erkek çocuğu olarak sınırsız imkanlarla yaşayan Cem... Hayattan farklı beklentileri olan iki genç... Ve ailelerinin onları bir araya getirmesiyle başlayan, inişli çıkışlı aşkları.. (Hani Arkad...