14.bölüm

10.5K 497 48
                                    

-CEM-

Hande'nin düğün fikrini kabul etmesini hiç beklemiyordum.

Beni terk etmekle tehdit ettiği andan beri
yüzüğü elime bırakıp gidecek diye bekliyordum.

Ama Hande beni yine şaşırtmıştı, o kadar mutlu olmuştum ki. Şuan aramızda yasaklar ve kurallar olmasa, ona sımsıkı sarılırdım.

Herkesin sohbet konusu artık düğün hazırlıkları olmuştu. Bense bir fırsatını bulup Hande ile bir iki kelime konuşmanın derdindeydim.

Lale teyzeye bakıp
"İzninizle ben lavaboyu kullanabilir miyim?" dedim. Lale teyze,

"Tabi oğlum koridorun sonunda sağda" diyince ayaklandım.

Aslında tuvalete gitmek gibi bir ihtiyacım yoktu şuan. Ama Hande'nin elbet birşey için mutfağa gideceğini bildiğimden, salondan çıktım.

Lavaboya gidip saçımı başımı düzelttim. Kapıya kulağımı yaslayıp Hande'nin gelmesini bekledim. Birkaç dakika geçti ki içerden sesler gelmeye başladı.

İnşallah Handedir diyerek çıktım. Tahminimde yanılmamıştım. Mutfağa girdiğim anda yerinde sıçradı,

"Ne işin var senin burda, çık çabuk Cem. İnsanlar yanlış anlayacak" dediğinde

"Şşşt sessiz ol. Kötü bir niyetim yok Hande. Ben sadece teşekkür etmek istedim. Bizi bitirmediğin için. Bize bir şans daha verdiğin için." dedim.

Bi an konuşacak gibi oldu, sonra işine döndü. Konuşmayacağından emin olduğum anda tam mutfaktan çıkacaktım ki,

"Eğer ayrılmadıysam aileme kötü bir söz gelmesin diye. Yaptığın saygısızlığı affetmiş değilim" diye fısıldadı.



Gecenin sonunda eve geldiğimde kimseyle çok diyaloğa girmeden kendimi odama attım.

Telefonu elime alıp Hande'yi aradım. Çalıyor çalıyor ama açmıyordu.

Sanırım yine bir -Hande kaçar, Cem kovalar- maratonu başlamıştı.

Her ne kadar onu öptüğüm için böyle yapsada, yada yüzümü kızartacak kuvvette bir tokat atmış olsa da, yine olsa yine yapardım. Ama şimdi onun kalbini kazanmalıydım. Acaba ne yapsam???

Ertesi sabah şirkette boş boş otururken Ahmet geldi.

"Hoşgeldin kardeşim naber?" diyip tokalaştım
"Hoşbulduk abi, iyidir senden naber?" dedi. Rahat bir tavırla arkama yaslandım.

"İyi ne olsun iş, güç" dediğimde Ahmet kıs kıs gülüyordu.
Tek kaşımı kaldırıp 'hayırdır' dercesine baktım.

"Sen daha evlenmeden baba havasına girdin be Cem. Biz aramasak aramıyorsun. Hiç çıkalım diye plan yapmıyorsun. Yenge seni muma çevirmiş şimdiden" dediğinde hemen kendimi toparlayıp cevap verdim.

"Yok be oğlum ne alaka. Denk gelmedi sadece"

"İyi bakalım öyle olsun. Ama bu akşam çıkıyoruz ona göre. Erdem'in kuzeni bir yer açmıştı ya oraya gidelim" dediğinde tereddütle sordum,

"Bar mıydı orası??" dedim. Bıyık altından güldü Ahmet,

"Evet de hayırdır, yenge yasak koymaya başlamış anlaşılan."

"Öyle değil de Ahmet, başka bir yer olsun" dedim. Hande'yle aram düzelmeye başlamışken, yeni bir kriz istemiyordum.

Az sonra Ahmet yerinden kalkıp
"Tamam kanka, dediğin gibi olsun bakalım, akşam görüşürüz" diyip çıktı.

GÖNLÜMÜN SULTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin