-HANDE-
Düşük tehlikesi yaşayalı, bana herkesin ayrı bir hassasiyetle yaklaştığını görüyordum.
Bu yüzden de uzun bir süredir kayınvalidemlerde kalıyorduk.
Etrafımda fır dönüyorlardı, bu durumdan çok memnundum ama, Cem bey burdayken güvendeyim diye eskisi gibi ilgilenmiyordu benimle.İster istemez bu duruma üzülüyordum. İyice işkolik olmuştu. İşi olmadığı zamanlarda da Ahmet'ie düğün hazırlıklarında yardım ediyordu.
Eve gelene kadar da gece oluyordu. Zaten benim sürekli uykum geldiği için, Cem'in eve geldiği saate çoktan uyumuş oluyordum.
Sabah da geç uyandığım için uyandığımda çoktan çıkmış oluyordu. Bu duruma bir çözüm bulmalıydım ama, ne yapabilirdim ki?Bu gece uyumayacaktım. Saat onbir olmuştu Cem hâlâ ortalarda yoktu.
Uykuyla uyanıklık arasında, yüzüme ve saçlarıma hissettiğim dokunuşlarla uyandım.
"Cem?..." diyip gözlerimi açtığımda, gülümseyip alnıma ufak bir öpücük kondurdu,
"Uyu bitanem, duş alıp ben de yatacağım." diye fısıldadı.
Ama uyumadım tabi. Yatakta oturup onu beklemeye başladım. Duştan çıkınca bana bakıp gülümsedi."Bak şimdi, niye uyumadın?" dediğinde ayağa kalkıp, saçlarını kuruladığı havluyu elinden aldım ve saçlarını kurulamaya başladım.
"Günlerdir sen gelmeye uyumuş oluyorum, sabah da ben uyanmadan gitmiş oluyorsun, seni özlüyorum ben Cem." dediğimde elimden tutup yanına oturmamı sağladı.
Henüz yeni yeni belli olmaya başlayan karnımın üstüne elini koyup,
"Özlediğin bu adam, sana ve minik bebeğine iyi bir gelecek sunmak için çalışıyor bitanem." diyip gülümsedi. Şiir gibi konuşmuştu.
"Yine bir sözünle beni kandırdın farkında mısın?" dediğimde kahkahasını koyverdi.
"Tamam tamam, gönlünü almak için bir teklifim var sana. Yarın bütün gün bizim olsun. Baş başa gezelim. Göl kenarına gidelim, romantik yürüyüşler yapalım. Ne dersin?" dediğinde kocaman sarıldım ona
"Gerçekten de işini biliyorsun."
****
Ertesi sabah büyük bir keyifle hazırlandım. Uzun zamandan sonra Cem'le nişanlı olduğumuz zamanlardaki gibi dolaşacaktık.
Bunun heyecanından sabah namazından sonra uyuyamamış, bayramı bekleyen küçük bir çocuk gibi sabahı sabırsızlıkla beklemiştim.Giyindikten sonra aşağı indim. Esma abla beni baştan ayağa süzüp
"Hayırdır Hande hanım, bu ne güzellik, yüzünde güller açıyor. Özel bir gün de bizim mi haberimiz yok." dediğinde utanıp bakışlarımı kaçırdım,"Yok ablacığım ondan değilde..."
"Karıcığımla bugün kendimize tatil ilan edip gezeceğiz ablacım." diyip sözümü tamamladı Cem.Merdivenlerden inip sağ elimi avucunun arasına alırken, kapıya doğru yönlendirdi beni. Evdekilere dönüp,
"GörüşürüzAllaha emanet olun." dediğimde, Esma abla sevecen bir tavırla öpücük yolladı,
"Siz de canım güle güle."
Cem'le ilk kez, başbaşa kahvaltı yaptığımız yere gelip, yine o gün oturduğumuz masaya geçtik.
O sırada Cem, birden ellerimi ellerinin arasına alıp konuşmaya başladı;
"Seninle buraya ilk geldiğimiz zamanı hatırlıyor musun?
Ondan bi gün önce içip kapına dayanmıştım. Gözlerindeki hayal kırıklığı beni mahvetmişti.
O an sana tamamen kapıldığımı anlamıştım, bir başkasının benim yüzümden üzülmesine üzülürdüm ama, sen benim yüzümden üzüldüğünde, ben kendimden nefret ettim. O zaman anladım senin hayatımda herhangi biri olmadığını..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNLÜMÜN SULTANI
RomanceMuhafazakar bir ailede büyüyen Hande... Ve ailenin tek erkek çocuğu olarak sınırsız imkanlarla yaşayan Cem... Hayattan farklı beklentileri olan iki genç... Ve ailelerinin onları bir araya getirmesiyle başlayan, inişli çıkışlı aşkları.. (Hani Arkad...