13.bölüm

10K 497 14
                                    

-CEM-

Bir kaç gündür Hande'yle görüşmüyorduk. Her zamanki gibi ilk benim aramamı bekliyorsa, bu kez çok beklerdi.

Gaye olayında suçum olmadığı halde çok üstüme gelmişti.
Beni kıskanması hoşuma gitmişti ama tepkisi ağırdı sanki. Birden istediği profilde bir adam olamazdım ya. İkimiz de yavaş yavaş birbirimize alışacak, birbirimizden birşeyler alacaktık...

Aslında tekrar düşündüğümde bu durum, o kadar da kafama takacağım bir durum değildi ama, Hande'den biraz uzak dursam iyi olacaktı.

Çünkü ona sevdiğimi dile getirdiğimden beri kendimle mücadele içindeydim.

Hande çok güzel bir kızdı ve ben onunla birlikteyken, ondan uzak durmakta artık zorlanıyordum.

Sapıkça niyetlerim yoktu ama, ne bileyim en azından sarılmak veya yanağından küçük tatlı bir öpücük almak fena olmazdı.
Bu düşüncelerle yüzüme dolan sırıtışa şaşırmadan edemedim. Hayali bile hoşuma gitmişti. Hadi ama sonuçta bende erkektim ve benim de bazen fesat düşüncelerim oluyordu. ;)

Bugün pazardı ve evde çok sıkılıyordum. Hande'ye trip atmıyor olsam, tatil günümü onunla geçirirdim, ama şuan ona gidemezdim.

Neyse, evlendikten sonra benden bu kaçmalarının, uzak durmalarının acısını çıkarırdım zaten.

Ailecek yapılan kahvaltıdan sonra annem bana seslendi.

"Oğlum Mustafa amcanlara gidiyoruz, sen gelmeyecek misin?" dedi.

Şakadan suratımı asıp,

"Anneciğim Mustafa amcayı şirkette her gün görüyorum ya zaten" dedim.

Yanıma gelip saçlarımı karıştırdı,

"Çok ayıp, böyle dediğini duysa çok üzülür" dediğinde yanağından makas aldım,

"Sende söylemezsin zaten. Hadi size güle güle. Selam söylersin onlara " diyip uğurladım.

Salona döndüğümde ablam elinde telefonla uğraşırken, bana baktı,

"Hayırdır Cem bey, bugün salaş görünüyorsun. Tatil gününde nişanlınla bir planın yok mu?" diyip sırıttı.

Ona omuz silkip,

"Yok abla, bugün senle uğraşmaktan başka bir planım yok" diyerek göz kırptım.

"Kusura bakma kardeşim, ama bu planın da suya düştü. Çünkü yakın bir arkadaşım doğum yaptı, birazdan çıkacağım." dediğinde

"İyi bakalım, ben de kafa dinlerim, hadi güle güle." dedim ve alt kata inip spor odasına geçtim.

Biraz enerji harcamalı ve Hande'yi düşünmemeliydim. Kapıyı açar açmaz ablamın plates topuna takıldım.

Hay ben bu topu icat edenin... Topla spor mu yapılırmış ki.

Kapının yan tarafına koyup, koşu bandına çıkıp koşmaya başladım. Kaslarımın rahatlayıp ısınınca, koşudan sonra ağırlık çalışmam gerek diye düşünüp halter çalışmaya başladım.

Gelen kapı sesini duyunca elimdeki ağırlığı bırakıp kapıya baktım.

Aman Allahım!

Hande gelmişti. Bu bir mucizeydi, ben çağırmadan gelmişti, hem de aramız açıkken...
O an o kadar heyecanlandım ki. Nedenini bilmiyordum oysa.

Hemen toparlanıp ayağaklandığımda, yönünü kapıya dönmüş çıkmaya hazırlandığını fark ettim.

"Hande?"

GÖNLÜMÜN SULTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin