43.bölüm

5.7K 313 9
                                    

-HANDE-

Sabaha karşı ezan sesiyle gözlerimi açtım. Cem koltukta uyuyordu. Yüzündeki ifadeden rahat olmadığı belliydi.

Ameliyattan sonra gözlerimi açtığım zamanki halini unutamıyordum.

Çaresizce benden gelecek bir teselli cümlesi bekliyordu sanki. Ama benim de ondan bir farkım yoktu.

Sabah hamile olduğumu öğrenmiş, o günün akşamı bayılmam sonucu, ölüme belki de ramak kala kurtulmuştum.

Bünyemin zayıf olmasından her zaman şikayet ederdim ama, bu sefer buna sevinmiştim. Her şerde bi hayr vardı.

Eğer bayılmış olmasaydım, doktora gelmek için ertesi günü bekleyecek, belki de yaşamak için geç kalacaktım.

Hayat bu ya, dış gebeliğin yüzde bir ölüm riski bana vurmuştu.

Ama eğer hayatımın bitmesi gerekseydi zaten bir bahanesi olacaktı. Sadece zamanı değildi.

Gözlerimi açtığım an, aklıma ilk kızım gelmişti.
Önceden olsa, ölümden tek korkum, dini anlamda kendimi yetersiz görmek olurdu, ama şimdi bana muhtaç olan bir evladım olduğu için, Rabbimden bereketli bir ömür istiyordum.

Tamam, yaşamayı tüm sevdiklerim ve eşim için isterim ama, kızım herşeyden önce geliyordu.

Allahım kimseye ne evlat acısı, ne de başka bir sevdiğinin acısını yaşatmasın diye dua etmeye başladım ezandan sonra.

İstemeden gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Boğazımdan kaçan bir hıçkırıkla, Cem yattığı yerden doğruldu. Anında yanıma gelip ellerimi avuçlarının arasına aldı,

"Ne oldu bitanem, kabus mu gördün?" diye sorduğunda, başımı olumsuz anlamda salladım ve kollarımı güvenli sığınağımın boynuna doladım. Birkaç dakika orada kalıp pozitif enerji topladım.

"Evimize gidelim Cem, kızım bensiz ne yapar şimdi?" dedim.

Hüzünlü bir tebessüm geçti gözlerinden, sağ eliyle gözlerimin altına toplanmış yaşları sildi.

"Bugün çıkacağız ve evimize gideceğiz aşkım. Üzülme sen." diyip alnıma şefkatli bir öpücük kondurdu.

"Hadi biraz uyu dinlen." dediğinde başımı sallayıp yatağa uzandım.

Sevdiğim adamın sıcak ellerini avucumda hissederek, güvenli bir uykuya daldım.

***

Öğleye doğru doktor gelip kontrol ettikten sonra eve gitmek için hazırlandık.

Kapıdan içeri girer girmez, Naz koşarak bacaklarıma sarıldı.

Eğilip boyumu onun hizasına getirdim ve kokusunu içime çeke çeke sarıldım. Küçücük elleriyle kendi de benim gibi sımsıkı sarılıyordu bana.

"Anne kardeşim nerede?" dedi masum bakışlarıyla.

O an Cem'le göz göze geldik. Nefesimi düzene sokup gözlerine baktım.

"Bak kızım, biz yanlış anlamışız. Kardeşin olmayacakmış, yani ben hasta olduğum için öyle sanmışız" dediğimde ağlamaya başladı,

"Ben kardeş istiyorum, banane banane" dediğinde Cem gülerek araya girdi.

"Tamam kızım, annen iyileşsin sana kardeş getireceğiz inşallah." dedi. Naz o anda ağlamayı bırakıp ,

"Ne zaman getireceksin?" diyip gülümsedi babasına. Cem onu kucaklayıp koltuğa geçti.

GÖNLÜMÜN SULTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin