-CEM-Birlikte hastaneden içeri girerken, elimde hissettiğim boşlukla arkama baktım.
Hande yere düşmeden onu kucakladım. Aptal gibi onun yanında ağlayıp, onu da üzmüştüm. Zaten hassas bi dönemden geçiyordu. Aslında onu hastaneye hiç getirmemeliydim.Hande'ye hemen müdahale edip, serum takmışlardı. Sabahtan beri ayaktaydı ve doğru düzgün bişey yemediği için bünyesi yorgun düşmüştü.
Ahmet orda yaşam mücadelesi veriyordu, ama Hande'yi bırakıp oraya gidemezdim.
Bikaç dakika sonra Erdem'i telaşla etrafa bakarken gördüm. Ona seslendiğimde yanıma geldi,
"Cem, Ahmet uyandı kardeşim!" diyince mutluluktan gözlerim doldu. Erdem'e sarılıp,
"Allahıma şükürler olsun" dedim.
"Şimdi Ahmet'i normal odaya alacaklar, ben oraya gideyim. Sen de yengeyi yalnız bırakma" dediğinde başımı salladım. Hande'nin yanına gittiğimde, gözlerini hafif aralamış, kendine gelmeye çalışıyordu.
"Aşkım?" diyerek yanına koştum ve elini avucumun arasına aldım.
"Cem? Ahmet nasıl? İyi mi?" diye sorduğunda güldüm. Hemen Ahmet'i sorduğuna göre artık iyiydi.
"O uyandı güzelim, çok şükür herşey yoluna girecek." dedim. O sırada doktor içeri girdi.
"Nasılsınız?" dediğinde Hande hafif toparlandı,
"İyiyim teşekkürler, ama bebeğim nasıl onu merak ediyorum." dediğinde doktor,
"O halde buyrun üst kata çıkalım, ultrason cihazından kontrol edelim" dedi.
Hande'nin kalkmasına yardım edip elinden tuttum. Birlikte asansöre binip üst kata çıktık.
Hande uzanıp karnını açınca, doktor cihazı karnında gezdirmeye başladığı. Bebeğimizin kalp atışının sesi bütün odayı doldurdu, gülümseyerek Hande'ye baktım.
Bebeğimizin bütün uzuvları belliydi artık. Normalde olsa şimdiye kadar cinsiyetini öğrenmiş olmalıydık, ama bizim inatçı bebeğimiz kendini saklıyordu.
Bir süre sonra doktor Hande'ye bakıp,"Endişelenecek bir şey yok, kızınız gayet sağlıklı görünüyor" dedi. Hande kocaman gülümsemesiyle
"Kız mı?" diye sorunca doktor şaşırarak baktı."Bilmiyor muydunuz? Bebek 18 haftalık, çoktan öğrenmişsinizdir diye düşünmüştüm." dedi.
Hande bir yandan ayağa kalkarken diğer yandan konuştu,
"Kızımız şimdiye kadarki kontrollerde sabrımızı sınamış olmalı ki, hep arkasını dönüyordu."
-HANDE -
Ahmet hastaneden çıkalı bir hafta olmuştu. Ben de daha iyiydim artık.
Herşeyin yolunda olmasının verdiği rahatlıkla çok huzurluyduk.
Şimdi ise elimizde çiçekle Ahmet'e geçmiş olsuna gidiyorduk. Cem'in hayatında arkadaşlarının bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum.
Şimdiye kadar bu kadar belli etmemişti. Ama onu hastanenin önünde omuzları çökmüş, çaresizce ağlarken gördüğümde, arkadaşlarının hayatındaki yerini tamamen görmüştüm.
Kapıyı çalıp beklediğimizde, sevimli tatlı bir teyze açtı bize,
"Cem oğlum hoşgeldiniz" diye sevecen bir ifadeyle gülümseyip, kapıyı sonuna kadar açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNLÜMÜN SULTANI
RomanceMuhafazakar bir ailede büyüyen Hande... Ve ailenin tek erkek çocuğu olarak sınırsız imkanlarla yaşayan Cem... Hayattan farklı beklentileri olan iki genç... Ve ailelerinin onları bir araya getirmesiyle başlayan, inişli çıkışlı aşkları.. (Hani Arkad...