18.bölüm

9.9K 473 21
                                    

-Hande-

Dün gece şükürler olsun ki, kimseye yakalanmadan odama girip, rahat bir uyku çekmiştim.

Kahvaltıdan sonra hazırlanıp Cem'i beklemeye başladım. Pencere kenarındaki koltuğa oturup, tül perdeden dışarıyı izliyordum.

O sırada Selin bizim evin önünden geçerken, tam perdeyi açıp ona seslenecektim ki, aklıma son olanlar geldi ve kendimi frenledim.

Selin'e bakarken evin önüne duran arabayı farkettim. Cem arabadan inince Selin'e baktı kısa bir an, hemde öyle bir baktı ki gözlerinden ateş çıkacakmış gibi. Buna anlam veremesem de, bilmem gereken birşey olsaydı söylerdi diyerek üstünde durmadım.

Cem kapıya gelmeden önce ben tamamen hazır olup evden çıktım.

"Merhaba Hande, annenlere bi selam verseydim." dedi gülümseyerek. Ona aynı gülümsemeyle karşılık verip,

"Evde yoklar, babam okulda, annem sohbette." dedim.

"Baban neden okulda?" diyince göz devirip ona baktım. Bu durumla çok karşılaşıyordum.

Öğretmenler işe diye değil, okula diye çıkar evden, biz de babam bize böyle diye diye alışmıştık ama çoğu zaman böyle bir diyalogla karşılaşıyordum.

"Ah pardon, baban okul müdürüydü di mi özür dilerim" diye mahçup bir edayla konuşan Cem'e 'sorun yok' dercesine başımı salladım.

Evden çıkıp birlikte arabaya geçtik, Cem benim kapımı kapattıktan sürücü koltuğuna geçti.

"Kapının önünde Selinle karşılaştığında, neden öyle ters baktın ona?" dedim araba hızla yol alırken.

Söylediğim şeyle bir an paniklese de sonra sakince konuştu,

"O kızdan hoşlanmıyorum. Alp'in arkadaş grubundan. Öyle işte... " dediğinde anladım dercesine başımı salladım.

"Eee nereden başlayalım canım?" diye sorarken, çantamdan annemle yaptığım listeyi çıkardım.

"Önce büyük mobilyalar aradan çıksın, sonra beyaz eşya bakarız." dedim.

Gülümseyip başını salladı.

"Pekala, başlayalım bakalım."

Direksiyonu tutmayan elini uzatıp sol elimin parmaklarına geçirdi kendininkileri...


Bir kaç gün sonra, seçtiğimiz mobilyalar evimize yerleştirilirken, beğeniyle izliyordum. Çünkü hepsini çok severek seçmiştim

Son olarak perdeler takılırken, elime bir toz bezi ve temizlik spreyi alıp mobilyaların tozunu almaya başladım. O sırada Cem yanıma gelip elimdekileri aldı.

"Kendine çok yüklenme, tek başına yapılacak bir iş değil bu." dediğinde ona karşı çıkmadım, çünkü gerçekten yorulmuştum.

Perdeciler işini bitirip çıkınca eve bir göz gezdirdim. Herşey tam istediğim gibi olmuştu.

Sevinçle Cem'e döndüm. O da benim gibiydi

"Cem... Herşey çok güzel." dedim etrafı işaret ederek.

Yanıma yaklaşıp yüzümü ellerinin arasına aldı,

"Herşey seninle olduğu için bu kadar güzel. Çünkü sen, dokunduğun her yeri kendin kadar güzelleştiriyorsun."
diyip alnıma uzun bir öpücük bıraktı. Tüm duyularım, bu dokunuşla etkilenirken, bir an öyle donup kaldı sandım.

Evde başbaşayken daha fazla temas olsun istemiyordum. Tedirginliğimi anlamış olacak ki,

"Hadi çıkalım artık, gelinlik provana geç kalmayalım." dediğinde başımı salladım. İçerden çantamı alınca çıktık evden.

GÖNLÜMÜN SULTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin