44.bölüm

5.7K 317 28
                                    

Huzurlu bir bahar sabahı, içerde kahvaltı yapmayacak kadar güzel bir hava vardı.

Güneş ruh halimi yansıtırcasına, parlak ve ılıktı. Bu yüzden kahvaltıyı verandaya hazırlamak geldi içimden.

Cem için sucuklu yumurta hazırlarken, kızım için de zeytinli poğaça hazırladım.

Sabah namazından sonra uyumadığım zaman, güne erken başladığım için, bütün işlerim daha bereketli oluyordu.

Herşey hazır olduktan sonra üst kata uykucuları uyandırmaya çıktım.

Kızımın odasının kapısını açtığımda, Naz zaten uyanmıştı,
"Günaydın güzelim, iyi uyudun mu?" dedim. Güzel gözlerini kocaman açıp başını salladı.

"Gel bakalım anneye bir günaydın öpücüğü ver." dediğimde iki adımda yanıma gelip sarıldı.

Yanaklarına koca koca öpücükler kondurup sıkıca sarıldım. İnsanın evladına sarılması, mutluluğa sarılmak gibi birşeydi bence.

"Hadi gel babayı uyandıralım" dedim.

Birlikte bizim odaya geçtiğimizde, Cem hâlâ mışıl mışıl uyuyordu. Naz yatağa tırmanıp yavaşça babasının yanına geçti. Önce saçlarını okşadı babasının, sonra yanağına öpücük kondurdu.

Sanki büyümüş de küçülmüş bir kızım vardı.
Cem gözlerini zorlukla açtığında Naz'ı farkettiği an güzel gözleri ışıldadı.

"Günaydın fıstığım" diyip onu gıdıklamaya başladı.

Cem ve Naz'ın yarım saatlik yatakta şakalaşma seremonisinden sonra, aşağı inip kahvaltı yapmaya başladık.

"Bugün evde misiniz şeker kızlar, bir planınız yok mu?" dedi Cem, çayını yudumlarken. Gülümseyip düşünmüş gibi yaptım,

"Immm bugün seni yoracak bir planımız yok. Ayla'yı görmem gerek. Doğum yakın bir ihtiyacı var mı sorayım" dediğimde başını salladı.

"İyi olur canım, Ahmet'in de aklı hep Ayla'da hiç işe konsantre olduğu yok, şu bebiş doğsa da rahatlasak" dediğinde gülümsedim. Naz heycanla kolumu çekiştirdi

"Anneee, Ayla ablamın bebeği bana ne diyecek?" dedi merakla.
"Abla diyecek güzel kızım. O da senin kardeşin olacak çünkü." dediğimde yüzü kocaman gülümsemeyle aydınlandı.

Öğleden sonra işlerimi bitirip Naz'la birlikte Ayla'yı görmeye gittik.
Kapıyı çaldıktan sonra uzun bir süre bekledik.

Evde olduğunu bilmesem geri dönecektim ama az önce aramıştım ve gelebileceğimizi söylemişti. Naz sabırsızlanıp bi kez daha zile bastığında Ayla kapıyı açtı,

"Hoşgeldiniz canım" diyip bizi içeri aldığında gülümsedim ve karnının izin verdiği kadar sarıldım.

"Hoşbulduk canım, hayırdır nefes nefese kalmışsın." dediğimde göz devirdi.

"Üst kattaydım anca inebildim" dedi.
Gülerek içeri geçtim. Kahvelerimizi içerken Ayla'ya baktım
"Bebek için alışveriş yaptınız mı canım?" dedim

"Evet canım, hadi gel göstereyim, çok güzel şeyler aldık." diyince üst kata çıktık.

Ayla heycanla aldıklarını bize gösterdiğinde, onun heycanı bana da geçmişti.

"Çok güzel, şunların tatlılığına bak Ayla ya" dedim.
Naz da bizim gibi hevesle bebek kıyafetlerini karıştırıyordu. Bir an aklıma, Naz'a doğum yapmadan önce yaptığım hazırlıklar geldi. Daha dün gibi gelse de üç yıl olmuştu...

GÖNLÜMÜN SULTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin