-CEM-
Gece yarısı yataktaki boşluğu farkedip gözlerimi açtım. Hande yanımda yoktu.
Midesi bulanmış banyoda olabilir diye düşündüm, ama banyonun ışığı kapalıydı. Yataktan kalkmak zor gelse de, merakım ağır bastığı için, içeri bakmaya karar verdim.
Mutfaktan sesler geliyordu. Gelen seslere doğru gidince, gördüğüm manzara karşısında gülmemek için kendimi zor tuttum.
Hande gecenin üçünde makarna haşlamış, bir yandan yiyor bi yandan sosunu hazırlıyordu. Beni gördüğü an 'ayy!' diyip sıçradı,"Ödümü patlattın Cem, niye sessiz sessiz geliyorsun?"
Ona doğru yaklaşıp
"Gecenin bu saatinde sessiz olmak mı anormal sence, yoksa özene özene yemek hazırlamak mı?" dedim, bakışlarını kaçırıp,"Ne yapayım bebeğimizin canı makarna çekmiş" dedi.
Onun için çok normal bir durumdu, hatırlıyorum da, annem Sehere hamileyken sürekli geceleri yemek yerdi, ben de ona katılırdım.
"Yaptın bari fazla yapsaydın bende yiyeceğim, bebeğimle annesini yalnız bırakmak bana yakışmazç" diyip göz kırptım. Hande gülümseyip bir tabak daha aldı.Şu halimizi gören karı koca delirdiğimizi düşünürdü galiba...
Yemekten sonra dişlerimizi fırçalayıp yatağa geçtik.
Tam uykuya dalacaktım ki, Hande kolumun altından bir anda kalkınca gözlerim aralandı."Bişey mi oldu canım?" dediğimde elini ağzına kapatıp banyoya kaçtı.
Anında yataktan kalkıp banyonun kapısına geldim.
"Hande, aç kapıyı! Seni merak ediyorum!"
"Aşkım ses verir misin en azından? İyi misin?"
Hâlâ ses gelmiyordu. Çıldırmak üzereydim.
Birkaç dakika geçti ki, Hande banyodan çıktı. Yüzünde çok yorgun bir ifade vardı.
"İyi misin hayatım?" dedim. Konuşacak mecali yok gibiydi. Başını olumsuz anlamda sallayıp yatağa geçti. Elimi alnına götürüp yüzündeki ter damlalarını sildim,
"Yoksa yediğin herşeyi çıkardın mı?" diyince yüzünü ekşitti,
"Yaaa Cem hatırlatma?" diyip başını yastığa gömdü,
"Hadi uyu dinlen canım, Seni seviyorum." dedim ve kendi yastığıma başımı koydum.
"Bende seni seviyorum kocacığım." diye mırıldandı uykusunda...Sabah işe giderken Hande'yi bırakmak gelmiyordu içimden, bulantıları artık baş gösterdiği için çok halsizdi.
"Hande bak inat etme, gel seni de annemlere bırakayım, en azından orda yalnız olmadığını bilirim, içim rahat olur." dedim.
Sıkıntıyla nefesini verip,"Tamam Cem ama yarın olsun, bugün birkaç işim var. Onları halledeyim, yarın gider bir süre orada kalırız." diyince elimi yanağına götürüp okşadım,
"Niye sana hayır diyemiyorum ki ben." diyerek dudaklarına sokuldum. Günlük pozitif enerjimi aldığım öpücükten sonra,
"Bak, ağır iş yapmak yok, tamam mı?" diye son kez tembihledim,"Tamaaaam hadi güle güle, Allah'a emanet ol canım." diyip kapıyı kapadı.
Arabaya binerken başımı kaldırıp eve baktım, her zamanki sakin ifadesiyle beni izliyordu. Arabaya binmeden el salladım. Kendi de aynısını yapıp öpücük yolladı.
Sabah sabah trafik çekilmiyordu. Sonunda kendimi holding'e attığımda şükrettim.
Öğleye doğru işlerimi hafifletince Hande'yi aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNLÜMÜN SULTANI
RomanceMuhafazakar bir ailede büyüyen Hande... Ve ailenin tek erkek çocuğu olarak sınırsız imkanlarla yaşayan Cem... Hayattan farklı beklentileri olan iki genç... Ve ailelerinin onları bir araya getirmesiyle başlayan, inişli çıkışlı aşkları.. (Hani Arkad...