-HANDE-
Mis gibi dağ havasını içime çekerek balkona çıktığımda, hafif bir esintinin bile beni üşütmesi hoşuma gitmişti.
Temmuz ayında üşümek güzel bir duyguydu. Özellikle bir Adanalı için...
Yaz başından beri Cem'in bana doğum günümde aldığı yayla evindeydik.
Naz geçen hafta buradan sıkılıp, büyük halasının yanına Mersin'e gitmişti. E tabi çocuk denizi daha çok seviyordu.
Bense denizi yaz mevsiminden ziyade kışın daha çok seviyordum. Yazın kalabalık olan plajlar, kış mevsiminde bomboş oluyordu ve insana tarifi imkansız bir huzur veriyordu.
Naz'a hamileyken Cem'le iki günlük bir kaçamakta anlamıştım.
Karnımdaki kıpırtılarla gülümseyip elimi oraya koydum."Oğlum sen ablanı düşündüm diye kızdın mı?" diyip gülümsedim.
Evet hamileydim. Altı aylık olmuştuk ve Cem'in hayal ettiği gibi oğlumuz olacaktı. İnşallah görüntüsü de ona benzerdi. Çok istiyordum oğlum babasına benzesin...
Cem'in sevgisi öyle büyüktü ki benim için. Bazen sadece bakmak yetmiyordu. O yüzden ondan bitane daha olsun, gözüm doysun istiyordum. Allahım sen affet. Çok aç gözlü bir davranıştı bu...
Yanağıma değen dudaklarla düşüncelerimden ayrıldım. Cem gülümseyip omzuma ince şalı örtüp ellerini balkonun korkuluklarına koydu.
"Üşümüşsün bitanem." diyince başımı salladım.
"Bu duyguyu özlemişim." dedim. Bilmiş bilmiş bakıp,"Olsun sen yine de dikkat et. Burada hasta olmak istemezsin değil mi? Allah korusun hastane de yok yakınlarda" dediğinde tek kaşımı kaldırıp
"Cem, kötü şeyler çağırma lütfen" dedim. Ellerini teslim olmuş gibi kaldırıp,
"Tamaaaamm" diyip kollarını bana doladı.
"Öyleyse seni ben sıcak tutayım da kendi önlemimi kendim alayım." dediğinde kendimi ona doğru bıraktım. Ellerimi Cem'in karnımın üzerinde duran ellerinin üzerine koydum. Oğlum bu huzuru hissetmiş gibi kıpırdamaya başladı.
"Sanki Naz bu kadar hareketli değildi bu aylarda, son iki ay çok hareket etmişti ama oğlumuz ne zaman dokunsam horon tepiyor orda" diyip güldü Cem.
"Haklısın hayatım, valla bu çocuk senin arkadaşlarına çekerse hiç şaşırmam" dediğimde şakacı bir şekilde
"Allahım n'olur Alp ve Erdem'e benzemesin, ben onlarla zor idare ediyorum" diyince kahkahama engel olamadım. İkimizin de gülmesi kesilince Cem'in kolları arasında ona doğru döndüm."Aşkım, şey benim canım pizza istiyor" dedim Naz'ın ses tonuyla. Cem önce bakışlarını kaçırdı sonra ciddi bir edayla
"Hmm, emin misin? " diyince tek kaşım havada ona baktım,"Yani bitanem burda pizzacı ne arasın, o anlamda sordum emin misin diye yoksa neden sorayım-" dediğinde
"Ceeeemm" diye sakin bir sesle konuştuğumda,"Tamam tamam, iniyorum şimdi merkeze. Hiç olmadı malzemeleri bulur kendimiz yaparız" diyince keyifle gülümseyip kollarımı boynuna doladım.
"Teşekkür ederim aşkım" dedim.Cem gittikten sonra evde yalnız kalmaktan korktuğum için, kur'an'ı kerim okumaya başladım.
Bir iki saat sonra Cem geldiğinde hevesle kapıya koştum ama sonuç hüsrandı. Cem yüzümdeki ifadeyi görünce şefkatle gülümseyip yanağımı okşadı.
"Üzgünüm güzelim. Tahmin ettiğim gibi pizzacı yoktu. Ama en azından malzemeleri buldum" diyip elindeki poşeti kaldırdı. Ona özgü şımarık ifademle bakıp,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖNLÜMÜN SULTANI
RomanceMuhafazakar bir ailede büyüyen Hande... Ve ailenin tek erkek çocuğu olarak sınırsız imkanlarla yaşayan Cem... Hayattan farklı beklentileri olan iki genç... Ve ailelerinin onları bir araya getirmesiyle başlayan, inişli çıkışlı aşkları.. (Hani Arkad...