12.bölüm

10.1K 484 42
                                    

-CEM -

'İşte şimdi yandın oğlum Cem!'

Alp ya da Erdem eğer burada olsaydı, duyacağım ilk cümle bu olurdu.

Hande'nin delici bakışları altında, Gaye'yi kendimden uzaklaştırdım. Ahtapot gibi yapıştı mübarek.

"Naber Gaye?" dedim ilgisizce.

Gözüm suçlu bir çocuk gibi sık sık Hande'ye bakıyordu. Suçlu da değildim ya, hadi neyse.

"İyi değilim Cem. Sen bizi hiç arayıp sormuyorsun. Tesadüfen karşılaşmasak seni göreceğimiz yok." dedi.

Nezaketen gülümsedim
"İş güç işte. Bu arada seni nişanlımla tanıştırayım." dediğim anda,

"Yaaa nişanlandın mı? Kiminle? Buse'nin sana yaptıklarını duydum Cem. Kendi kaybetmiş" dedi.

Al bir de burdan yak.!! Kıza bak tek bir cümleye karşılık ne cevaplar verdi.

Hande alev saçan gözleriyle yanıma yaklaşınca elimi omzuna koyup,

"O gereksiz kişinin adını dahi duymak istemiyorum. Benim için artık sadece Hande var." dedim.

Bir yığın azarı da elimi omzuna koyduğum için yiyeceğimi bilsem de, Gayenin bu durumu napıp edip Buse'ye yetiştireceğini bildiğimden elimi çekmedim.

"Hande güzelim, bu üniversiteden arkadaşım Gaye, Gaye gördüğün üzere bu güzellik de benim nişanlım Hande." dediğimde Gaye ne kadar sırıtsa da kıskançlık dolu ifadeyle,

"Memnun oldum, hayırlı olsun." diyerek elini uzattı Hande'ye.

"Teşekkürler." diye kısa bir cevapla kendine uzatılan eli sıktı o da.

Bir kaç dakika ayakta sohbet ettikten sonra,

"Neyse görüşürüz Gaye, biz de çıkıyorduk" diyip yürümeye başladı Hande.
Arkasından yetişip elini tutacak olsam da fırsat vermeden elini çekti.

"Gösterin bittiyse gidelim Cem. Yeterince oyuncağın oldum." dedi kısık çıkan sesiyle, sonra da arabaya geçti.

Ben de ardından arabaya binip yola çıktım.

Hande'ye baktığımda yüzüğüyle oynuyordu. Çok kırılmış bir hali vardı, ama neden? Ben onu kıracak birşey yapmamıştım ki...

"Hande, seni üzmüşüm gibi davranma bana" dedim sitemle.

Başını bi anlığına kaldırıp bana baktı,

"Gözümün önünde elin kızıyla sarmaş dolaş oluyorsunuz. Aşk hayatından muhabbet ediyorsunuz. Kusura bakma ben seni anlayamam. Çünkü senin dünyana yabancıyım ben" derken, gözünden akan bir damla yaşı sildi.

Sinirlerim gerilse de sustum. Ne kadar haklı da olsam, o böyle karşımda ikinci kez benim yüzümden ağlarken susmak iyi bir çözümdü.

Mahalleye girdiğimizde Hande'ye baktım,

"Hande bak dikkatini çekerim, o kız bana sarıldı, ben hemen uzaklaştırdım onu kendimden.
Benim bi suçum yokken neden bana tavır alıyorsun?" diye sorduğumda sessiz kaldı.
Evlerinin önüne gelince arabayı durdurdum. Ama kapı kilidini açmadım.

"Bana böyle mesafeli davranma Hande, böyle bir günde hem de, yüzüme bak artık lütfen." dedim.

Hâlâ ben yokmuşum gibi davranıyordu. Sinirlenince de ne zor bir kız oluyordu bu cadı.

Kapıyı açmak isteyince kolundan yakaladım.
"Bırak beni Cem. Dokunma!" dedi. Elimi çektim.

"Sen de çocuk gibi surat asma o zaman, sorunları susarak aşamayız.

GÖNLÜMÜN SULTANIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin