Çiftimizin kıyafetleri ve dinleyeceğiniz müzik, Demi Lovato - Stone Cold multide bulunuyor. İyi okumalar!
*Ertesi Sabah*
Gri kabanımı giyinip saçlarımı içerisinden çıkarttım. Hafif topuklu siyah botlarımıda ayağıma geçirip parfümü sıktım. Aynadan kendime bakarken, dudaklarımdan iki kelime döküldü.
"Güçlü olacaksın" kendi kendime bu söze inanmıştım. Telefonumun zil sesi odayı doldurduğunda, hiç özlemediğimi fark ettim. Sanırım işlerden, Londra'dan uzak kalmaya fazla alışmıştım ve ilk çağlardaki insanlar gibi telefonun sesi sinirimi bozuyordu.
"Efendim Gab?" Çantamın içerisine arabamın anahtarını attım ve odamdan çıktım. Karl beni aşağıda bekliyordu. "Bugün buluşalım mı? Çok özledim seni!" Güldüm. Bende onu çok özlemiştim. "Olur işten sonra buluşuruz" sözleştikten sonra telefonu kapattım.
"Hazırsan çıkalım?" Dedi Karl ayağa kalkarken. Fazla yakışıklı olmuştu fakat bu görüntüsü bile, nefesimi kesmiyordu. Nefesimi kesmeyi bırakın, içimde hiçbir duygu harekete geçmiyordu ki!
Beyaz gömlek, mavi kot pantolon ve siyah botlar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hazırım" dedim gülümseyerek. "Anne biz çıkıyoruz!" Dedim kapıdan çıkmadan önce. "Tamam tatlım akşam yemeğine yetişin!" Güldüm. Kapıyı açtığım anda suratıma çarpan o sert rüzgar, iliklerime kadar üşümeme neden olmuştu. Etek ve muz çorap giyinen aklıma en güzel iltifatlarımı (!) saydırdım.
"Ben kullansam olur mu?" Dedi arabamın yanına geldiğimizde. Gülüp anahtarı ona attım. Havada yakaladı. Arabayı kendisi kullanmayı seviyordu. Bir bayan kullanırken yanında oturmak, onu geriyordu garip bir şekilde. Arabaya bindiğimiz anda klimaları çalıştırdım. Bu aceleci halime güldü.
"Yolu tarif edersin değil mi?" Başımı sallarken ellerimi birbirine sürtüyordum klimanın önünde. Kısa bir yol tarifinin ardından büyük şirket binasının önünde durduk. Öylece camdan yüksek binaya bakıyordum. İçeri girmek ve girmemek konusunda fazlasıyla kararsızdım. Onu görünce ne diyecektim sahi?
Bay Malik?
Zayn?
Eski manita?
Son seçeneği hiç saymadım varsayın. Ofladım. "Hadi Marie bunu eninde sonunda yapmak zorundasın" derken elini sırtıma atıp sıvazlamıştı. Haklıydı ama yaşadıklarım kolay kolay yenilir yutulur değildi. Ela gözlerinin yapacağı şeyleri o bilmiyordu. Beni yeniden yakabilirlerdi o gözler. Bu güce sahipti çünkü.
"Peki" dedikten sonra çantamı omzuma asıp arabadan indim. Karl'da inip valeye anahtarı attı. Elini belime atıp beni yönlendirdiği sırada, yan tarafımızda tanıdık bir araba durdu. Plakasına baktığımda, vücudumun titremeye başladı. O gelmişti. Bu kadar erken karşılaşacağımızı inanın bende bilmiyordum ve istemiyordumda.