Heart By Heart || Z.M

13

Multimedia'da çiftimizin kıyafetleri bulunuyor.

*Zayn Malik*

Eve girene kadar ona baktım. Uçuşan saçları, eteği ve güzel fiziği her erkeği baştan çıkartabilirdi. Onun bana ait olması, inanılır gibi değildi aslında. En başından beri benden etkilendiğini biliyor olsamda, acaba yanılıyor muyum? diye düşündüğüm zamanlar olmuştu.

Eve girmeden önce arkasını dönüp gülerek el salladı. Bende el salladıktan sonra içeri geçip kapıyı kapattı. Arabayı çalıştırıp gaza bastım. "Âşık mı oldun lan?" Yanımdaki Liam'a döndüm. Suratımı buruşturdum. "Saçmalama" Gülerek konuştu. "Buradan bakılınca olmuşsunda, inkâr aşamasındasın gibi gözüküyor" Vitesteki elimi kaldırıp yumruk yaptım ve karnına geçirdim. Acıyla inleyip öne doğru eğildi.

"Bana diyene bak, kızın ağzının içine düşüyordun kafede" Aniden doğrulup ciddileşince kahkaha attım. "Saçmalama be" Dedi. "Buradan bakılınca öyleymişte, inkâr ediyormuşsun gibi gözüküyor" Dedim onun gibi. "Zayn kes sesini" Diye tısladı sinirle. Gülerek dönüş yaptım ve ana caddeye çıktım. Saat 8 olmuştu. "Nereye gidiyoruz?" Dedi camı açarken.

"Eve gidelim annemin azarını ne kadar erken yersem o kadar iyi" Güldü. Bir süre sonra eve gelmiştik. Kapıyı açan Waliyha kollarıma atladı. Safaa'da sesimizi duyduğu gibi koşarak kapıya gelmiş, bacaklarıma yapışmıştı. Liam anneme ve Elisha'ya sarılıp içeri geçti. Kızları yolladıktan sonra kapıyı kapatıp anneme köpek yavrusu gibi bakmaya başladım.

"Annelerin en güzeli nasıllarmış bugün?" Dedim yavaşça ona yaklaşırken. Gülmemek için zor durduğu çok belli oluyordu. "Annelerin en tatlısı ne yapmış bugün?" Dedim biraz daha yaklaşırken. Elini kaldırıp beni durdurdu. "Hiç zorlama Javaad sana kızgınım" Dedi arkasını dönerek. Omuzlarımı düşürüp başımı geri atarken sızlanıyordum. "Anne lütfen" Dedim son heceyi uzatırken. Salona girecekken aniden durup bana döndü.

"Pazar sabahları, kahvaltıyı âilecek yaparız Javaad biliyorsun!" Arkasını dönüp koltuğa oturdu. Bende karşısına oturup gözlerine bakmaya başladım fakat Liam'ın yalakalıklarından, bana fırsat kalmıyordu. "Liam bir sussanda, âile sorunumuzu düzeltsek abicim?" Dedim oldukça sert bir şekilde. Kızlar ve Liam güldüler. "Annecim" Dedim kalkıp yanına giderken. İstifini bozmadan bana bakmaya başladı.

"Ama sen demiyor musun, ben artık torun istiyorum diye?" Gözlerindeki parlamayı görünce güldüm. En zayıf noktası buydu. "Belkide şu anda gelecekteki gelininle birlikteyimdir?" Gülümsedi. "Eğer bir gelinim olacaksa, Marie'den başkasını istemem zaten" Ofladım. "Anne beni övmen gerekiyor, affetmen gerekiyor, Marie'yi değil" Kahkaha atıp beni kolları arasına çekti. "Affettim oğlum affettim" Dedi sarılırken. Gülerek kollarımı beline doladım. "Bende istiyorum!" Dedikten sonra koşarak yanımıza gelen Safaa'ya da sarıldım. Akşam yemeğini yedikten sonra Liam ile birlikte yukarı çıktık. Snap'e girip attığı fotoğraflara baktım. Tekli olanını galeriye indirdim. Whatsapp'daki son görülmesine bakıp çıktım. En son benim yanımda girmişti ve daha sonra girmemişti.

"Anlat bakalım" Başımı çevirip kum torbasını yumruklayan Liam'a baktım. "Ne anlatayım?" "Marie'yi ne kadar seviyorsun?" Derin bir nefes alıp verdim. "Kollarım ona sarılmak için, dudaklarım boynu için, ellerim elleri için ve kalbim kalbi için yapılmış gibi hissediyorum. Kokusunu ve sesini duyunca dünyanın en mutlu insanı oluyorum. Bazen sert tavırları oluyor ve bu bile hoşuma gidiyor. Sınırlarını her zaman biliyor. Beni çok tanımıyor olsa bile sanki kalbimi biliyor gibi. Gözlerime öyle bir bakıyorki, içimi okuyor zannediyorum" Cümlelerimi hızla sıralarken, Liam kum torbasına sarılmıştı. "Âşık olmuşsun" Dedi direk. Bu iki kelimeyi daha önce duysam kahkaha atardım fakat onu tanıdığımdan beri sevgi yoğunluğunu hissediyor, âşkı bulduğumu bende düşünüyordum.