*Evlendikten 3 Ay Sonra*
"Zayn Malik!" Diye bağırdım mutfaktan gelen, içimi sızlatan seslere karşılık. "Marie Malik?" Dedi masum çıkartmaya çalıştığı sesiyle. Mutfağın kapısından başını uzatmış, merdivenlerden inen bana bakıyordu.
"Tanrım!" Diye inledim sinirle. Bedenini itip mutfağa girdiğimde, ellerim otomatikman ağzıma kapandı. "Bebeklerim" diyerek yere eğildim. "Marie bak çok özür dilerim ama tabakları bunların üzerine koymuşsun, almak için uzandım ve dengesiz yerleştirildikleri için düştüler" diye başımda konuştu hızla.
"Zayn" dedim saçma sapan bir sakinlikle. "Efendim hayatımın anlamı?" Eşimin çok yağcı olduğunu biliyor musunuz?
"Bu ay içerisinde, kaçıncı porselen takımım senin sakarlığına kurban gitti?" Dedim ona bakarak. Dudaklarını birbirine bastırdı. "Saymadım" dedi gözlerini büyülterek. "Bana 12 adet porselen takımı borçlusun Malik!" Diye cırladım.
"Yahu 12 porselen takımı sana kurban olsun" diyerek yere eğildi. Kolumu tutmaya çalıştı ama ittirdim. Bu sefer elleri belime dolandı ve kendisine çekip boynuma yüzlerce öpücük kondurdu. "Zayn rahat dur! Şuraları toparlamam lazım!" Dedim gülerek. Ne olursa olsun, uzun süreli küslük yaşayamıyorduk. "Dün gece... Imm" dedi kulağımın arkasından öptükten sonra. Dirseğimi karnına geçirdim. "Zayn!" gülerek kollarını çekti.
"Ben şirkete gideceğim" başımı salladım yerdeki kırıkları toplarken. "Evi toparlayayım, gelirim bende" "Tamam güzelim" eğilip çenemden tuttu ve başımı kaldırdı. Dudaklarımız kısa süreliğine birleşti. "Görüşürüz şirkette" dedi ayrıldığımızda. Gülerek önüme döndüm. Kırıkların büyük parçalı olanlarını toplayıp çöpe attım. Elektrikli süpürgeyi alıp yerleri süpürürken, onun gittiğini duymuştum. Bu aralar, fazlasıyla yorgun hissediyordum kendimi. Sürekli uyuyordum ve Zayn doktora gitmem konusunda ısrarcı olmaya başlamıştı.
Yerdeki kırıkları tamamen temizledikten sonra süpürgeyi ardiye odasına bıraktım ve odamıza çıktım. "Off Zayn off!" diye bağırdım odanın haline bakarak. Fazla dağınık olduğunu biliyor musunuz?
Yatağın üzerindeki gömlekler, yatağın ucundaki eşofmanı, camın önündeki pufda duran tişörtü, yere serilmiş ayakkabıları... Allah'ım beni mi sınıyorsun?
Oflaya oflaya Zayn'in dağıttığı odayı toparlamaya başladım. Yatağın üzerindeki gömleklerini teker teker askılarına yerleştirip dolaba astım. Yatağın ucundaki eşofmanını alıp katladım ve yatağın üzerine bıraktım. Cama doğru ilerleyip oradaki tişörtünü de katlayıp eşofmanının üzerine bıraktım. Yerdeki ayakkabılarını kucağıma toplayıp dolabın altındaki çekmecesine yerleştirdim.
Bütün işlerim bittiğinde, siyah muz çorabımı geçirdim bacaklarımdan. Uzun, kalın elbisemi giyindim. Pembe çantama gerekli şeyleri koyup siyah şapkamı kafama taktım ve dolaptan uzun çizmelerimi çıkartıp giyindim.
Evden çıkıp arabama bindim ve şirkete doğru ilerlemeye başladım. Kırmızı ışık nedeniyle, arabayı yavaşlattım ve ellerimle direksiyonun üzerinde ritim tutmaya başladım. Yan tarafa bıraktığım çantamın içerisinde çalan telefona uzanıp elime aldım. "Efendim annecim?" dedim telefonu kulağıma yaslayıp arabayı sürmeye devam ederken. Trisha anne anında cevap vermişti. "Kızım, akşam bize yemeğe gelir misiniz?" gülümsedim. "Tabi ki geliriz" dedim direksiyonu sağa çevirirken. "Tamam o zaman akşama görüşürüz!" onun gibi kahkaha attım. "Görüşürüz!" aramayı sonlandırıp telefonu yan koltuğun üzerine bıraktım. Şirkete geldiğim için, çantamı ve telefonumu alıp arabadan indim.
"Günaydın efendim" dedi vale. "Günaydın" dedim gülümseyerek. O arabama doğru ilerlerken, merdivenleri çıkmaya başlamıştım. Şirkete girip asansöre ilerledim. Şapkamı başımdan çıkarttım. Havalar ısınmaya başlamıştı ve bu beni sevindiriyordu. Asansörden inip odamıza doğru ilerlemeye başladım.
"Günaydın Marie" Lillia'ya bakıp gülümsedim. "Günaydın Lillia" ve işte o anda... gözlerimin kararması, kulaklarımın uğuldaması, bedenimin yere serilişini hissettim.
***
Gözlerimi açtım. Bedenimin karıncalandığını hissedebiliyorum. Başımda dikilen doktorun elindeki ışığı cebine koyup doğrulduğunu gördüm. "İyi misiniz Bayan Malik?" Dedi gülümseyerek. Gözlerimi odada gezdirdim ve duvara yaslanmış eşimi gördüm. Gülümseyerek bana bakıyordu.
"İyi miyim doktor bey?" Diyerek sorusunu ona yönelttim. Neler olmuştu? En son Lillia'ya selam vermiştim. Peki ya sonra?
"Gayet iyisiniz Bayan Malik merak edilecek bir şey yok. Bebek biraz yaramazlık yapmış, o kadar" başımı salladım. Gözlerim, hastane battaniyesinin üzerindeki ellerime gitti ve beynime yeni ulaşan kelime ile başımı kaldırıp doktora baktım.
"Kim yaramazlık yapmış?" Dedim şaşkınlıkla. Doktor gülerek Zayn'e baktı. "Benim gitmem gerekiyor, eşinizle uzun uzun konuşursunuz" şaşkınlıkla Zayn'e döndüm. Göğsünde bağladığı ellerini çözüp bedenini duvardan ayırdı ve doktora teşekkür edip yanıma geldi.
"Hamilesin ve ben 'baba oluyorum' diye böğürmemek için kendimi zor tutuyorum" dedi. Hamileyim? Baba oluyor? O zaman ben ne oluyorum?
"Kaç aylık?" Gözlerimden süzülen yaşlar benden habersiz kollarıma damladı. Gülerek yanıma oturdu ve gözyaşlarımı sildi. "2 aylık" hem gülüp hem ağlayan insanları her zaman garip bulmuşumdur. Ve bende şimdi o garip bir insanım. Kollarımı boynuna dolayıp kendime çektim.
Kapı gürültüyle açıldı. İçeri giren Louis ve Harry dans ediyordu. Niall ve Liam sevgililerine sarılmış gülerek bize bakıyordu. Ve Gab... Liam'ın kolları arasından kurtulup Harry ve Louis'e katıldı.
"Teyze oluyorum!"
"Amca oluyorum!"
***
Bebek geliyor aney skldkdksksk Yorum yapın lan yoksa çükünüzü keserim ☺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart By Heart || Z.M
Fanfiction"Seninle ben, tutsak olan her şeye bağışlanan özgürlük gibiyiz Marie" © Tüm Hakları Saklıdır. | ©All Rights Reserved Bu siteden başka bir sitede yayınlanmamaktadır. Yayınlananlar kesinlikle çalıntıdır. Görürseniz lütfen bana bildirin.