47

1.3K 80 22
                                    

Multimedia'da çiftimizin kıyafetleri ve dinleyeceğiniz şarkı olan, Sezen Aksu - Şanıma İnanma bulunuyor. İyi Okumalar!

"Günaydın sevgilim" diyerek kollarımı boynuna doladım. Vücudumun yarısı onun vücudunun üzerindeydi. Gülerek gözlerini açtı. "Günaydın güzelim" dedi çatallaşmış boğuk sesiyle. Mideme yediğim yumruğu göz ardı edip dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum. "Hadi kalk bakalım! Hazırlanmamız gerek!" diyerek üzerinden kalktım. Yataktan çıkıp şortumu aşağı çekiştirdim. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra çıktım. Valizimi açıp kıyafetlerime bakarken, Zayn banyoya girmişti.

Uygun bir kombin yapıp ayağa kalktım. Şükürler olsun ki, Los Angeles Londra gibi soğuk değildi. Bunu önceden bildiğim için valizimi yazlık kıyafetlerle doldurmuştum. Banyodan gelen su sesini duyunca, Zayn'in duş aldığını anladım ve üzerimi değiştirmeye başladım. İnce şortumu çıkartıp kot şortumu giyindim. Üzerimdeki tişörtü de çıkartıp uzun kollu, omuzları düşük ince tişörtümü giyindim. Altına giyeceğim ayakkabıyıda ayaklarıma geçirip boyunluğumu taktım. Boyunluğu iki kez boynuma doladım. Telefonumu, şarj aletimi, kulaklığımı ve cüzdanımı siyah çantama attım. Ufak bir makyaj yapıp parfümümü sıktım.

"Ne çabuk hazırlanmışsın" aynadan arkamdaki Zayn'e baktığımda, elimdeki parfümü yavaşça makyaj masasına bıraktım. Lanet herif. Beline havlu bağlamıştı ve üst vücudu komple açıktı. Dövmelerinin üzerinde gezinen yaramaz su damlacıkları ise beni çileden çıkartmaya çalışıyordu. "Evet, çabuk olmamız gerek" dedim zar zor. Çapraz gülüşü suratındaki yerini alırken oflayarak ayağa kalktım. Bilerek yapmıştı bunu. Cezasını benim bozmamı istediği için damarıma basmaya çalışıyordu.

"Bu ufak numaralar bende işlemez Malik" derken çantamı alıp koluma astım. "İstersen havluyu indirip en büyük numaramı oynayabilirim?" gözlerim kocaman oldu. Ayaklarım benden habersiz hızla odanın dışına yöneldi ve ellerim kapıyı çekip kapattı. Kahkahası buraya kadar geliyordu. Homurdanarak koltuklardan birisine oturdum. Şoförün söylediği saate çok az kalmıştı. 5 dakikalık bir beklemenin ardından yatak odasının kapısı açıldı. Bedenini süzdüm. Siyah pantolonu, siyah spor ayakkabıları ve dar mavi tişörtüyle fazla etkileyici gözüküyordu. Saçlarını kurutmuş, hacimlendirmişti. Duşun etkisi nedeniyle dudakları hala kıpkırmızıydı.

"Hadi güzelim" diyerek yanıma geldi. Uzattığı elini tutup ayağa kalktım. Birlikte odadan çıktık. Asansöre binip aşağı indik. Şoför kapıda bizi bekliyordu. Sürgülü kapılar açıldığında, adama bakıp gülümsedim. "Günaydın efendim" derken kapıyı açtı fakat Zayn beni durdurdu. "Bak ne diyeceğim? Sana bugünlük benden bir izin. Arabanın anahtarını verip gidebilirsin" adamın önce kaşları çatıldı. "Efendim nasıl olur? Siz buraları bilmiyorsunuz ki" dedi mahçup bir sesle. Zayn gülerek adamın omzuna elini koydu ve erkeksi bir şekilde iki kez vurdu. "Sorun etme sen onu, anahtarları ver yeter" adam bir süre düşündü. "Hadi adamım!" dedi Zayn sitemle. Adam gülerek cebinden anahtarı ve ruhsatı çıkartıp Zayn'e verdi. "İyi günler" diyerek yanımızdan ayrıldı. Zayn sürücü koltuğuna bende yanına oturdum. Elimi tutup vitesin üzerine getirdi.

"Oh be, şunu yapmadan araba kullanamıyorum artık!" kıkırdadım. "Nereye gidiyoruz şoför bey?" dedim nazik olmaya çalışarak. Gülerek arabayı çalıştırdı. "Kendini bana bırak leydim" gülerek önüme döndüm.

Araba bir süre sonra durduğunda, geldiğimiz yere baktım. Çift taraflı yaya yolunun ortasında, demir yolu vardı. Sağ ve sol taraftaki mağazaların ışıklandırmaları gündüz olsa bile insana bir heyecan veriyordu. "The Grove yoluna hoş geldiniz leydim" Kapımı açtığını, yeni fark etmiştim. Gülüşüne karşılık bende güldüm ve arabadan indim. Kapıyı kapatıp kilitledi. Ellerimizi birbirine geçirdi ve yürümeye başladık.

Heart By Heart || Z.MHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin