Multimedia'daki şarkı ile okuyabilirsiniz. Sezen Aksu - Sarı Odalar.
*Marie Russell*
2 hafta. Koskoca 2 hafta. 2 haftadır onunla eskisi gibi değiliz. Benden kaçıyor, şirkete gelmiyor, evine gittiğimde susuyor. Konuşmuyor. Gözlerime bakmıyor. Bir sıkıntısı var ve bu sıkıntı benimle alakalı. Bunu anlayabiliyorum.
"Vedalaşma vakti" Başımı kaldırıp odama giren kişiye baktım. Buruk bir şekilde gülümseyip ayağa kalktım. "Senin için en iyisi bu" dedim gülümsemeye çalışarak. Ona alışmıştım sonuçta. Gitmesini istememek gibi bir durumum yoktu. O kadarda yakın değildik ama bir yanım buruktu işte. Scott her sorunumda yanımda olmuştu aslında. O'nunla birlikteyken, Scott ile konuşmamıştık bile fakat geçmişimdeki yeri büyüktü.
Kollarımı boynuna doladım. Uzun uzun sarıldık. "Gidiyorsun ha?" dedim şakayla karışık. Gülmeye çalıştı. "Gidiyorum" dedi uzak bir ses tonuyla. Yeşil gözlerine bakıp içten olduğunu düşündüğüm bir şekilde gülümsedim. "Burayı unutma tamam mı?" dedim kaşlarımı hafif kaldırarak. Başını salladı. "Nasıl unuturum?" gülümsedim. "Artık gitmeliyim" deyip kollarını belimden çekti. Başımı salladım. "New York'da eğlenmeye bak ve bir kız arkadaş bulmayıda unutma" dedim gülümseyerek. Suratına acı dolu bir gülümseme yayıldığında, bu cümlenin ne kadar yersiz ve yanlış olduğunu anlamıştım.
"Sende mutlu ol, onunla birlikte" dedi boş masasına bakarken. Benimde bakışlarım oraya kaydığında, karnıma bir yumruk yedim. Zayn ile birlikteyken mutluluktan karnımı karıncalaştıran kelebekler şu anda en sert yumruklarını atıyorlardı bana. Beynim bas bas bağırıyordu, yanlış yaptığımı. Ona âşık olarak aptallık ettiğimi.
"Görüşürüz Marie" Gülümseyerek ona döndüm. "Görüşürüz Scott" son kez yüzümü inceledikten sonra odamdan çıktı. Masama oturup telefonumu elime aldım. Kilidi açtım. Ekrandaki resmi, gülümsemesi, parıldayan gözleri canımı yakıyordu. Bedenim buradaydı fakat kalbim büyük bir boşluktaydı. Belirsizliklerden nefret eden ben, belirsizliğin merkezine tahtını kurmuştu.
Bir kez daha denemek için numarasını girip üst pencerede açılan 'Vanilya'm' yazısına bastım. Telefonu kulağıma yasladım. Aramanın etkin hale geldiği ses kulaklarımda yankılandı.
Çalıyor...
Çalıyor...
Çalıyor...
Açmıyor.
Gözlerime biriken yaşları umursamadan ayağa kalktım. Telefonumu çantama atıp şirketten büyük bir hızla çıktım. 2 haftadır sadece Zayn değil, Malik ailesindede bir gariplik vardı. Hepsi beni seviyordu ama uzak duruyorlardı. Yaser şirkette yüzüme bakmıyordu. Beni gördüğünde, başını eğiyordu. Elisha mesajlarıma eski neşesiyle cevap vermiyordu. Trisha annemle görüşmeyi hemen hemen kesmişti. Çok az görüşüyorlardı artık. Bu durum hepimizi rahatsız etmeye başlamıştı.
Çantamı yan koltuğa attım. Arabayı çalıştırıp sadece 4 sene önce yaptığım hıza ulaşarak ana caddede dolaşmaya başladım. Ezberlediğim rotada ilerlerken, fark etmiştim. 4 sene önce yaptığım hızı aşmıştım. Onun için. Hızı sevmeyen ben, bir daha asla bu kadar hız yapmayacağına dair kendisine söz veren ben, onun için o hızı bile aşmıştım.
Telefon sesim kulaklarımda yankılandı. O arıyordur diye, direksiyonu kırıp yolun sağ tarafına geçtim. Lastiklerimin çığlığı ve korna sesleri kulaklarımı tırmalarken, hızla çantama yöneldim. Telefonumu içinden çıkartıp ekrana baktım. Kayıtlı olmayan bir numara arıyordu. Açtım.
Hayatımı mahvedecek o buluşmaya çağıracağını bilmeseydim, açmazdım.
*Zayn Malik*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heart By Heart || Z.M
Fiksi Penggemar"Seninle ben, tutsak olan her şeye bağışlanan özgürlük gibiyiz Marie" © Tüm Hakları Saklıdır. | ©All Rights Reserved Bu siteden başka bir sitede yayınlanmamaktadır. Yayınlananlar kesinlikle çalıntıdır. Görürseniz lütfen bana bildirin.