27.BÖLÜM
Elimdeki küçük kağıt parçasını Ayaz'a uzatıp, "Bir not bırakmışlar, " dedim. Ayaz kağıdı elimden hışımla alırken neredeyse parçalayacaktı. Can, Doruk'un başucunda durmaya devam etti ancak Eren dayanamayarak kalkıp yanımıza geldi.
"Orospu çocukları! " diyerek soludu Ayaz ve kağıdı bir an buruşturup atacak gibi avucunun içinde sıksa da sonra aklına bir şey gelmiş gibi pantolonunun arka cebine soktu.
"Kim? " diye sordum Ayaz'ın tepkisinden bir şeyler anladığını düşünerek. "Ayaz kim yapmış? "
"Can sen Seda ile birlikte Doruk'u bir hastaneye götür, " dedi Ayaz arkasını dönüp. Benim sorumu umursamadı.
"Ayaz... "
"Eren sen de burada kalıp Doruk'un arabası ile ilgilen. "
Eren ve Can Ayaz'ı onaylayarak geri çekilirlerken Ayaz bana bakmamak için onların gidişlerini izledi.
"Beni duymuyor musun? " diye bağırdım sonunda ona ulaşabilmek için.
"Sen de bir taksiye binip doğru okula dön, " dedi sakince. Hayretle yüzüne baktım kaldım. Sanki ben hiçbir şey söylemiyormuşum gibi emirler yağdırmaya devam ediyordu.
"Kim olduklarını biliyorsun değil mi? " diye sordum ben de onun gibi sakin olmaya çalışarak. "O yüzden beni görmezden geliyorsun? "
Birkaç saniyeliğine boş boş yüzüme baktı sadece. Ne bir şey söyledi ne de her zaman yaptığı gibi kaşlarını çattı. Yüzündeki ifadesizliği koruyarak, "Okula Gamze, " dedi yalnızca.
"Haklıyım değil mi? " diye ısrar ettim inatla. "Neden bize söylemi-"
"Değilsin! " diye bağırarak sözümü yarıda kesti. Ayaz bağırınca çocuklar bir saniyeliğine durup bize baktılar ama hemen kendi işleri ile ilgilenmeye devam ettiler.
Ben bağırması ile birlikte dudaklarımı sıkarken bir küfür savurup ellerini saçlarına daldırdı. "Hangi orospu çocuğu yaptı bilmiyorum tamam mı? " diye adeta yüzüme öfke kustu. Elini arka cebine atıp az önce koyduğu kağıdı çıkardı ve yüzüme tuttu. "Bu ne demek biliyor musun? " diye sorduğunda tek yapabildiğim kaşlarımı çatmak oldu. "Artık gerçekten tehlikedeyiz. Hepimiz! Doruk bir başlangıçtı ve bu saldıralar şiddetini artırarak devam edecek! "
İçimdeki korku, dağdan yuvarlanan bir kar kütlesi gibi büyüyerek bir çığ oluşturup gözlerime ulaşırken Ayaz'ın gözlerine baktım. Onun içindeki çığlığı duydum ve o an gerçek yıkımı hissettim.
"Peki... " dedim ama sesim cızırtılı çıktı. Hafifçe öksürdüm. "Ne yapacağız o zaman?"
"Sanki sana söylediğim şeyleri yapıyormuşsun gibi soruyor musun bir de? " diye homurdandı.
"Ayaz biz gidiyoruz! " Doruk ve Seda arabanın arkasındaydılar. Can da arabaya binmek için kapıyı açmış bekliyordu.
"Tamam dikkatli olun," dedi Ayaz. Onlar gidince sadece Eren ve biz kaldık.
"Servisi aradım birazdan burada olacaklar, " dedi Eren yanımıza gelip.
Ayaz Doruk'un arabasına şöyle bir baktı. O bakınca ben de tekrar baktım. Fena dağılmıştı. Tüm camlar patlayıp buz gibi dağılmış, küçük cam parçaları etrafa saçılmıştı. Yer yer göçükler oluşturulmuş, farları da kırılmıştı.
"Bundan sonra daha dikkatli olun hepiniz, " dedi Ayaz. Eren yanağını kaşıyarak Ayaz'ın sözlerine başını salladı.
"Sen de bin arabaya hemen, " dedi Ayaz tekrar bana dönüp. Bir an duraksadım. "Hani taksiye binip gidecektim? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLLER (2)
أدب المراهقينZEHİR 2. kitap ** Yazmış olduğun bir yazının üzerini karalaman o yazıyı yazdığın gerçeğini değiştirmiyor ve yok etmiyordu. Geçmişte yaptığın hataları düzeltmek için onları silmen gerekiyordu ama geçmiş geçmiş...