41. BÖLÜM
Sanki hep günün batışını yakalıyormuşuz da doğuşuna hiç şahit olamıyormuşuz gibi... Sanki hep bir bitiş, bir son, bir hüzün var da hiç yeni bir başlangıç, mutluluk yokmuş gibi hayatımızda. Kayıplar... Elimizden kayıp giden dostluklar...
Engin'in ölümünün üzerinden bir hafta geçti. Küçük de olsa bir umuda tutunup ambulans çağırmış olsak da olay yerinde hayatını kaybettiğini öğrenmiştik. Hepimiz mahvolduk ama Ayaz o an onunla birlikte öldü sanki. Tıpkı Ece'nin cenazesi gibi Engin'in cenazesinde de sadece biz vardık. Onu Ece'nin yanına gömdük. Bir yerlerde gerçekten buluşmalarını ve artık mutlu olmalarını dilemekten başka bir şey yapamadım.
O günden sonra geçen bir haftada okula mecburen gittik, derslerimizi dinledik hayatımıza bir şekilde devam etmeye çalıştık. Bazen farkında olmadan gülümsedik ve kendimize kızdık. Gülümsediğimiz için suçlu hissettik hep. Ayaz ile barışmamız konusu aynı ayrılığımız gibi sessizce yayıldı gruba. Kimse bir yorum yapmadı sanki hiç öyle bir olay olmamış gibi devam ettik kaldığımız yerden. Ve Ceyhun...
Okul sonrası dans dersine giderken Ayaz da benimle birlikte gelmeye ve köşede sessizce beklemeye başladı. Ceyhun onu öpmem hakkında hiçbir yorum yapmadı ve her zaman ki hallerinde olmaya devam etti. Bu durum beni hem korkutuyor hem de şüphelendiriyordu ama ben de üç maymunu oynamaya devam ettim. Öyle bir olay yaşanmamış gibi davranıyorduk ve Ceyhun da buna dahildi.
Tuhaf olan bir diğer durum Ayaz'ın dans olayını bırakmam konusunda ısrar etmemesiydi. Bunu yapmak istiyorsam yapabileceğimi söylediğinde oldukça şaşırmıştım. Tıpkı söylediği gibi her an yanımdaydı artık.
Tüm bu düşüncelerle başa çıkmaya çalışarak oturduğum sandalyede arkama yaslandım ve başımı geriye doğru atıp tavana bakmaya başladım. Masamın üzerinde boş beyaz bir kağıt elimde de Güven'in doğum günümde hediye ettiği kalem vardı. Edebiyat performans ödevi için anneme bir mektup yazmaya karar vermiştim ama hiçbir şey yazamıyordum. Yaklaşık bir saattir boş sayfa ile bakışıyordum. Ne yazacaktım ki? Oflayarak kağıdın üzerine eğildiğimde odamın kapısı hızla açılarak beni yerimde sıçrattı. Arkama dönüp Güven'e söylenecektim ama yüzündeki ifadeyi görünce ağzım otomatik olarak geri kapandı.
"Kardeşimin katilini buldum Gamze! " derken gözlerinde ve sesinde öfkeyi tattım. Beni korkutan ise bu öfkesinin bana da yönelik olduğunu hissetmem oldu. Ağzından çıkan diğer cümle korkularımı doğruladı. "O orospu çocuğunu ara ve buraya gelmesini söyle! "
Sandalyeden kalkarken kalbim endişeyle çırpınmaya başladı. Yanlış anlamış olmayı dileyerek, "Kimden bahsediyorsun? " diye sordum.
"Ayaz piçinden! " diye dişlerinin arasından tıslayıp sesini kısarak konuşmaya devam etti. "Annem duysun istemiyorum seni de kırmak istemiyorum Gamze o şerefsizi ara ve mahallenin aşağısındaki parka gelmesini söyle! " dedi.
Şaşkınlığı ve korkuyu üzerimden atmak için biraz zamana ihtiyacım vardı. Buna bu kadar kolay inanmamı bekleyemezdi! "O olduğunu emin misin? " diye sordum. O olamazdı! Olmamalıydı. Lütfen...
Güven işaret parmağını sallayarak, "Bana o piçi savunmaya kalkarsan- " diye söylenerek üzerime gelirken lafını keserek durmasını sağladım. "O olduğunu kanıtlamadığın sürece buna inanmayacağım özür dilerim! "
"Öyle mi? " derken onu ilk kez bu kadar öfkeli görüyordum. "Dinle o zaman! Uzun zamandır bu işin peşinde olduğumu biliyorsun ama son ana kadar en ufak bir ipucuna dahi ulaşamadım. Bugün aklıma Gözde'nin arkadaşlarını bulmak geldi. Kardeşimin liseden arkadaşlarına ulaştım, o dönem kimlerle takıldığını falan sordum sonunda bir çocuk buldum. O da Gözde ile beraber kullanmaya başlamış sonra bırakmış. Ona ilk kez uyuşturucuya nasıl başladıklarını sordum. O zamanlar bir bar vardı dedi. " Sinirden ve hızlı konuşmaktan kızaran yüzüyle bana bakarken korktum. Gerçekten korktum. "Yeterli mi yoksa isim olarak da duymak ister misin? " diye sesini yükseltti. Duymak istemedim ama gerçeklerden kaçabilir miydim ki? "Altın Vuruş denen o cehennemi söyledi Gamze! Yeterli bir kanıt mı senin için ha? "
![](https://img.wattpad.com/cover/59500501-288-k103701.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLLER (2)
Fiksi RemajaZEHİR 2. kitap ** Yazmış olduğun bir yazının üzerini karalaman o yazıyı yazdığın gerçeğini değiştirmiyor ve yok etmiyordu. Geçmişte yaptığın hataları düzeltmek için onları silmen gerekiyordu ama geçmiş geçmiş...