45. BÖLÜM
Ayaz ile tanıştığımız günden bugüne kadar değil, Ayaz'ın annesini öldürdüğü andan yaşadığımız şu ana kadar geçen günler zihnimden hızla akıp geçti. Onu tanımadığım, varlığından dahi haberim olmayan o günleri bile kendi zihnimde bir anda kurup canlandırdım. Annesini vurduğunda nasıl korktuğunu, gözlerinin önünde öldüğünü gördüğünde hissettiklerini... Annesini suçlayarak geçirdiği yılları... Kendisini suçlayarak geçirdiği yılları...
Karşımda duran kadın her ne kadar Ayaz'a ve fotoğraflarda gördüğüm kadına benziyor olsa da Ayaz'ın annesi olamazdı. Mantıklı tek açıklama benim delirmiş olmam olurdu sanırım. Başka türlü... Nasıl?
"Şu an şaşırmakta ve korkmakta haklısın ama bana yardım etmek zorundasın Gamze," derken bana doğru gelmeye başlayınca korkuyla bir adım geri kaçtım. Beni tanıması normal miydi? Benim bu hareketimi fark eder etmez olduğu yerde durdu. "Ayaz'a artık her şeyi anlatmak zorundayım daha fazla dayanamayacağım ama onun için endişeleniyorum. Lütfen bana yardım eder misin? "
Korkmayı ve şaşırmayı bir an önce bırakıp kafamı toplamak zorundaydım ama bir soru kafamın içinde korkunç bir şekilde bağırıp duruyordu: Nasıl?
"Siz..." deyip duraksadım. "...nasıl olabilir? Ben..." Gözlerimi kapatıp başımı iki yana salladım ve hayal görüp görmediğimi sorguladım. Gözlerimi tekrar açtığımda kadın hala karşımdaydı, gerçekti.
"Hem Ayaz'a hem de sana neler olduğunu anlatacağım ama Ayaz geldiğinde beni dinlemesini sağlamalısın. Korkacak, şaşıracak belki üzülecek ama en çok öfkelenecek. "
Her şey Ayaz'ın annesini öldürmesi daha doğrusu öldürdüğünü düşünmesi ile başlamıştı. Ayaz annesini öldürdüğü için psikolojisi bozulmuştu, annesini öldürdüğü için hapse girmiş orada da uyuşturucuya başlamıştı. Yaptığı her kötü şeyin arkasında yatan neden annesini öldürdüğü için kendine duyduğu öfkeydi. Ama Ayaz aslında annesini hiç öldürmemişti öyle mi?
İyi düşünmek istedim bir an. Belki de Ayaz annesinin hala hayatta olduğunu görünce geçmişi ve yaşanan her şeyi silecek ve yeni bir hayata başlayacaktı. Cidden bu mümkün olabilir miydi? Acıyla dolu geçen onca yıl bir anda silinebilir miydi? Şu an tek düşünmem gereken Ayaz'dı o yüzden kendi hissettiklerimi bir kenara kaldırmak zorundaydım.
"Size yardım edeceğim," dedim. "Ama önce siz dışarı çıkın ve sizi çağırmamı bekleyin. Ayaz sizi bir anda karşısında görürse- "
"Tabii tabii haklısın," diyerek heyecanla lafımı bitirmeme izin vermedi. "Ben dışarıda bekleyeceğim. Sana güveniyorum. "
Ayaz'ın annesi -bunu söylemek neden bu kadar tuhaftı?- dışarı çıktığında Ayaz'ın demir merdivenlere basan ayak seslerini duydum. Onu bu duruma nasıl hazırlayacaktım? Kendim bile şok içindeyken ona nasıl sakin kalmasını söyleyecektim? Nasıl annen yaşıyor ve burada diyecektim? Telaşla dudaklarımı kemirip parmaklarımı eğip bükerek beklemeye başladım. Ayaz benim bu halimi görünce kaşlarını çattı, "Bir şey mi oldu? " diye sordu.
Koltuğa oturup ona da karşımı gösterdim, "Otur lütfen," diyerek. Hafif çakırkeyif olmanın da etkisiyle bana anlamsız bakışlar atsa da karşıma oturdu. İki kaşını yukarı doğru kaldırıp ellerini masanın üzerinde kenetledi ve beni dinlediğini belli ederek gözlerini yüzüme dikti.
"Buna inanmayabilirsin, şaşırabilirsin, korkabilirsin ve öfkelenebilirsin," diye konuşmaya başladığımda Ayaz'ın yüzü hiçbir şey anlamıyorum der gibi ekşidi. "Şu an seni bu duruma nasıl hazırlayabilirim inan hiç bilmiyorum çünkü biliyorsun ki aptalın tekiyim. Senden tek istediğim sadece konuşmasına izin vermen tamam mı? "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLLER (2)
Teen FictionZEHİR 2. kitap ** Yazmış olduğun bir yazının üzerini karalaman o yazıyı yazdığın gerçeğini değiştirmiyor ve yok etmiyordu. Geçmişte yaptığın hataları düzeltmek için onları silmen gerekiyordu ama geçmiş geçmiş...