38.BÖLÜM

13.4K 562 360
                                    

38.BÖLÜM

Birine güvenebilmek sevmekten daha zordu ancak bir kez güvendikten sonra ona öyle inanıyorduk ki yüz üstü bırakıldığımızda güven duygusu beraberinde birçok şeyi de bizden alıp götürüyordu. Bir daha kimseye güvenemiyorduk, sevemiyorduk, inanamıyorduk...

"Hangi sözlerine inanıp hangi sözlerine inanmayacağım Ayaz? " diye sordum fısıldar gibi.

Birkaç saniye sessizce bekledik. O bir şey söyleyemeyecek kadar sarhoştu ben de cevap beklemeyecek kadar kendimdeydim. Kusmayacağından emin olduğum için Güven'e sesleneceğim anda Ayaz inleyerek başını kaldırdı. İki eliyle klozetin kenarlarına tutunarak kusarken ben de usul usul sırtını sıvazladım. İçindeki tüm zehri çıkardıktan sonra bir süre boş boş öğürdü. Kusmaktan soluk soluğa kalınca biraz kendine gelmesini bekledim.

"Bitti mi? "

Elinin tersini ağzına doğru götürürken bileğinden tutup durdurdum ve tuvalet kağıdından bir parça koparıp yanına eğildim. Ağzını silerken gözlerini yüzümde hissedince istemsiz olarak durup ben de ona baktım.

"Canını mı yaktım? " diye sordum. Dudaklarındaki yaralara bakmamaya çalıştım.

"Benim iyiliğimi düşünmemelisin," dedi birden agresifleşerek. Elini elimin üzerine koyup elimdeki peçeteyi sertçe dudaklarına bastırarak sildi. "Böyle yapmalısın! "

Hemen elimi elinden kurtarıp ayağa kalktım. "Sen psikopatsın! " dedim tepeden bakarak. Peçeteyi çöp kutusuna sinirle fırlattım. "İnsanların canını yakmaktan keyif alan tek kişi sensin benden böyle şeyler bekleme! "

Bacaklarını gevşek bir şekilde açarak öne uzatırken banyo onun ruhsuz gülme sesiyle yankı yaptı. İşaret parmağını şakağına bastırıp, "Bunu..." dedikten sonra aynı şekilde parmağını kalbinin üzerine bastırdı. "...Ve bunu mahvettiler! İnsanların canını yaktığımı düşünüyorsun öyle mi? Sadece hak edene hak ettiği acıyı tattırıyorum hepsi bu. "

"İntikam..." diye soludum. "Peki benden neyin intikamını alıyorsun? "

Beklenmedik yerden gelen sorum karşısında bir an afalladı. Az önce dik dik yüzüme bakarken birden gözlerini kaçırıp sırtını duvara yasladı. "Gamze..." derken Güven banyonun kapısında belirdi. Doğal olarak Ayaz da sustu.

"Kusmuk faslı bitti mi? "

Güven'in sorusunu duymazdan geldim. Biraz da sinir olmuştum çünkü durup durup tam Ayaz bir açıklama yapacağı anda gelmişti. Gereksiz öfkemi bastırıp, "Yardım et de içeri götürelim," diye homurdandım.

"Kendim kalkarım," diyerek hareketlense de alkolün alıp götürdüğü dengesi yüzünden az kalsın dolabı deviriyordu. Ben Ayaz'ı tutmaya çalışırken Güven de dolabı tutup ters ters Ayaz'a baktı.

"Dengesiz piç," diye söylenerek Ayaz'ı salondaki koltuğa kadar taşıdı. Zaten yarı kapalı duran gözleri biz koltuğa bırakınca iyice kapandı.

"Sen kahve yap ben de yastık battaniye falan getireyim," dedi Güven. Esneyerek yukarı doğru giderken. "Bir dakika! " diye seslendim. "Koltukta mı yatacak? "

Güven kollarını önünde bağlayıp, "Seninle mi yatacağını düşündün küçük hanım? " diye sordu.

"Hayır senin yatağında yatar diye düşünmüştüm. " Güven gözlerini kocaman açıp, "Yok ebesinin- " diye küfür edecekken son anda kendini frenledi. "Sırf meraktan soruyorum bu sarhoş dallama neden benim yatağımda yatsın ki? "

"Ne bileyim, gece babam  kalkıp burada görürse sinirle bir şey yapar falan..." Saçmaladığımı anlayıp cümlemi yarıda kestim.

Güven hiçbir şey demeden ifadesiz bir yüzle bakınca mesajı alıp, "Tamam ben kahve yapayım," diyerek mutfağa doğru koşar adım gittim. Acı bir kahve yapıp salona geri döndüğümde Güven çoktan bir yastık ve battaniye getirmiş, kendisi de tekli koltuklardan birine oturmuştu.

KÜLLER (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin