Parkta oynayan çocukları görünce yüzündeki gülümseme genişledi Derin'in. Onlarla kendini daha mutlu daha özgür hissediyordu. O tatlı küçükler onun aşkıydı. Adaşı Derin' in kıvırcık saçlarını ve onun ikizi Efe' nin gamzelerini, tatlı ve sarı cadı Alara' nın ışıltılı mavi gözlerini, Mert' in yaşıtlarına göre fark yaratan aklını ve diğerlerinin daha bir çok özelliklerini... Hepsini ayrı ayrı çok seviyor ve hayranlık duyuyordu. Bu dünya ve diğer tüm alemler içinde kalbi saf olan tek canlıydı çocuklar Derin' e göre.
Genç kız el sallayınca çocuklar da onu fark ettiler. Zaten Derin ablalarının yolunu bekliyorlardı her günkü gibi... Koşup hepsi birden üzerine atladılar. Beraberce çimlerin üzerine yıkılıp gülüştüler. Çocuklar kızı, kız da çocukları gıdıklamaya çalıştı. Efe biraz daha fazla ilgi duyuyordu Derin' e. Sarı saçlarının ucundaki mavilikleri ve gökyüzünden bile daha mavi olan gözleri beş yaşındaki bu tatlı çocuğun dikkatini çekiyor ve kızın yanında olduğu her an hayran hayran Derin' i izlerdi.
Çevredeki anne-babalar da artık alışmıştı onların bu haline. Yadırgamıyorlardı onları, aksine gülerek izliyorlardı. Sonunda yorulduklarında hepsi sırt üstü çimlere uzandılar. Derin elini havaya kaldırıp daireler çizdi ve çantasına saldırdı. Yattığı yerden çocuklara bakıp;
"Bilin bakalım bugün tatlı çanta bize ne sürpriz yapacak?"
Birisi Derin'in baş ucuna geldi. Yüzüne eğilip görüş açısına girince şaşkınlıkla bakakaldı kız.
"Çikolata? "
Hemen doğrulup ayağa kalktı genç kız. Çocuklarda peşinden. Gelen kişiyi daha önce görmedikleri ve Derin' in çatık kaşlarını gördüklerinde kızın rahatsız olduğunu sanıp önüne geçtiler. Yaşları dört ve altı arasında değişen çocuklar minik bedenlerinden beklenmeyecek bir cesaret ile Bulut' a meydan okudular duruşları ve bakışları ile. Bulut ise onların bu haline gülüp Derin' e baktı kaşlarını kaldırıp yalancı bir şaşkınlık ile.
"Fedailerin de çok cesurmuş. "
"Öyledirler benim aşklarım. "
Sonra kız aşklarına bakıp gülümsedi. Çocukların saçlarına tek tek dokunarak sorun olmadığını ve Bulut' un onun kuzeni olduğunu söyledi. Çocukların tavrı yumuşarken Efe sert tavrına devam ediyordu. Kollarını göğsünde bağlayıp Bulut' a tek kaşını kaldırarak baktı. Ne kadar tatlı olduğunu biliyor muydu acaba?
"Şen Derin' i şeviyo muşun yokşa ona kıjıyo muşun?"
"Ona neden kızayım minik?"
"O jaman şeviyon. Şevme! Derin benim."
Bulut önce şaşkın şaşkın baka kaldı Derin' in bacağına sıkı sıkı sarılıp kendisine kızgınlıkla bakan çocuğa. O minik kaşları çatılmış, tombul yanakları pembeleşmiş ve koyu kumral kısa saçları elektirik çarpmış gibi havada, kahverengi gözleri Bulut' a bakarken kısılmış... Bulut bu görüntü karşısında yüksek desibelden bir kahkaha koy verdi. Onun bu iştahlı gülüşünün durulmasını birkaç dakika beklemek zorunda kaldı Derin.
" Senin burada ne işin var? "
Genç kız evden çıktığından beri peşindeydi Bulut. Konuşmak için iki gün bekleyecek olsa da her akşam nereye gittiğini merak etmişti. Onu rahatsız eden o tuhaf duygu hala vardı ancak artık eskisi kadar rahatsız edici değildi. Belki alışmıştı. Belki de kızın onu kurtarmış olmasından dolayı minnet duygusu o rahatsızlık veren etkisini yok ediyordu. Nedenini bilmiyordu ama daha rahat hissettiği barizdi. Kızı çocuklarla oynarken gördüğünde ise şaşırmamıştı aksine oldukça eğlenmişti. Çünkü bu ondan bekleyebileceği bir şeydi. Şimdi de kızın yüzündeki ifadeyi sırıtarak izlerken daha çok eğleniyordu. Tabi bir de minik adamın sözleri de eğlencesine eğlence katıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUARA (Musia Serisi - 1) (Tamamlandı)
Fantasía~~~~~ Derler ki; Bu dünya üzerinde binlerce alem vardır... Peki bizim bildiklerimiz kaç tane? İki elimizin parmaklarını geçiyor mu sayıları? Peki ya bilmediklerimiz? Geri kalan o binlerce alem/boyut? Biz bu hikayede o bilmediklerimizden sadece bir t...