Gorta Kalesi' nin en yuksek kümesindeki odada hızlı nefes sesleri yankılanıyordu. Yerden ıslanmış kan kırmızısı saçlar kadının yüzüne yapışmıştı. Arada küçük inlemeler kaçıyordu dudakları arasından. Derin bir nefes alarak hızla doğruldu yattığı yerden. Bu kabuslar son zamanlarda daha da artmıştı. Net görüntüler görmüyordu ancak içinde çok büyük bir endişe hissediyordu. Neden endişe ettiğini, neden kaçtığını ya da nerede olduğunu bilmiyordu. Sadece endişesinin kendisi için olmadığını biliyordu. Yüzler gölgeler arasına saklanıyor, sesler boğuk geliyordu. Net olarak hatırladığı tek şey kalbini titreyen korkuydu. Ama bu korku kendisi için değildi. Kendisini hep hamile olarak görüyordu. Karnındaki bebeği için korkuyordu. Görüntüler gölgeler ile silinse de rüyası hep mutlu başlıyor sonunda gölgeler artıp karanlık her yerini sarıyordu. Korkuyordu, kaçıyor ve acı içinde çığlıklar atıyordu. Sonunda da nefes nefese uyanıyordu.
"İyi misin sevgilim?"
Yanında yatan adama bakıp başını salladı Mavi. Ellerini yüzünde gezdirip kendine gelmeye çalıştı.
"Evet, iyiyim. Sadece bir kabus."
Nefesini düzene sokmaya çalışırken yataktan kalktı. Işık çıplak teni üzerinde parlıyordu. Banyoya girip soğuk suyun altına attı kendini. Ancak böyle ayılıyordu bu kabuslardan sonra. Yoksa beyni infilak edecekmiş gibi hissediyordu. Suyun altından çıkıp bornozunu giydi ve odaya geri döndü. İç çamaşırlarını giyip dolabının başına geçti. Eğilip alt raftan bir kot alırken arkasından duyduğu bir çekiş ile yüzüne sinsi bir gülümseme yayıldı. Doğrulup omzunun üzerinden Darren' e baktı. Ona göz kırpıp önüne döndü ve kalın askılı siyah bir tişört aldı. Üzerini giyinip aynasının karşısına oturdu. Islak saçlarını tarayıp elleriyle havalandırdı ve öylece bıraktı. Siyah bir göz makyajı yapıp saçlarıyla ayni tonda kırmızı bir ruj sürdü.
O bunları yaparken Darren gözünü bile kırpmadan Mavi' yi izledi. Onlarca yıldır aşkı hiç kesilmeden nasıl sevdiğini kendisi bile anlamamıştı. Ki; o Darren' di. Kimseyi sevmezdi. Eğer birinden çıkarı yoksa yanında barındırmazdı. İşine gelmeyen şeyi ya da kişiyi yok etmekte tereddüt etmezdi. Ama söz konusu Mavi ise... İşler tersine dönüyordu. Kalbinin yerini unutmamasını sağlıyordu bu güzel kadın. Tek bakışı ile nefesi kesiliyor, tek dokunuşu ile heyecanlanıyordu. Kokusunu alması bile arzusunun uyanmasına yetiyordu.
Mavi aynadan bakıp gülümsedi. Oturduğu yerden kalkıp gidip adamın yanına, yatağın kenarına oturdu. Elini uzatıp yanağını sevince Darren kadının elini tutup derin bir nefes alarak avucunun içini öptü. Mavi de eğilip dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu.
"Bugün önemli islerin olduğunu sanıyordum ama kalkmaya niyetin yok galiba?"
"Aslında..."
Aniden Mavi' yi yatağa çekip üstüne eğildi. Mavi' nin kısa çığlığını dudaklarıyla kesti.
********
"Beni çağırmışsın Mila?"
"Evet tatlım. Gel, şöyle otur."
Derin, Mila' nın karşısındaki tekli koltuğa oturdu. Birkaç saniye odada bakışlarını gezdirip zaman kazanmaya çalıştı.
"Söyleyeceklerin var galiba?"
"Aslında... Evet var ama..."
"Anlat tatlım. Neden tereddüt ediyorsun?"
"Yo, tereddüt değil de telkini merak ediyorum."
Derin, kadının gözlerine uzun bir süre baktıktan sonra bu şekilde olmayacağını anlaması zor olmadı. En iyisi hızlıca söylemekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUARA (Musia Serisi - 1) (Tamamlandı)
Fantasía~~~~~ Derler ki; Bu dünya üzerinde binlerce alem vardır... Peki bizim bildiklerimiz kaç tane? İki elimizin parmaklarını geçiyor mu sayıları? Peki ya bilmediklerimiz? Geri kalan o binlerce alem/boyut? Biz bu hikayede o bilmediklerimizden sadece bir t...