"İşte buradan geçersek görülme olasılığımız azalır. Hatta şanslıysak görülmeyiz bile."
Hawk, haritadaki büyük kayaların arasındaki dar boşlukları parmağı ile gösterdi konuşurken. Gorta Kalesi' nin üst tarafındaki yamaçtaki kurumuş ağaçların arasına sayamların görünmezlik yeteneği sayesinde kolayca iniş yapmışlardı. Sayamları da geri göndermişlerdi.
Derin baktıkları haritayı katlayıp büyü ile küçülttü ve pantolonunun cebine attı. Başıyla işaret verince kuru ağaçların arasından ilerleyerek Hawk' ın söylediği kayalara vardılar. Kayalar arasındaki geçit gerçekten çok dardı. Hem sessiz ve görünmeden hem de iki kaya arasında sıkışmadan ilerlemeleri gerekiyordu. Yine de bu onlar için pekte sorun değildi. Hızlı ve sessizce ilerlemeye devam ettiler. Sonunda kalenin krokisinde gördükleri dehliz girişine ulaştıklarında Korhan etrafı kolaçan etti. Ortalıkta kimseyi görmese de içi rahat değildi. Derin, Bulut' a kanatlı bir böceğe dönüşmesi için emir verdi. Bulut hemen bir arıya dönüşüp uçarak uzaklaştı. Kısa süre sonra geri geldi ve tekrar kendi bedenine dönüştü.
"Yakınlarda kimse yok."
"Darren' in boyle bir girişi savunmasız bırakması garip. "
"Evet, garip. Ama şu an başka şansımız da yok." dedi Hawk. Derin onu başıyla onaylayıp emrini verdi.
"İçeri giriyoruz."
Derin önden gidecekken Bulut kolundan tutup onu durdurdu.
"Önce bir kontrol edeyim."
Derin üstelememek için genç adamı başıyla onayladı. Bulut yine bir arıya dönüşüp içeri girdi. Daha bir dakika geçmemişti ki geri geldi.
"Tuzak görünmüyor. Ancak ileride girişi kapatan parmaklıklar var. Ve oldukça sağlam görünüyorlar."
"İçeri girelim de bakarız."
Derin sözlerini bitirmeden içeri girmişti bile. Derin önde diğerleri de hemen onun ardında parmaklıkların oraya vardılar. Korhan parmaklıkları yapıldığı metali gördüğünde ağzından kaçan küfüre engel olamadı.
"Ne oldu Korhan?"
"Derin, bu metal uesda. Musia' nın en derin madenlerinden çıkartılan bir metal. O kadar dayanıklı ki şu an onu büyüklerimiz ile parçalamamız imkânsız. Demek ki bu yüzden bu tarafta nöbetçi yok. Çünkü ihtiyaç yok. Kimse buradan giremez."
"Bence görebiliriz. Sadece yardımınıza ihtiyacım var. Gücünüzü benimle paylaşın."
Derin' in ne demek istediğini anlamadıkları için öylece kıza bakmaya devam ettiler. Derin bikkinca nefesini bıraktı.
"Gücünüzü benimle paylaşacak mısınız? İzin veriyor musunuz bana?"
"E-evet." kekeleyerek de olsa ilk konuşan Hawk oldu. Sonra onun ardından diğerleri de sırayla kabul etti. Her ne kadar Derin' in ne yapacağını bilmeselerde.
Derin sağ elini onlara uzattı. Genç adamların kalplerinin üzerinde küre şeklinde ışıklar çıktı ortaya. Korhan' ın mavi, Hawk ve Bulut' un yeşil, Ömer' in kırmızı... Derin, Can da bir şey olmayacağını düşünse de onun da göğsünde beliren ışık küresi ile bir an şaşırsa da dikkatini dağıtmadan büyüsüne devam etti. Can' ın göğsünde altın sarısı, gümüş ve siyah renklerin bir ebru resmi gibi birbirine dolanarak ışık saçması orada bulunan herkesi şaşırtmıştı. Ama en çok da kendini...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUARA (Musia Serisi - 1) (Tamamlandı)
काल्पनिक~~~~~ Derler ki; Bu dünya üzerinde binlerce alem vardır... Peki bizim bildiklerimiz kaç tane? İki elimizin parmaklarını geçiyor mu sayıları? Peki ya bilmediklerimiz? Geri kalan o binlerce alem/boyut? Biz bu hikayede o bilmediklerimizden sadece bir t...