Derin yemek salonuna girdiğinde herkesin masada olduğunu gördü. Duşta bu kadar uzun süre oyalandigina hayret etti. Yine de bozuntuya vermedi.
"Günaydın."
Can' ın sesiyle ona baktı masaya adımlarken. Hafif bir tebessüm ile o da abisine günaydın dedi. Bulut' a baktı sonra ona da günaydın dedikten sonra diğerlerinin yüzüne bakmadı. Masanın baş köşesine oturup kahvaltısına başlarken afiyet olsun dedi.
Derin' in bu soğuk hali kimsenin hoşuna gitmemişti. Ömer oflarken diğerleri sessiz kalsa da hepsinin hissettiği şey aynıydı. Masada Derin' in sol tarafında sırayla Mila, Yamaç, Can, Seçil, Seçkin ve Bulut, sağ tarafında ise Korhan, Sail, Ömer, Alvi ve Asrın oturuyordu.
Kahvaltı sessizlik içinde geçiyordu. Ortamda çatal bıçak seslerinden başka arada bir Ömer' in oflamalarından başka ses duyulmuyordu. Derin' in aklında gece gördüğü kabus vardı. O kadar gerçekçiydi ki; etkisini hala üzerinden atamamıştı. Abisine baktı. Sessizce kahvaltısını yapıyordu. Seçil ile kısa bir an bakışıp birbirlerine Gülümsediklerini gördü. Bakışlarındaki ışığı gördüğünde fark etmeden yüzüne tebessüm yayıldı. 'Sonunda!' diye düşündü. Abisi mutlu olmayı hak ediyordu, ölmeyi değil.
"İyi misin?"
Korhan' ın sesi ile masadaki herkes ona baktı. Sonrada Derin' in elini tutan eline... Derin ise Can' a bakıyordu. Hızlı nefes alış verişleri hariç tepki vermiyordu. Korhan elini kızın yüzünün önünde salladı ama yine tepki alamadı. Omzundan dürtünce kız başını iki eliyle tutup gözlerini yumdu ve tiz bir çığlık attı. Herkes korkuyla ayağa fırladı. Seçkin hızla gidip kızın kolunu tuttu. Diğer kolunu da Korhan... Kız birden ayağa kalktı. Beyninin içinde duyduğu acı verici seslerle baş etmeye çalıştıkça aci daha fazla artıyordu. Sonunda daha fazla dayanamayıp kendinden geçti.
********
"Hey! Kimse yok mu?"
Derin etrafında dönüp nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Az önce kahvaltı masasındaydı. Sonra başındaki acı verici sesler ve şimdi de buradaydı. Nasıl gelmişti buraya. Rüyada falan mıydı? Ama her şey çok gerçekti. Rüyalar bu kadar net olamazdı. Neler olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Bir armanın ortasındaydı. Ağaçlar o kadar büyük ve sıktı ki; güneş ışığı içeri zor giriyordu.
İleriden siyah bir kuş uçarak ona doğru geliyordu. Ne tür olduğunu anlamaya çalışırken siyah tüylü kuş kızın birkaç adım ilerisinde yere kondu. Direkt olarak Derin' in gözlerine bakan kuş kızın ürpermesine neden olmuştu. Kuşun boyu uzamaya başladığında Derin bir adım geri çekildi. Kuş büyüdü, büyüdü ve bir insana dönüştü.
"Yine mi sen?!"
"Merhaba tatlı şey."
Derin kaşlarını çattı. Saçlarını karıştırıp sinirle söylendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUARA (Musia Serisi - 1) (Tamamlandı)
Fantasi~~~~~ Derler ki; Bu dünya üzerinde binlerce alem vardır... Peki bizim bildiklerimiz kaç tane? İki elimizin parmaklarını geçiyor mu sayıları? Peki ya bilmediklerimiz? Geri kalan o binlerce alem/boyut? Biz bu hikayede o bilmediklerimizden sadece bir t...