1 hafta sonra;
Kararını vermişti. Onun kaderi buydu ve gereken ne ise onu yapacaktı. Yine de içinde tedirginlikler vardı. Hazır olup olmadığına dair değildi bu tedirginlikler. Ya da isteyip istemediğine... Sadece üzerine düşen görevleri hakkıyla yerine getirebilir miydi? İşte bu soru aklında yankılanıp duruyordu bir haftadır. Ama başka şansının olmadığını da biliyordu. Eğer Derin' den ayrı kalmak istemiyorsa bunu yapmak zorundaydı. Böylece onunla birlikte gidebilirdi.
Bir an durup gülümsedi kendi kendine. Daha on gün öncesine kadar ondan nefret ederken ve bu evden göndermenin yollarını arıyordu. Oysa şimdi onunla gitmek için herşeyi yapar haldeydi. Derin'den uzak kaldığında sanki hasta gibi hissediyordu kendini. Bunun sebebi Derin'in onun hayatını kurtarabilmek için ruhundan bir parçayı ona vermesiydi. Bağ kurulduğunda ise bu his daha çok artacaktı. Ancak Bulut bunu bilmiyordu elbette.
Bulut düşünceler içinde Derin'in kapısına kadar gelmişti. Düşüncelerini dağıtmak için başını iki yana salladı ve önünde durduğu kapıyı tıklattı. "Gir!" sesi ile kapıyı aralayıp başını içeri uzattı. Kız yatağına oturmuş, sırtını yatak başlığına yaslamış, elindeki kitabı okuyordu. Bulut'u görünce yüzüne bir gülümseme yayıldı. Artık Bulut ile ciddi kavgalar etmediği için mutluydu. Bulut' a değer veriyordu ve onunla arasında ufacık bir sorun bile olsun istemiyordu.
"Müsait misin Derin?"
"Evet. Gelsene..."
Genç adam içeri girip kızın yanına gitti ve tek ayağını altına alıp Derin' in karşısına oturdu. Ensesini kaşırken bakışlarını yatak örtüsünün desenlerinde gezdirdi. Sonra elini indirip kararlılık ile kızın gözlerine baktı.
"Kararımı verdim. " dedi kendinden emin ses tonuyla. Derin başını "dinliyorum" der gibi sallayınca konuşmaya devam etti.
"Pusat olmak konusunda... Yani zaten pusatım da bağ konusunda... Verdiğin kitabı okudum ve artık ne olduğumu da biliyorum. Yani olacağımı. Kabul ediyorum. Şu bağ işi ne oluyorsa yapalım, ben hazırım. "
"Emin misin? Çünkü bunun geri dönüşü yok. "
"Evet. Hiçbir şeyden bu kadar emin olmamıştım. "
"Tamam öyleyse, gel benimle."
Derin ayağa kalkıp odadan çıktı. Bulut da peşinden. Merdivenlerin oraya geldiklerinde yukarı çıkan Can' ı gördüler.
"N'aber güzellik? "
"İyi abi senden? "
"İyi. Hayırdır? " dedi göz kırpıp Bulut'u gösterip. Onların yan yana geldiklerinde hep kavga ettiklerini bildiğinden şu an ki durumu sorgulamıştı doğal olarak. Kız birşey diyemeyince Bulut söze atladı.
"Birşey yok kuzen. Beni konu mankeni olarak kullanacakmış da çatı katına çıkacağız. "
Can tek kaşını kaldırıp şüpheyle konuştu ki haklıydı da.
"Sahi mi? Sen kimsenin o odaya girmesine izin vermezsin. Zeliş temizlerken bile başında beklersin. Nasıl oldu da şimdi birinin oraya girmesine izin veriyorsun? Hem de Bulut' un?"Bulut bu detayı unuttuğu için kendine kızdı. Sonra Derin'e baktı. Bu sefer de Derin düşünmeden söze atladı.
"Kimse giremez zaten abicim. Ama dedi ya konu mankeni olacak. Yani bu seferlik zaruretten dolayı kurallarımı rafa kaldırıyorum. Eh ödevim daha önemli..." dedi sırıtırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUARA (Musia Serisi - 1) (Tamamlandı)
Fantasy~~~~~ Derler ki; Bu dünya üzerinde binlerce alem vardır... Peki bizim bildiklerimiz kaç tane? İki elimizin parmaklarını geçiyor mu sayıları? Peki ya bilmediklerimiz? Geri kalan o binlerce alem/boyut? Biz bu hikayede o bilmediklerimizden sadece bir t...