"Bu yüzüğü ben takamam."
Korhan kalbinin tonlarca ağırlık altında edildiğini hissederken Derin gülümseyerek konuşmasına devam etti.
"Sanırım bu yüzüğü parmağıma senin takman daha doğru olacak."
Sağ elini ona uzattığında Korhan ilk birkaç saniye algılayamadı kızın söylediklerini. Bir kızın eline bir de gözlerine bakıp durdu. Sonunda 'Dank!' ettiğinde gözleri kocaman açıldı. Yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı. Ay ışığında parlayan zümrüt gözleri Derin' in titrek bir nefes almasına sebep olurken Korhan yüzüğü nazik bir hareket ile kızın parmağına geçirdi. Elini bırakmadan dudaklarına götürdü ve kızın avucunun içine ömrünü bırakır gibi bir öpücük bıraktı. Sonra Derin' i kendine çekip sımsıkı sarıldı. Saçlarına da bir öpücük bıraktı. Hala şaşkındı. Aklında sorular vardı. Ama bu anı da bozmak istemiyordu.
"Şimdi nasıl oldu da kabul ettiğimi merak ediyorsun ama bu anı bozmamak için de sormuyorsun değil mi?"
Korhan kızı omuzlarından tutup kendinden biraz çok az uzaklaştırıp gözlerine baktı.
"Zihnimi mi okuyorsun?"
Derin küçük bir kikirdamayi dudakları arasından serbest bıraktı. Başını tekrar onun göğsüne yasladı ve derin bir nefes alarak kokusuyla ciğerlerini doldurdu. Bu kokuyu gittikçe daha fazla sevmeye başlamıştı.
"İstersem yapabilirim tabi ama simdi yapmadım. Sadece... Şaşkın halinden bunu tahmin etmek pekte zor olmadı."
Derin adamdan ayrılıp süs havuzunun kenarına gidip oturdu. Korhan' a da eliyle yanina oturmasını işaret etti. Korhan yanına gidip oturunca kız yönünü ona dönüp ellerini tuttu.
"Sen her zaman beni sevdiğini söyledi. Dahası bunu net bir şekilde gösterdin de... Ben ise sana karşılık veremeyeceğimi çünkü kalbimde başka birinin olduğunu söyledim."
Korhan başını aşağı doğru bor kez eğerek onu onaylarken gözlerinde öfke ve kıskançlık parıltıları dolaşmaya başladı. Derin yüzündeki tebessümü silmeden ama biraz soldurarak konuşmaya devam etti. Sesi yumuşak bir tonda çıkıyor ve karşısındaki adama kızmaması için sinyaller veriyordu.
"Yalandı... Yani korkmuştum ve benden uzak dur an için öyle söylemiştim. Tabi bir de seni hiçbir zaman sevemeyeceğimi düşünmüş ve boş yere umutlanıp sonrasında daha fazla üzülmene engel olmaya çalışmıştım. Ama sonra... Benim için yaptıkların... Hayatından vazgeçtin. Daha ne olsun? Bu beni anlayamadığımı bir şekilde çok fazla üzmüştü. Önce vicdana yorsam da öyle olmadığını anlamam geç olmadı. Zaten sana karşı hislerim olmasaymış o öpücüğün ya da göz yaşlarımın hiçbir etkisi olmaz ve sen o ölüm uykusundan uyanamazmışsın.
Ve hiç pes etmeden hep yanımda oldun. Burada seni istemediklerini açıkça yüzüne söyleseler ya da ima etseler bile pes etmedin. Vazgeçmedin benden. Şimdi sıra bende. Ben de pes etmeyeceğim. "
"Anlayamıyorum Derin. Teklifimi bana minnet duyduğun için mi kabul ettin? Hayatımdan vaz geçtim diye..."
"Aptal... Minnet falan yok! Unut onu. Bu kadar kısa sürede bir insan birini sevebilir mi bilmiyorum. Sevmenin ne demek olduğunu da bilmiyorum ama her dokunuşunda , sarılışında kalbimin sıkışmasının ya da zümrüt yeşili her hangi bir şey gördüğümde gözlerimin önüne gelen ilk şeyin senin gözlerinin olmasının, yanındayken garip bir huzurun ruhumu sarmalamasının minnetten dolayı olmadığını biliyorum. Az önce, sen gelmeden önce de bunu düşünüyordum. Evlilik için şu an benim için çok erken. Ama senden de uzak kalmak istemiyorum. Yüzüğü parmağıma tak ama sana verdiğim bir söz olsun. Seni daha yakından tanıyacağıma, kalbimde yer edinmene izin vereceğime dair bir söz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SUARA (Musia Serisi - 1) (Tamamlandı)
Fantasy~~~~~ Derler ki; Bu dünya üzerinde binlerce alem vardır... Peki bizim bildiklerimiz kaç tane? İki elimizin parmaklarını geçiyor mu sayıları? Peki ya bilmediklerimiz? Geri kalan o binlerce alem/boyut? Biz bu hikayede o bilmediklerimizden sadece bir t...