Lauren
Sokak şarkıcılarının sesi bile otobüsün ön koltuğundaki aptalların sesini bastırmaya yetmiyordu. Kısık sesle çalan müziğe bağırarak eşlik ediyorlardı. Gözlerimi devirip başımı iyice koltuğa yasladım. İneceğim yere çok yoktu ama şimdiden sıkılmıştım. İç çekip çantamdan telefonumu çıkardım. Rehberde Dinah'ı bulup aradım. Anında açmıştı.
Paketler tamam mı?
Otobüs durmak için yavaşladığında ayağa kalktım.
Şimdi teslim aldım. Bu sefer ki çok kaliteli.
Otobüsten kendimi zorlukla dışarı atıp derin bir nefes aldım ve gülümsedim.
Tamamdır. 5 dakikaya kumsalda olurum.
Telefonu kapatıp adımlarımı hızlandırdım. Bugün iyi satış yapacaktık. Bu da fazladan para demek oluyordu. Belime sarılan eller irkilmeme neden olsa da kim olduğuna dahi bakmadım.
Aşkın karşılıksız, Mike. Artık peşimi bırak.
Kahkaha atıp ellerini yukarı çıkarıp omzumu tuttu.
Ah, güzelim. Rüyalarıma bile girmeye başladın.
Gülümseyerek omzumdaki elini tuttum ve ittim.
Rüya dahi olsa rahatsız etti. Seninle yatmamış tek kız olarak öleceğim.
************
Kumsala oturmuş Dinah'ın malı getirmesini bekliyordum. Mike da içecek bir şeyler bulmaya gitmişti. Hava soğuktu ancak üşümüyordum. Dizlerimi kendime çekip ellerimle sarıldım ve denizi izlemeye başladım. Hayatım bundan fazlası değildi. Uyuşturucu satıp hayatta kalıyor, çoğu zaman sokakta yatıyordum. Kaç yaşımdan beri sokakta yaşadığımı hatırlamaya çalıştım. Sanırım 8 yaşındaydım. Derin bir iç çekip uyuşan boynumu ovmaya başladım.
Bu gece uzun olacak güzelim.
Mike elindeki poşetleri kuma koyup yanıma oturdu.
İlk önce malı bir görelim, Mike. O adama hiç güvenmiyorum.
Poşete uzanıp içinden bir bira çıkardım ve içmeye başladım.
Artık çok geç, alım gerçekleşti. Geri veremeyiz. Hem Dinah kaliteli olduğunu söylemişti.
Cümlesini bitirirken gülmeye başladı. Bende gülümsedim.
Dinah'a göre içinde leblebi tozu olan uyuşturucular bile kaliteli.
Leblebi tozu.
dedi beni tekrar ederek. Beraber kahkaha attık. Gerçekten, Dinah her şeye olumlu yönden bakar ve kesinlikle zorluk çıkarmazdı. Satmayı beceremez, hiç kimseye hayır diyemezdi. Bu yüzden ona sadece alım işini yaptırırdık. Dinah alır, Mike ve ben de satardık. Önümüze atılan paketlerle birlikte küçük bir şekilde sıçradım.
İçinde leblebi tozu olan uyuşturucuların nesi varmış?
Dinah gülerek aramıza girmişti. Poşete uzanıp bir bira aldım ve ona uzattım.
Hiçbir şeyi yok bebeğim. Sadece kafa yapmıyor.
Kahkaha atarak önüme döndüm.
**********
Lauren, başlayalım mı?
Etrafıma baktım. Mekan tamamen doluydu. Adım atacak yer yoktu.
Başlayalım.
Cebimdeki paketlere baktım. 10 tane vardı. 5 tanesini Mike'a uzatıp üzerimi düzelttim. Ardından Dinah'ın kulağına yaklaşıp bağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fall Apart | Camren
Fanfiction"Sanki en iyi resimler çoktan çizilmiş, en iyi şiirler çoktan yazılmış, en iyi senaryolar en iyi oyuncular tarafından oynanmış gibi.. Yoksa boşa geçen bu hayatın başka hiçbir açıklaması olamazdı." Kafasını yukarı kaldırıp gözlerini gözlerimle bulu...