11♧

1.7K 137 1
                                    

Lauren

Camila çabuk ol, eriyorum!

Elimdeki kızgın çubuğu yere fırlatıp parmaklarıma üfledim.

Mum çalmak kolay mı sanıyorsun?

Yanıma oturan Camila elindeki mumu yere koyup üzerindeki hapishane kıyafetinin kollarını uzattı ve yerdeki çubuğu eline aldı. Boşta kalan eliyle elimi kavradı ve dudaklarına yaklaştırıp bir öpücük kondurdu. Acısını anında unutmuştum. Gülerek duvara doğru ilerledim ve sırtımı yasladım. Kelebek figürü hala oradaydı. Bana doğru yaklaştı, mum sönmesin diye çok uğraşıyordu.

Tamam, işte geldim. Hazır mısın?

Sol kolumu yukarıya doğru sıyırdım. Canım yanacaktı ama biraz dayanmam gerekiyordu. Hızlıca başımı salladım ve derin derin nefes almaya başladım. Elini uzatıp çubuğun ucunu muma tuttu ve yerdeki mürekkebe batırdı. Onu nereden bulduğunu anlayamasam da sorgulamamayı tercih ettim. Diğer eliyle de elimi kavradı. Korkmaya başlamıştım, ilk defa dövme yaptıracaktım. Dövmecide olsam işim daha kolay olurdu belki ama bilirsiniz, hapishanede olabilecek en iyi yöntem buydu. Yanıma dolandı ve kolumu kendisine çevirdi.

Ölmemeye çalış.

Küçük bir kahkaha attım ve elini hafifçe sıktım. Çubuğun ucuyla yavaş bir şekilde koluma dokunduğunda çığlık atmamak için dişlerimi omzuna geçirdim. Gerçekten acımıştı ve bu sadece başlangıçtı. Onun da canı acımış olmalıydı ama bunu dile getirmedi. Elini biraz daha sıktım ve gözlerimi kapattım. Koluma her dokunduğunda acıdan kıvranıyordum ama dayanabilirdim. Hızını kesmeden devam etti. Arada bir kolunu kaldırıp ucunu kızdırıyordu.

Çok az kaldı. Yapabilirsin.

Gözlerimi açmadan kafamı salladığımda biraz daha hızlandı. Camila'nın dokunuşlarına odaklanmaya çalıştım ancak koluma değen kızgın demir sayesinde pek de mümkün olmuyordu. En sonunda bittiğini söyledi ve çubuğu yere bıraktı. Avucumun içindeki elini çekip kolumu kavradı ve üflemeye başladı. Bu hareketine gülümsedim. Benimle her zaman ilgileniyordu ve bu hoşuma gidiyordu. Nefesimi tuttuğumu fark edip sesli bir şekilde bıraktım. Gözlerimi açıp koluma baktım. Kızarmıştı ama çok güzel görünüyordu. Duvardaki gibi bir kelebek yapmıştı.

Ah, tanrım. Bu çok güzel.

Elimi kaldırıp koluma dokundum ancak dokunmamla sıçramam bir olmuştu.

Dikkat et, Lauren. Mikrop kapabilir.

Hala üflemeye devam ediyordu. Dudaklarını yavaşça koluma sürttü ama öpmedi. Sadece öyle bekledi. Sıcak nefesi titrememe neden olmuştu, bunu zamanında saklayacak kadar başarılı olamadım. Başını kaldırıp gözlerimin içine baktı. Şuan kolumun acısını tamamen unutmuştum. Alev alev yandığımı hissediyordum. Kolumdaki ellerinden birini kaldırdı ve yanağıma koydu. Başımı eline bastırıp gözlerimi kapattım ve yutkundum.

Çok güzelsin.

Gözlerimi açmadan gülümsedim. Her anımda yanımda olsun istiyordum. Aklıma geldiği anda gülmeye başlıyordum. Hoş, aklımdan bir an olsun çıkmıyordu. Neydi bu? Takıntı? Hoşlantı? Sevgi? Aşk? Aşk.. Bunu düşündüğüm an yüzümdeki gülümseme genişledi. Yanağımı yana kaydırıp dudaklarımı avuç içine bastırdım. O da titremişti. Kesik bir nefes alıp sesli bir şekilde yutkundu. İki insanın birbirini bu kadar arzulaması normal miydi?

Kayboluyorum Camila. Kendimi tanıyamıyorum. Yok olduğumu hissediyorum, eridiğimi hissediyorum. Kayboluyorum. Bulunmak için hiçbir çaba sarf etmiyorum. Çünkü bu gerçek hissettiriyor.

Ona doğru yaklaştım. Burnu burnuma değiyordu. Nefesi dudaklarımı yakıyordu. Kokusunu içime çektim ve nefesimi tuttum.

Bu gerçek hissettiriyor.

Elimi kaldırıp dudağına dokundum. Yavaşça yukarı kıvrılan dudakları benim de gülümsememe neden olmuştu.

Eğer aşk dedikleri şey buysa, ben bulunmak istemiyorum Camila. Kaybolmaya razıyım.

Fall Apart | CamrenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin