Lauren
'Bir gün, sokakta karşılacağız ve gülümseyeceğiz. Olmaktan korktuğumuz şeylere dönüşeceğiz.'
Kitabımı kapatıp elimdeki sigarayı aşağıya fırlattım. 'O nişanlını öldürdü Camila.' Kahkaha atmaya başladığımda bir yandan da saçlarımı çekiştiriyordum. Ben ne sanmıştım? Nişanlısının katili diye bildiği birisini sevebileceğini mi? Benim gibi ruhsuz bir kaltağı? Elbette sevmeyecekti. Ne zaman ağlamaya başladığımı anlayamamıştım bile. Saçlarımın arasındaki elimi birisi tuttu ve sertçe yere indirdi.
Kendine zarar vermeyi bırak Lauren.
Ally yanıma oturduğunda başımı omzuna yasladım ve daha da şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım. Sessiz bir şekilde saçlarımı okşuyordu, arada öpüyordu. O olmasaydı ne olurdu hiç bilmiyorum. Sakinleşmeye başladığımda kafamı kaldırdım ve şehrin ışıklarına baktım. Uzaktan kahkaha sesleri geliyordu.
Bu insanlara bir bak, Ally. Hepsi yalan söylüyor.
Ne demek istediğimi anlamamış gibi mırıldandı.
Bütün bu insanlar, vakitlerini içki içmekle, dizi izlemekle, sevişmekle, hap almakla geçiriyorlar. Kendilerine benzeyen insanları bulup aynı fikirde oldukları için mutlu oluyorlar. Aynı şeyleri hep birlikte düşünmeye ne kadar da önem veriyorlar. Ben yalnızım. Hep yalnızdım. Çünkü kimseyle aynı fikirde değilim, herkesin yaptığı şeyleri yapmıyorum.
Ellerimi duvara koyup başımı kaldırdım.
Bana yalnız kaldığımda sığınabileceğim bir omuz, tutunabileceğim bir el verilmedi. Ve ben öyle bir yalnız kaldım ki, daha önce kimse o denli yalnız kalmamıştır.
Dolan gözlerime aldırmadım. İç çekip biraz böyle durdum. Rüzgar esiyordu, ama onu hissetmeyecek kadar hissizleşmiştim. Camila 1 haftadır yüzüme bile bakmıyordu. Bunun olacağını en başından beri biliyordum. Ancak bir ümit, ona tutunabileceğimi düşünmüştüm.
Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; beni bırakacağını hep biliyordum. Fakat yokluğu müthişti.
Gözümden akan yaş boynumdan hapishane kıyafetine doğru ilerledi ve orada kurumaya yüz tuttu.
O bana bu boktan dünyada yaşamanın da mümkün olduğunu, benim de bir ruhum olduğunu öğretmişti.
Ally elini uzattı ve bacağıma koydu.
Neden ona suçsuz olduğunu söylemiyorsun?
Gülümsedim.
Ne değişecek? Benim gibi ruhsuz bir kaltağı hiçbir zaman sevmeyecek. O sadece intikam almak istiyordu ve bende buna göz yumdum. Amacını hep biliyordum.
*********
Kalabalık arasında ilerleyip başa geçtim. Elime tutuşturulan yeni kıyafetleri alıp kabine doğru ilerledim.
10 dakika.
Tepki vermeden kabine girdim ve üzerimi çıkardım. Aklıma Camila'nın boş sanıp içeri girdiği an geldi. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve dudaklarımı ağlamamak için birbirine bastırdım. Tamamen soyunduğumda suyu açtım ve soğuk tarafına getirdim. Üşümek umrumda değildi. Zaten hissetmiyordum, belki kendime gelirdim. Yıkanma işini acı çeke çeke yaptım. Gardiyanın kapıyı tıklamasıyla birlikte iç çamaşırlarımı giydim ve kıyafetlerimi yerden alıp dışarı çıktım. Çıkmamla birlikte Camila'yla çarpışmam bir olmuştu. Bunu kesinlikle beklemiyordum. Gözleri üzerimde gezindi, yutkundu. Gözlerine bakmadan yerdeki kıyafetlerimi aldım ve biraz ileri gidip hızlı bir şekilde giydim. O ise kapıda dikilmiş bana bakıyordu. Kaşlarımı çatıp cesaretimi topladım ve bakışlarımı ona çevirdim. Gözleri dolmuştu. Tanrım, delirmek üzereydim. Çok güzeldi. Gülümsedi, gözlerim dudaklarına kaydı. Dudağını ısırmıştı. Ona doğru bir hışımla ilerledim ve kolundan tutup kabine geri soktum. Sırtını kapıya sert bir şekilde çarpmıştı. Ağzından kaçan küçük inleme tam anlamıyla delirmeme yetmişti bile. Kendimi ona bastırıp derin bir nefes aldım.
Sikeyim, Camila. Ne yapmaya çalışıyorsun? Aldığın intikam yetmedi mi?
Gözlerini dudaklarıma indirip sesli bir şekilde yutkundu. Hayır, bunun olmasına izin vermeyecektim. Vermemeliydim. Beni ikinci kez kullanamayacaktı. Kolumu başının hemen yanına vurup bağırmaya başladım.
Bitiremediğin işi bitirip beni öldürecek misin?
Ellerini tuttum ve boğazıma koydum. Hareketsiz duruyordu, gözleri doluydu. Hafifçe sıktım, sinirden deliye dönmüştüm.
Yap!
Ellerimi çektim ve kıyafetimi tuttum. Gözleri hala dudaklarımdaydı. Bir küfür savurup alnını alnıma dayadı ve ellerini kaldırıp yanaklarıma getirdi.
Yapamam.
Kokusunu içime çektim ve nefesimi tuttum. Titreyen sesimle fısıldadım.
Benden uzak dur, lütfen.
Küçük bir şekilde hıçkırdı. Gözlerine bakamıyordum.
Kendime engel olamıyorum. Buna..
Gözlerini kapatmıştı, ıslak kirpikleri yüzüme değiyordu. Elini indirip dudağıma dokundu. Titremiştim ve bundan nefret ettim. Beni bu şekilde etkilememeliydi.
Karşı koyamıyorum.
Elimi uzatıp yanağına dokundum. Yanağını elime bastırıp bir kez daha hıçkırdı.
Bunun sonu mutlu bitmeyecek ve paramparça olacağız.
Hıçkırıkları arttı. Omuzları sarsılıyordu.
Bu yaşanacak bir hayat değil, Camila. Hiçbir şey nişanlının katili olduğum gerçeğini değiştirmez.
Başını iki yana salladı ve bana biraz daha yaklaştı. Dudağını dudağıma bastırmadan hemen önce fısıldadı.
Umrumda bile değil.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fall Apart | Camren
Fanfic"Sanki en iyi resimler çoktan çizilmiş, en iyi şiirler çoktan yazılmış, en iyi senaryolar en iyi oyuncular tarafından oynanmış gibi.. Yoksa boşa geçen bu hayatın başka hiçbir açıklaması olamazdı." Kafasını yukarı kaldırıp gözlerini gözlerimle bulu...