EY YÂR (TAMAMLANDI)

♥ Çok Özledim ♥

Muhsin babası ile birlikte annesinin yanında diz çöktü.
Sağ kolunu annesine sol koluna babasına geçirip

-"Çok şükür çok şükür Allah'ım. Beni anneme ve babama kavuşturdun." diyerek gözyaşı döktü.

-"Çok şükür oğlummm" diyerek annesi ve babası da duâ etti.

Annesi Sukeynâ'yı babası ise Mirza'yı diğer kollarının arasına alıp

-"Allah razı olsun sizlerden. Bize evladımızı getirdiniz. Bize en büyük en kıymetli hediyeyi verdiniz."

-"Cümlemizden annem. Cümlemizden babam." diyerek birbirlerine sarıldılar.

Yılların hasretinin son bulması sevinci ile içeri geçtiler.
Ne kadar kalmaları için ısrar da etseler Mirza ve ailesi müsaade isteyerek birbirlerine hâyır duâ edip ayrıldılar...

-"O Rabbim ne kadar büyük ki seni kaybettiğimiz gün bize geri bağışladı yavrum."

-"Bugün müydü?"

-"Bugün ya oğlum bugün. Tam onaltı sene oldu."

-"Anam babam burdayım yanınızdayım. Ne olur silin artık o gözyaşlarınızı. Sizin gözünüzde yaş gördükçe ben daha kötü oluyorum"

diyerek annesinin ve babasının gözlerindeki yaşları sildi.

-"Onlar sana kavuşmanın sevinci ile mutluluktan akıyor oğlum" dediler.

Sukeynâ gülerek tatlı kızgınlıkla

-"Kıskanıyorum ama. Beni de alın aranıza."

-"Gel kuzum gel." dediler gülerek.

-"Tabi oğlunuz geldi benim pabucum dama atıldı demi" dedi gülerek ve sarıldı ailesine.

-"Olur mu öyle şey yavrum. Siz ikinizde bizim canımızsınız" diyerek gülümsediler evlatlarına.

Yılların özlemi ile öyle güzel vakit geçirdiler ki
Kâh anıları ile güldüler kâh anıları ile duygusallaştılar...

Gece namazı için telefonların alarmları çalmasa vaktin nasıl geçtiğini anlamamışlardı.

Cemaat olup namaza durduklarında, namaza başlamadan Yağız arkasına dönüp baktı.
Öyle güzel öyle anlamlı bir manzaraydı ki gülümseyerek gözden yaş damlar mı?
Gülümseyerek gözden yaş akıttı.
Oğlu, hanımı ve kızı arkasında namaz kılıyor.

-"Çok şükür Allah'ım çok şükür Allah'ım.
Yıllardır özlem duyduğum tablo şuanda karşımda" dedi ve oğulları Muhammed ve Mustafa, kızı gibi gördüğü gelini Hatice için ve sevdikleri içinde hâyır duâlarını edip namazını bitirdi.

-"Kardeşim Muhsinim gel bak sana ne göstereceğim" diyen Sukeynâ kardeşinin elini tutup onu odasına çıkardı.

-"Bak burası senin odan" deyip odasının kapısını açtı.

Muhsin içeri girdiğinde hâlâ küçüklük eşyalarının durduğunu görünce şaşırdı.
Şuanda ancak ayaklarını kırarak uzanabileceği bir yatak, dolabının içinde küçük bebeklik kıyafetleri, oyuncakları, fotoğrafları...