HÜZÜNLÜ VEDA

5.6K 478 35
                                    

Sukeynâ gözlerini açtığında seslerden ve ağır ilaç kokusundan hastanede olduğunu anlamıştı. Boğazını temizleyerek

-Bakar mısınız? diye seslenince bir hemşire yanına gelerek

-Buyrun Sukeynâ hanım.

-Ne oldu bana neden burdayım?

-Havalimanında bayılmışsınız. Buraya ambulansla getirildiniz. Vücudunuz bitkin düşmüş bir şişe serum taktık ve kanınız çok düşük çıktı bu yüzden de bir şişe kan nakli yaptık size.

-Peki babam. O nerde. İyi mi?

-Merak etmeyin o da burda. Yalnızca tansiyonu düşmüş. İlaç verdik şimdi iyi. Dışarıda sizi bekliyor.

-Allah razı olsun. Babamı görebilir miyim?

-Tabi çağırıyorum. Geçmiş olsun

-Teşekkür ederim... demesiyle Sukeynâ'nın, hemşire yanından ayrılarak babasını çağırdı.

-Kızım iyi misin?

-Elhamdulillah iyiyim babacım. Sen nasılsın?

-Ben iyiyim kızım çok şükür. Tansiyonum düşmüş biraz ilaç verdiler geçti. Sen beni düşünme.

-Babacım ne zaman çıkacağız burdan. Ben babaaneme...

-Serumların bitsin çıkacağız kızım. Merak etme kızım babaannenin son vedasına yetişeceğiz Allah'ın izniyle.

-Tamam babacım... dedi gözyaşlarını tutarak. Babasının da gözleri dolunca kızına belli etmemek için alnından öpüp odadan çıktı...

*******

Mirza'da taksiye binerek önce işyerine gitti. Mirza ile patronun ilişkileri, onların yıllar öncesinden Mirza ile Abdullah Beyin oğlu Ahmedin çok yakın okul arkadaşı olması ile başlamıştı...

Mirza'yı da kendi evladından ayrı tutmayan Abdullah Bey, okul sıralarında onlara iş öğretmek için ara ara yanında çalıştırırken okul bitirmesiyle "Hiç iş aramaya kalkışma derhal yanıma geliyorsun" diyerek onu İnşaat Mühendisi olarak yanında işe almıştı.

Etrafında "Baba Adamdır" diyerek nam salan Abdullah Bey çok yakında Allah'ın izniyle dede de olacaktı. Gelini Ahsennur hamileliğinin son günlerinde olunca Abdullah Bey oğlu Ahmeti geçici bir süreliğine işten kovarak, "Senin yeni işin gelinime yardımcı olmak" demişti...

Mirza işyerine içinden kendi kendine konuşarak girdi...

-Abdullah abi patronum baba adamdır yalnız bugün beni çiğ çiğ yiyecek.
Adama haberde veremedim. Telefon... Telefonum nerde benim...
diyerek üzerini arayıp bulunca telefonunun hâla kapalı olduğunu görünce kendi kendine kızarak

-Akıl mı kaldı bende?
Kendine gel Mirza kendine gel
... dedi...

Abdullah Bey sekreter hanıma birkaç not verirken Mirza'yı görünce kollarını açarak tatlı kızgınlıkla

-Ooo paşam nerde kaldınız. Zahmet etmeseydiniz gelmekle.

Sekreter hanımda gülmeye başlayınca Abdullah Bey ona sert bir bakış atarak yine Mirza'ya döndü... Mirza mahçupça

-Abi ne desen haklısın ama baş başa konuşsak...

-Niye oğlum buranın havasını mı beğenmedin? Peki buyrun odamıza geçelim. Önden geçin buyrun...

EY YÂR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin